SAYFALAR

26 Aralık 2014 Cuma

Kullan At Bitti, Yeni İttifak Dönemi


İlk kuruluş aşamasındaki müttefikleri: ABD, çeşitli cemaatler, neredeyse tüm tüm İslamcı/muhafazakar liderler (Mesela Prof. Nevzat Yalçıntaş..)
İlk Genişleme halkası: 2002 seçimini kazandıktan sonra eklenen halka: Liberaller ve solcu eskileri.. Mehmet/Ahmet Altan’lar, H. Cemal’ler + Cengiz Çandar familyaları... Birikimciler, Murat Belgeler.. Barlas vb gibi her iktidar şakşakçıları.. Avrupa Birliği.. Gülen Cemaati.. Tabii ki Merkez Medya, Hürriyet ve çoğu yazarı gibi.. RTE bu dönemde sözde “özgürlükçü” görünüşüyle, hemen herkesi yanına çekti. Oysa demokrasiyi kentisini hedefe götürecek bir trene benzetiyordu hala.. Ona “değiştim” dedirtmeye çalıştılar, başaramadılar, elde ettikleri tek sonuç: “Geliştim” oldu! Hiç biri aymadı!
2007 genişlemesi: Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler süreci: Cumhuriyet “Tehlikenin farkında mısınız” kampanyası yürütmesine rağmen, bu kampanya ve Türkiye’yi saran Cumhuriyet mitingleri “darbecilerin sesleri” olarak damgalandı.. 2007-2011 süreci RTE’nin en büyük desteği sağladığı, liberalleri ve solcu eskisi gibileri tepe tepe kullandığı, beslediği, partisinde, Meclis’te ve medyasında yer verdiği dönem oldu.
2007 seçimlerindeki rüzgarla ve büyük destekle, önce Ergenekon tezgahlandı, ama sonra kullanışlı aptalların büyük desteğiyle 2010 Anayasa Referandumu geçirildi, sonra da Balyoz ve Odatv tezgahları yürürlüğe kondu... Hep bu en geniş ittifakla.. Tabii 2007 seçim sürecinde anlaşmalarla ve vaadlerle DYP+Anavatan ittifakı da başarıyla mezara gömüldü ve yüzde 5 kadar oy AKP’ye transfer edildi..
Kimler AKP/RTE balonuna binmedi ki.. Hukukçular mesela, Ergun Özbudunlar.. Zafer Üskül’ler.. Serap Yazıcılar.. Topraklar falan.. Herhalde bu ülkede olabilecek en geniş iktidar almaşığı..
Ağırlıklar bir bir atılmaya başlanıyor
RTE, en geniş ittifak-genişleme politikasının sonuna gelmişti. Ittifaklara, destekçilerine ihtiyaç kalmamıştı. Çünkü onlar sayesinde yükselebileceği en yüksek noktadaydı.. Yelkenleri rüzgarlanmıştı iyice.. Yanına aldığı tüm müttefiklerini safra olarak görmeye başladı.
İlk atılanlar ve ayrılanlar: İlk dönem beraber yürüdüğü kendi Yenilikçi hareketindeki arkadaşları “demokrat” arkadaşları/ müttefikleri oldu.. RTE’nin politikası ve kişiliği, ilk önce beraber yola çıktıkları arkadaşlarının başını yemeye başladı.. Mesela Abdüllatif Şener, 2007’de yolunu ayırmak zorunda kaldı. Kuruculardan Ertuğrul Yalçınbayır 2010’da “yiyicilik, yobazlık, yalakalık” arttığı gerekçesiyle ayrıldı. Daha çok isim var.. RTE’ye biad etmeyenlerin hepsine güle güle..
Safra” görülen kullanışlılar: 2011 seçimlerinden sonra RTE bir kısım liberal ve solcu eskisine yol vermeye başladı.. M.Altan başyazar yapıldığı Star’ın kapısına kondu. “Hasan Abi”si Cemal’i, Milliyet’ten attırdı.. RTE, hiç birini takmamaya başladı. Kullanma süreleri bitmişti.
Cemaat’in ipi çekildi: Cemaat en büyük müttefiki ama aynı zamanda da rakibi idi. 2011’den itibaren, hızlıca Cemaat dışlanmaya başladı. Artık onlara da ihtiyacı kalmamıştı, üstelik kendisini devirmeye soyunmuştu.
Ortak operasyon gazetesi Taraf parçalandı: Gülen-RTE çatışması keskinleşince Taraf esas sahibinin yayına geçti. Bir kısmı RTE’nin tam yanına geçti ve adamı oldular, O. Çalışlar gibi.. Bir kısmı ortalıkta kaldı ve Cemaat ile işbirliğine gitti. “Hayko”lar gibi keskin RTE taraftarları, bu kez keskin ve gözde RTE düşmanı kesildiler.
Tren son istasyonunda mı: RTE, Türkiye’yi adım adım dönüştürme, Cumhuriyet’in kuruculuğunu, laikliği tamamen ortadan kaldırmaya, dinci/islami gençlik yetiştirme tarihi misyonunu gerçekleştirecek adımlarına hız verdi. Anayasa’yı özde askıya almaya, anayasanın özerkliğini ve bağımsızlığını öngördüğü bütün ilkeleri çiğnemeye girişti..  Medya özgürlüğü hava cıva oldu.
Son darbesi: Evet Gül’e tasfiye etmesi oldu.. AKP içinde kendisine en büyük rakipti..
Dış ittifaklar: Sandıkta zirveyi görünce, “beni kimse yıkamaz” düşüncesiyle, 2011 döneminden sonraki “trenin son istasyonunda”ki hızlı dönüştürme projeleri ve bir “bölge-dünya lideri” hırsıyla, dış müttefiklerine de ihtiyacı kalmadı. ABD ve AB ile papaz durumu…Biliyorum, liste çok eksik, ama ben ana hatları vermeye çalıştım.

Yiğit Bulut ve Ordu ile yeni süreç
Yeni ittifaklar: Bugünkü tek ve yalnız başına durumu, bazı yeni ittifakları zorunlu olarak gündeme getiriyor. Bu süreç eski / yeni nitelikte ulusalcı Yiğit Bulut’u başdanışman yapmakla başladı. İkinci adımı, Ordu iledir. Bu “Ordu’ya kumpas kuruldu” ile başladı. Ordu’nun siyasi ve fiziki tasfiyesinde büyük hizmetleri olan Cemaat’i dışlaması ile, Ordu’nun geri kalanına sahip çıkıyor.
Subaylara izinsiz soruşturma açılmasını önleyen yasa tasarısı ve yüzde 20 zammın gündeme gelmesi, bu ittifakı sağlamlaştırma girişimidir. RTE, girdiği bu “yalnız” yolda, Ordu’nun kendisine tehlike olarak ortaya çıkabileceğini düşünmektedir. Bunları, böyle bir tehlikeyi bertaraf etmeye yönelik önlemler olarak görmekte yarar var.. Peki “ülke birliği”? Bu ittifakın, Kürtleri de korkutan tarafını şimdilik kaydetmekle yetineyim..
 --
Okur notu: Ben de AKP'nin iktidarı hiçbir şekilde bırakmayacağını düşünüyorum. AKP bir patron şirketidir ve şirketlerin ana gayesi kar etmektir. İktidardan ayrıldığı takdirde kar edemeyecek, şirket tasfiye olacak ve etrafında tek yandaşı kalmayacak, kendisi için de yargılama ve hesap dönemi başlayacak. Bu nedenle hak vaki oluncaya kadar, ne pahasına olursa olsun, RTE iktidarda kalmak zorundadır. (Cenk Yalçıner)

25 Aralık 2014 / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder