SAYFALAR

18 Şubat 2015 Çarşamba

Türkiye Bölünür mü?


Bölünür de bölünmez de.. Aslında, Kürt meselesi ülkenin salt bir iç meselesi olarak kalabilse, Kürtlerin ülkenin dört bir yanına dağılmış ve Türklerle her alanda ve her açıdan iç içe geçmiş varlığı, ülke bütünlüğü içinde birlikte yaşamayı öncelikli kılar. Çözüm bu çerçevede aranır ve herkesin yararına bir çözüm mutlaka bulunur...
Ama, Kürt meselesi salt bir iç sorun değil, dahası giderek tamamen “dış dinamikler” denen illetin rüzgarında gelişmektedir. Son durumu belirteyim: Türkiye’nin Kürt meselesini birlik yönünde çözmek giderek imkansızlaşıyor. Çünkü, İmralı-Kandil ve BDP’nin önünde “özerk yapı” oluşuyor: Suriye!
Irak demiyorum. Irak’ta zaten ABD’nin himayesine giren Barzani’nin özerk bir devlet yapısı var. ABD üstelik Erbil’de askeri lojistik üs açıyor.
Suriye’de ikinci Kürt özerk yapısı biçimleniyor. Burası PKK/PDP’nin. Kürtçe adıyla Kobani ve çevresi.

Esad Yönetiminde yeni Suriye yapılanması
Batı, IŞİD’i Suriye’den kesip atmaya kararlı. ABD, müdahale birliklerini oluşturuyor; bu kez daha hızlı davranacak. Obama’nın atadığı John Allen, “IŞİD’e kara operasyonu geliyor” dedi. Ayrıca Irak Ordusu bu amaçla hazırlanıyor. Esad ile ABD arasında IŞİD’e karşı açıkanmamış bir işbirliği var.  Güvenlik Konseyi’ne özel rapor hazırlayan Birleşmiş Milletler’in Suriye’de çözüm çalışmalarının Özel Temsilcisi Staffan de MistureEsad çözümün parçasıdır” diyor.
Bütün bunların sonucu, Suriye’de Esad yönetimi ülkeye egemen kılınacak, PKK/PYD Kürt Özerk bölgesi ile birlikte. Herhalde, Esad yönetimine ılımlı Şii muhalifler de entegre olacak. Yazmıştım: ABD’nin Suriye, Irak, Libya’dan ders çıkardı: Müdahale ettiği ülke yönetimleri parçalanıp yokolursa, yerlerini terör örgütleri, üstelik onlarcası alıyor. Şimdi devlet kurumlarını yıkma değil güçlendirme politikasına geçildi.
Yakın gelecek: Suriye’de Esad yönetimi ülkeye egemen kılınacak, tabii PKK/PDY Kürt özerk bölgesi ile birlikte. Herhalde, Esad yönetimine ılımlı Şii muhalifler de entegre olacak.

Kandil ve İmralı ile Suriye’de Komşuyuz
Bu ne demek? Bizim iktidarın elaltı-yeraltı müttefiki IŞİD kesilip atılacak, Türkiye, Kandil-İmralı-HDP ile bütünleşik bir Suriye Kürt Özerk Yönetimi ile komşu olacak.
Kürt Silahlı ve Siyasi Hareketi ve “çözüm süreci görüşmeleri” esas olarak bu gelişmenin dinamiğine girdi. Belirttiğim gibi, PKK/PYD Batının desteğini almış durumda. Genelkurmay İstihbarat Daire başkanı iken alçakça Silivri’ye tıkılan İsmail Hakkı Pekin, Aydınlık’ta yayımlanan ve Pazar gecesi de Habertürk’te Enine Boyuna’da paylaştığı bilgiye göre, PKK 235 uçaksavar silah aldı, TSK saldırı yaparsa kullanmak amacıyla! “PKK ateş kes süreçlerini hep yeni silah yığınakları için kullandı,” diyor.
 PKK’lı komutan Bersus, geçen cumartesi günü yayımlanan haftalık Der Spiegel’e konuşuyor: “IŞİD’e karşı Kobanı’deki savaşlarda Alman silahları çok işe yaradı, bunları bize Peşmergeler verdi”. Almanların Barzani’nin Peşmerge’lerini silahlandırdığı ve eğittiği haberlerini bir kaç aydır okuyorduk. Almanlar el altından, beklendiği gibi, PKK/PYD güçlerini de silahlandırıyor. Kılıf hazır: “Biz vermedik, ellerine geçmiş! Silahlar yollarını şaşırmışlar!” PKK’lılar ellerindeki Alman malı bazukalarla IŞİD tanklarını çok iyi vurduklarını söylüyor.
IŞİD’e karşı tabii ki iyi silah lazım. Ama Batı artık PKK’yı kucaklıyor ve onu terör örgütü olmaktan fiile olarak çıkartıyor...

Ankara ve PKK “Barış için” mi silahlanıyor?
Bu arada hükümet kanadından “barış oldu olacak” haberleri pompalanıyor. Ortak açıklama yaparlar mı, yaparlar. Suya sabuna dokunmayan, barış kardeşlik falanı içeren bir açıklama beklenebilir. Kürt Silahlı ve Siyasi Hareketi’nin yapılanmasını sürdürmesi için daha zamana ihtiyacı var. Ankara’daki Meclis’e ihtiyacımız yok diyorlar. HDP’nin seçime katılıp baraja takılması pek umurlarında değil. Ordu da Güneydoğu’ya komandolar gönderiyormuş.
Görünen şu: Her iki taraf da silahlanıyor. Ankara’nın iç güvenlik paketinin bir hedefi de bu. Muhtemel çatışma hazırlıkları.. savaş, olasılıklar arasında ağırlıklı sanki.

Yeniden soralım: Türkiye bölünür mü?
Dış dinamizmin Kürt sürecini iyice kucaklamasıyla birlikte, içeride kardeşçe sorunları çözmekten uzaklaşan bir Türkiye var. RTE’nin tek adam yönetim politikası, süreci şüphesiz hızlandıracak etki yapacak. Bazı akademisyenler de “AKP’den hâlâ bölgesel güç” olarak bahsediyor ve tecrit edilen RTE politikasını destekliyor!
Demokrasi ve hukuk yoksa, salt tek adam ve diktatörlük heveskarlığı varsa, ülkenin bölünmesi kolaylaşır. RTE çözüm sürecine “sandıkta oy devşirme mekanizması olarak” baktı. Milletin temsilcilerinden gizli sürdürülen görüşmelerin vardığı nokta, Kürt tarafının kazanç hanesine sürekli artılar eklemesi ile sonuçlandı.
2005’te RTE Diyarbakır konuşmasıyla aslında resmen başlattığı çözüm sürecini, 10 yılda bu noktaya vardırdı. Ve tabii sürece gözü kapalı destek veren “liberal/sol” paydaşlarının katkılarıyla.. Oysa daha başında ciddi bir süreci başlatılabilseydi, Meclis seferber edilebilseydi başka bir yere varabilirdik.
Ülkenin en büyük Ulusal Sorunu’nu “sandık ve güç alanı” gördü. Çözümü bu noktaya getiren bir anti demokratik iktidarı yapısı.. Şimdilik görünen o ki, seçimden sonra esas kaosu yaşama olasılığı artacak.
Yoksa ben rüyamda karabasanların esiri mi oldum? Umarım öyledir...Yok yok, tabii ki öyledir.. İnşallah..

--17 Şubat 2015 Salı / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder