Ama bu
açıklamadan önce, AKP ve güdümündeki medyası ve yazarları, bizzat Cumhurbaşkanı
ortalığı nasıl da oldu bitti maşallah güzellemeleriyle donatmışlardı. RTE bugün yarın bir açıklama bekliyoruz,
derken, AKP medyası hatta “AKP ile HDP
Meclis’te ortak açıklama yapacaklar, üstelik CHP’yi de yanlarına, izleyici
gruba çağıracaklar”dı. Biliyorum, CHP’de bu “sır çözüm”e balıklama atlamak
için çırpınanlar var..
AKP bir
borazan mı öttürüyor, çözüm oldu bitti
diye? AKP tarafı, İmralı’nın, “Türkiye’ye karşı silahlı
mücadelenin sonlandırılması; Türkiye içinde asayişi bozacak eylemler
yapılmaması; demokratik siyasal sistem içinde kalınması”nı içeren bir açıklamayı kabul ettiğini ve “örgütün bu gündemle kongre
toplaması” çağrısı yaptığı ileri sürdü.
Şüphesiz
ki böyle bir çağrı sevindirici olur. Evet de, ne şartla? AKP’liler İmralı’nın
böyle bir anlaşmayı hangi koşullarla kabul ettiği bölümünü saklıyor
olabilirler. Yüzde 99,9. Toplumda yaratmaya çalıştıkları “Kürt tarafı, hele Kandil ve HDP yok mu..” algısıyla seçime mi gidecekler?
Her iki
taraf da, karşılıklı anlaşma metinleri üzerinde gizlilik perdesi gerdiği için, birbirlerine
karşı manevraları dikkatle izlemek de gerekir. Bir bakmışsınız, RTE’nin Başkanlığı konusunda
anlaşmışlar..
Masadaki esas mal da bu zaten...
Ortak Açıklama Olur mu?
PKK buna
karşılık “alacaklarını tahsil edememe” durumu ile karşı karşıya.
Bunun
sıkıntısı içindeler, “şimdi verdik mi, 4
yıl boyunca AKP’ye teslimiz” düşüncesindeler. İç güvenlik yasa tasarısını
demokratikleşmeye aykırı ve otoriter rejimi güçlendirici buluyor, bunun çözüm
sürecini tehlike soktuğunu vurguluyorlar.
Ortalıkta
dolaşan bir sürü “dedikodu” var. Mesela “Tahkim
edilmiş eylemsizlik ilanı” gibi laflar, uydurukluk kokuyor. Ne demek bu?
İktidar ile PKK bir eylemsizlik anlaşması içindeler mi ki, bunu tahkim ederek
geliştirecekler. Daha dün, geri çekilen silahlı güçlerimizi Türkiye’ye geri
gönderiyoruz, diyorlardı.
Bir ortak açıklama herhalde
yapacaklardır.
AKP’lilerin durdukları zemin şu olsa
gerek, Kürt sorununun çözümü bugünkü
anayasa ile mümkün değil, önce Anayasa’yı değiştirelim, ve böylece Kürtlerin
taleplerini de yerine getirelim..
Yapılacaksa eğer bir ortak açıklama,
AKP’nin Kürtlere ne vadettiklerini resmen kapsamayacak, AKP genel sözlerin
ardında saklanacak.. Vaadleri sadece Kürtlerin bildiği (ve eminim ki bunu da el
altından sızdıracakları) günlere doğru gidiyoruz gibi.
AKP’nin en büyük politik korkusu, hele
seçimlere giderken rakiplerinin eline aleyhinde kullanabilecekleri bir vaadler
demetinin açıklanması.. Bunu yapmaktan kaçınacaklardır.
Öyle bir ortak açıklama olsun ki, AKP artık barış oldu propagandasını seçim
boyunca yapabilsin...
Ama Kürt tarafı sadece İmralı’dan ibaret
değil. Görüldüğü kadar, AKP’ye bu propaganda fırsatını vermeyebilirler.
Göreceli bugünkü “çatışmasızlık durumu”nu seçim sonuna kadar sürdürmek, AKP için
başarı olacaktır.
Zaman
Kürtlerin lehine işliyor
Kürt tarafı da bunu isteyebilir. Çünkü
zaman tamamen kendileri için yararlar üretiyor. Güçleniyorlar.. Özerk
bölgelerini inşa ediyorlar. Seh Suriye’de hem Türkiye’de.
Ayrıca basına sızan haberlere göre de,
silahlı güçlerini de yeni silahlarla, örneğin uçaksavarlarla geliştiriyorlar.
Kürtler
kendi çözüm süreçlerini inşa etmeye odaklanmış durumda.
Ayrıca
uluslararası destekleri artıyor.
Bu
nedenle mutlaka AKP ile, onun
istediği temelde bir anlaşma yapmak zorunda değiliz, diyor olabilirler.
Zaman
iktidarın aleyhine, Kürt Siyasi ve Silahlı Hareketi’nin lehine işliyor. Bir
mesele, anlaşma olmazsa İmralı Sakini’nin orada epey bir zaman daha kalacak
olması..
Ama
burası Türkiye, bu devingenlikte herşey olur..
Bu durumda, iç güvenlik yasası, hala bir
pazarlık konusu olma özelliğini sürdürüyor olsa bile, AKP bu yasayı geçirir ve
işletirse, Türkiye’yi bir kaosa sürecek demektir.
Yarın bakalım
gündehm ne düşecek?
-- 16 Şubat 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder