SAYFALAR

20 Mart 2015 Cuma

Seçim Sonrasına Bakış-2


İlk yazıda ana fikir, CHP yönetiminin seçmen kitlesini (ana gövde) bütünleştirmekte zorlukları olunca, tabandaki seçmenden özellikle MHP (ve Vatan) ile HDP’ye kaymaların olduğuydu. Ciddiye alınabilecek ölçüde! Bu kaymaların ilki, CHP’nin ulus devleti ve üniter birliği savunmada yetersizliği, kimlik siyasetçisi ve ulus devlet dağıtıcısı (ve dini bütün) rolüyle piyasaya çıkan Bekaroğlu gibi politikacıları vitrine konması...
Ve ikincisi de, CHP’ye oy veren sol seçmenin görülür bir kesiminin HDP’ye yönelmesi. Tabanda geçirgenlik artıyor. HDP’ye yönelmenin bir nedeni, yönetimin HDP ile arasına önemli çizgiler çekmemesi ve seçmenini kendi saflarında kutuplaştırmaması. HDP’nin sürdürdüğü “RTE’nin diktatörlüğünü ancak biz engelleriz” propagandası etkili. CHP çözümsüz duruyor.
Buradan çıkacak sonuç, açıklamadığı sürece seçmenlerde umutsuzluğu arttıran (sahada görüyorum!) CHP ekonomik-sosyal programıyla AKP’den koparmayı umduğu seçmen kadar kazancı, seçmen kadar kaybına eşit olabilir. Bir parti, önce kendi seçmenlerine sonuna kadar sahip olmayı başaracak; arkasından yeni kitleleri transfer edecek..
Anketlerin öngördüğü, AKP’nin kaybedeceği yüzde 8-10 kadar seçmen kitlesinin (alacağı oy şimdilik yüzde 38 ile yüzde 42 arası gözüküyor) yüzde kaçı CHP’nin hanesine kayacağı, başlı başına seçim stratejisini etkileyebilecek önemdedir. Yüzde 1-2 si mi yoksa 5’i mi.. AKP’den kopacakların en çoğu MHP ve BDP’ye gidecek olmasın?! Bu durumda, CHP’den de oy alırlarsa? Mesela MetroPoll, AKP’den kopacak üç oydan ikisi MHP’ye diyor.
Bunları dikkate almadan strateji zor.

“Dinsel mesajlar oy getirmez”
CHP’ye saha ve strateji çalışması yaptığı Amerikalıların raporuna göre, CHP “dine yönelik” mesajlarıyla AKP’den oy alamaz. Biz de diyoruz! Bekaroğlulara bakıp partiye gelen olmaz, tersine parti kendi insanlarından yer.. Bu bakış, AKP’nin yüksek seçmen kitlesinin ya tamamen ya da çok büyük ölçüde “dini saikler” ile partiyi desteklediği gibi absurd sonuç sunar.
Oysa, mesele ekonomik! Biz “milletin 200 milyar kredi kartı borcu var” diyerek, AKP’nin ne fena bir iktidar olduğunu izah etmeye çalışıyoruz. Fakat, bu kadar büyük borçlanmaktan memnun olan kesim büyük çoğunluk. Çünkü, harcama arzu ve isteklerine yanıt buluyor. Bir cebine girip öbüründen çıksa da sonuçta elinde bir şey kalıyor. Kılıçdaroğluhedefimiz yüzde 35” derken, AKP tabanından kopması muhtemel kitleyi hedef alıyor. Amerikalı şirket, kendi özel yöntemleriyle sahada saptadığı boşta gezen yüzde 25 oyla bu sonucu üretiyor.
CHP’nin planlama ve politika üretme kurmayı Sencer Ayata, seçim bildirgesinin de ekonomik ve sosyal tabanlı olacağını belirtirken, CHP’nin bütünü ile seçmeni arasındaki bağın güçlendirilmesi gereğine işaret ediyor. CHP için esas olarak da MHP’yi görüyor. Sohbet ederken, çalışan kesimin yaygın alt büyük çoğunluğunda reel ücret artışının fazla olmadığını, ama orta ve üstü bir kesimde ise çok olduğunu belirtiyor.

BDP, AKP’den oy kopartamazsa..
CHP Kürt oylarından alabilir mi? Hayır. Tersine kaymadan bahsettik. Mesela Tunceli, Malatya’da Alevi Kürt oyları, özellikle gençler BDP’ye kaydı. Kürt oyları, Kürt politikasının iki ana aksı, AKP-BDP arasındaki kutupta bölünüyor. Çünkü iki taraf da aktif, biri devlet ve üstelik parası da var, diğeri savaşçı. (Sıcak-cephe savaşı). CHP, istese de de araya girip oy alamaz, taraftar olsa bile!
Kılıçdaroğlu, gerçi CNNTürk’teki programda, HDP’nin AKP ile işbirliği içinde olduğunu 7- 8 maddede sertçe vurgulamıştı. CHP içinde seçim, sonrası AKP-HDP işbirliği yapacağı düşüncesi oldukça güçlü. Demirtaş’ın “RTE biz oldukça diktatör olmayacak” biçimindeki, yakın gelecek endişe ve korkuları HDP’ye kanalize etmeyi ve barajı aşmayı amaçlayan demeçlerine rağmen...
Metin Feyzioğlu, Barolar Birliği Başkanı, şöyle diyor: CHP’den alabileceği oylar HDP’nin Meclis’e girmesine yetmez. AKP’deki Kürt oylarından önemli bir parsel toplamak zorunda...
Feyzioğlu çok önemli bazı noktalara işaret etti, Çözüm Süreci ve Kürtlerin uluslararası konumları üzerine. Ama önce Cumartesi Diyarbakır gösterisi.
Önemli, Öcalan’ın Kandil’i sıkıştırmasının üst aşamasını izleyeceğiz.

Not: Türkiye Gençlik Birliği’nin Çanakkale seferberliği takdire şayan. Helal olsun.
--19 Mart 2015 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder