Önce son
haberden başlayalım: Davutoğlu, “5 Ocakta
Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık edecek” haberini dün
yalanladı.. Ayrıca RTE’nin hükümete periyodik başkanlık edeceğini de
doğrulamadı.. Peki, konu buraya nasıl geldi?
***
Cumhurbaşkanı’nın
has adamı, gizli-açık tüm iktidar uygulamalarında kapalı kutu Binali Yıldırım, 16 Aralıkta açıkladı:
“Cumhurbaşkanı
5 Ocak 2015’de Bakanlar Kurulu’na başkanlık edecek.. Bu, iki aylık periyodlar
halinde sürecek. Yüzde 52 oy alan Cumhurbakanı ‘ben bir şeye karışmıyorum’
diyemez”
Binali Bey bu
açıklamayı, RTE’nin Sarayında kurduğu başkanlıkların, adeta bir gölge kabineye
denk düştüğü yorumlarının ardından yaptı. Yıldırım, “sistem yarı başkanlıktır zaten” gibi, Anayasaya aykırı bir sürü boş
laf da etti, bunları geçiyorum. Ama iki
önemli noktanın altını çizeyim:
İlki, RTE kurduğu çok sayıda sekreterliğin Yeni Türkiye vizyonu doğrultusunda
çalışmalar yapacak, demesi.. İkincisi ama çok daha önemlisi şuydu: “Cumhurbakanı
ile Başbakan arasında çatışma beklentisi içinde olanlar var, ama buna ihtimal
vermiyorum.”
İlkine: peki hükümet ne yapacak diye
sorabilirsiniz..İkincisine de, Binali’den aslında büyük ve kesin itiraf
diyebilirsiniz. BY, durup dururken, buna ihtimal vermiyorum neden desin ki..
Arka dibi yanan kadayıf var.
“İstisnai durumlarda olabilir”
Derken,
Davutoğlu, yazımızın başına aldığımız açıklamayı yaptı. Yok böyle bir şey.. Bir
şey daha ekledi:
“Cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulu’a başkanlık
etmesinin örnekleri daha önce görüldü. Cumhurbaşkanı ile beni ilgilendiren
konular sadece cumhurbaşkanımız ve benim tarafımdan açıklanır. Dolayısıyla 5
Ocakta böyle bir toplantı yok.. İcrai yetki, anayasal, yasal, hiç bir tereddüt
olmadan Bakanlar Kurulunda. Öyle gölge bakanlar kuruluymuş gibi, gazeteye
yansıtanlar bir başka oyunun içindeler. Buna ne Cumhurbaşkanımız izin verir ne
ben izin veririm... Böyle bir toplantı olabilir ama istisnai mahiyette ve
gerekli görüldüğü zaman olur... Cumhurbaşkanımızın her zaman bizimle iletişim
kurma imkanları mevcuttur..” (AlJazeera Türk, 27 Aralık)
Oooo, öncelikle
diyeceğim şu: alev bacayı, benim burada dile getirdiğim kestirimlerden önce sarmış.. Şimdi biraz derine bakalım:
***
1)
Binali Yıldırım,
yukarıda belirttiğim niteliklerinden başka, Cumhurbaşkanı’nın siyasi danışmanı..
2)
“Gölge kabine” yorumları, yeni bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
imzalanmasıyla gündeme geldi. Bu kararnameyle 4 başkanlık sayısı 16’ya
çıkartıldı. Kurulan başkanlıklara bakarsanız, adeta yeni bir hükümet organı yorumlarını yaparsınız: İç Güvenlik
Başkanlığı. Dış İlişkiler Başkanlığı. Ekonomi Başkanlığı. Savunma Başkanlığı.
Enerji Başkanlığı.. Sosyal İşler Başkanlığı. Yatırım İzleme Başkanlığı.
İletişim Merkezi Başkanlığı... İlginç olan: Bütün bu idari yapılanmanın yargı
sisteminin dışında tutulması.. yani RTE gibi sorumlulukları yok..
3)
Gölge Kabine
yorumlarını bir kenara bırakırsak, RTE Başkanlık Sistemi’nin provasını yapıyor.
Binali Bey zaten “anayasamız yarı başkanlık sistemine uygundur” diyerek,
Cumhurbaşkanlığının yeniden yapılanmasının amacını ve hedefini açıklamış oldu.
4)
Binalı Yıldırım,
siyasi danışman olduğuna göre, belki de kendini bu “gölge kabine”nin başı
olarak görüyor olabilir..
***
Yeniden
bakalım tabloya: B. Yıldırım, çok kesin ifadelerle 5 ocağı ve iki aylık
periyodları ilan etti. Bu kendisinin vereceği bir karar olamaz. RTE veya
Cumhurbaşkanlığı sözcülüğünden, 16 Aralık’tan bu yana, Yıldırım’ın
açıklamalarına bir yalanlama gelmedi.. Hükümete oldu bitti durumu var.
Binali Beyin açıklaması bir “nabız
yoklaması” olabilir mi? Tepkileri
öğrenmek için? O zaman, açıklamanın daha usturuplu yapılması gerekirdi. Yok
hayır, bir kararın ilanı ile karşı
karşıyayız. Ama hükümet cephesinde bu kararı “alan” kimse bulunmuyor! Hatta
tersi durum söz konusu..
Binali bir yumrukla
ring dışında
Şimdi
Davutoğlu’na dönelim: “5 Ocakta yok böyle bir şey” diyerek, boks
terminolojisini işin içine kartarsak, Binali’yi
bir yumrukla ring dışına düşürdü.
İkincisi,
hükümetin bütün icra yetkisine, anayasal, yasal ne var ne yoksa sahip olduğunu
vurguladı. Cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğini kabul etti.
Zaten edebilir, yetkileri içinde..
Ama
Davutoğlu vurgu yapıyor: “Böyle bir
toplantı olabilir ama istisnai mahiyette ve gerekli görüldüğü zaman olur. Gölge
kabineymiş bu gibi oyunlara..ne Cumhurbaşkanımız izin verir ne ben izin veririm...”
Davutoğlu,
“yarı başkanlık sistemi” gibi uygulamalara ve Bakanlar Kurulu’nun RTE’nin emir
ve kumandası altında faaliyet göstereceği yolundaki yorumlara karnı tok
gözüküyor.
Boynundaki
davulu, elindeki tokmakla kendisi çalacak,
sonucu çıkıyor. Yok, RTE ile kamuoyu önünde önemli bir çatışma beklemeyin.. Ama
RTE’yi kendi anayasal sınırları içinde kalmaya çağırıyor..
Karayollarında
Temizliğin Anlamı ne?
Bir
şey daha oldu: Binali Yıldırım’ın bakanlığı zamanındaki Karayolları kadrosunu,
müdürler katında biçti, görevden aldı.. Herhalde başmüdürü de gider..
Davutoğlu’nun
bu hamlesi
a) Binali Bey’e keskin ve şiddetli biri yanıt olarak grülebileceği
gibi..
b) Karayolları gibi büyük
paraların ihalelerin döndüğü bir kurumu, zaptürapt altına alma girişimi
olarak da kabul edilebilir..
Ben ikisi birden, diyorum..
Biliyorsunuz,
Davutoğlu’nun bütün konuşmalarında üzerinde en çok durduğu konu rüşvet ve
yolsuzluklar.. el kol kesmeyi bile göndeme getirdi. Sanki, 5 Ocakta bakanrlar Kurulu'na başkanlık edecek açıklamalarını yapanın
elini kesmekle mi başladı?!
İşte,
erken
bilek güreşinin ikinci konusu da bu.. Yarın...
Buradan
da ikinci bir “Çatışmanın Anatomisi” kokusu alıyorum.. İz sürelim bakalım..
Nereye varacak..
-- 28 Aralık 2014 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder