SAYFALAR

20 Mart 2015 Cuma

Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915

CBT Gündem, sayı 1460, 13 Mart  2015 



İş Bankası, Eminönündeki eski merkezini dönüştürdüğü Müze’de güzel bir sergi açtı: Derinlerden Siperlere: Çanakkale 2015. Çanakkale savaşı sırasında denizin dibini boylayan batık savaş gemilerine dalışlar da yapan belgeselci Savaş Karakaş’ın kürotörlüğünü ve yine Çanakkale savaşları konusunda uzmanlarımızdan Prof. Haluk Oral’ın danışmanlığını yaptığı serginin açılışında bulunduk.
Savaşın en önemli konuları paneller olarak hazırlanmış, savaşla ilgili üç boyutlu gerçek objelere ve güzel canlandırmalara yer verilmiş. Zaferin 100.Yıldönümü içindeyiz. Bu serginin açılışı yerinde oldu. İstanbulluların çocukların gençlerin sergiyi gezmeleri için hem duyurusunun iyi yapılacağı hem de özel önlemler alınacağı beklentisi içinde olmalıyız.
Çanakkale Savaşlarında kullanılan bisiklet
Sergilenen askerlerin subayların yazdığı mektuplar savaşın dramatic insan yönlerini, duygularını, ve acı olayları okuyoruz: “Artık çok küçük bir subay grubuyuz. Çıkarmadan geriye kimse kalmadı. Bir tanesi dün gece yemek sırasında başından vuruldu ve bütün masayı altüst ederek yuvarlanarak…”
Sergide, Mustafa Kemal Paşa’nın el yazısıyla 3 askeri emrinin belgesi de var. Sergi karaya çıkartma ve kara-deniz savaşlarının seyri, savaşta kullanılan çeşitli araç ve gereçler, top replikaları, siper canlandırmaları, asker mektupları ve anıları, savaş filmlerinden görüntüler..
Serginin açılışı, Nusret gemisinin 7 Mart’ta Karanlık Liman’a mayınları döşemesinin yıldönömüne denk getirildi. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Senar Akkuş, yeni nesilleri geçmişin bu değerli mirasıyla buluşturmayı amaçladıklarını dile getirirken, Savaş Karakuş, kendi adını, Çanakkale Savaşında yaralanan gazi dedesi Hafız Hilmi Çoşkun’un verdiğini ve dedesini yaralayan top mermisini atan batık gemilere dalarak çocukluğunun bir rüyasını gerçekleştirdiğini söyledi. Haluk Oral savaşın önemli anları üzerine açıklamalarda bulundu.
Söylemeye gerek var mı? Biz Çanakkale’yi 1960’larda keşfettik ve anıtı diktik. Bu keşfimize de, Avustralyalıların Çanakkale’ye olan yoğun ilgisi neden oldu! Şimdiki anlayış da, siperleri yokederek üzerlerine yollar ve otoparklar yapmak! Çünkü giderek büyüyen ziyaretçi kalabalığının ve otobüslerin “ihtiyaçları” karşılanmalı!
Bol bol Osmanlı nutukları atan, Osmanlı ile övünen ama tarihine sahip çıkmayan bir millet, geleceği nasıl kurar? Ne Nusret mayın gemisine sahip çıkabildik onyıllarca ne de tarihi değeri çok yüksek diğerlerine. İkinci Dünya Savaşı’nın Yavuz gemisini jilete gönderdik. Atatürk’ün Savaronası ise ancak son anda kurtarıldı, o da bir işadamının satın alması ve eğlence amaçlı kullanılmasıyla..
Sözü fotoğraflara bırakıyorum.. 
Haftaya Cuma yeniden görüşmek dileğiyle..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder