İran’ın 4 kentine, Tebriz, Şiraz, Yezd ve İsfahan,
yaptığımız gezi benim için bir ilk ve çok ilginçti. Üstelik Tebriz, yani Doğu
Azerbaycan’ın başkenti ile başladık geziye.. Burada Türkçenizle idare
edebilirsiniz. Bazı Azerileri anlamanız hiç kolay değil.
Azeri Türkleri uluslararası kaynaklara göre İran’ın yüzde 20
kadarını oluşturuyor. Şüphesiz İran gibi Azeriler de (ve Azerbaycan) ezici
oranda Şii (sadece yüzde 9 sünni -çoğunluk Kürtler- tabii Ezidiler, Zerdüştler,
Hindular da az sayıda varlar). Azerilerin tarihi ile Perslerin (Farsların)
tarihi çok iç içe. İslam öncesi Zerdüştlük (Şimdi Yezd kenti ve civarında
varlar), mesela ortak dinleriydi. 300 bin kadar Bahai dinine (yasak din!)
mensup İranlı olduğu söyleniyor, çoğu baskıdan dolayı kaçmış durumda.
İran şüphesiz koca bir
tarih, kültür ve uygarlığıyla, pek çok milleti kucaklıyor. 77 milyon nüfusu ile
bize yakın.. Ama İran çok etnisiteli bir yapıya sahip. Neredeyse komşuları
kadar etnik toplulukları ve bunlardan daha fazla dilleri var.. İranlı, Farsça
konuşan herkes.. Farslar nüfusun yüzde 61’i, Azeriler yüzde 17-21 arası,
Kürtler yüzde 7-10, Lur’lar (İrani, yakın zamana kadar göçebe millet, dili
Farsçaya yakın) yüzde 6, Araplar 2,
Beluciler yüzde 2 ve Türkmenler yüzde 1-2 ve yüzde 1-3 arası Kaşkay gibi
Türk topluluklar yaşıyor.
İran’da yüzde 40 Türk dilleri konuşuluyormuş. Ama
Türkiye Türkçesi yok denecek kadar az..
Geri kalan yüzde 1’in içinde Ermeniler,
Aramiler/Asurlar, Gürcüler ve Yahudiler sayılıyor. Pakistan sınırında Urdu dili
de var mesela..
İran’da 77 farklı dil ve
lehçe konuşuluyor. Ama tüm etnik topluluklar Farsça biliyor. Anaokulundan tutun
üniversiteye kadar Farsça eğitim zorunlu.
Anadil olarak Farsça’yı konuşan, nüfusun yüzde 53’ü. Çünkü resmi Farsça’nın dışında da ona
benzer Farsi diller var.
Fakat yerel dilleri de
(anadil) okullarda (veya okul dışındaki kurumlarda) ikinci dil olarak öğrenmek
serbest.
Öğrendiğim kadarıyla
sayıları çok az olan Ermeniler ve Yahudiler, (azınlık statüsünde) okullarda
kendi dillerinde eğitim görebiliyorlar. Ama böyle durumlarda, İran devlet
dairelerinde çalışamıyorlarmış. Rehberimiz böyle dedi.
Farsça veya Persçe, en
ari dillerden biri. İndo-German ailesinden. 1200’lü yıllarda yazılan Farsça
şiiirlerin yüzde 80’den fazlasını, lise mezunu anlayabiliyor. Dilin
sürekliliği... Osmanlıca’da ne çok Farsça var! Osmanlı İran’dan çok etkilenmiş.
Farsça sözcükleri bir bir bulup konuşuyoruz...
***
İran için şüphesiz ortak
dil Farsça çok önemli. İran milletini bir arada tutan ve herşeyin paylaşılmasını
sağlayan ana araç. Örneğin bu kadar çok sayıda etnik topluluk, diyelim ki en
büyükleri, eğitimlerini ana dillerinde almış olsalardı, Farsça ortak dilleri
olmak çıkardı ve İran milletinin çeşitli unsurları da kimbilir zaman içinde
nerelere kaçardı!
Herkes ana dilini konuşmalı, dillerinin yazılı
olarak, edebiyat olarak geliştirilmesine devlet en yüksek önceliği vermeli..
Bunu hiç tartışmam.
Ama bir ülkede
dil birliği yoksa, ortak kader, ortak duygu, ortak kaygı, ortak sevinç-üzüntü
de parçalanır, olmaz.. Hele hele bizim gibi ülkelerde...
Sözü nereye
getireceğim açık ve seçik: Eğitimin Kürtçe olması başka, Kürtçe’nin ve diğer
azınlık dillerin çocuklara ikinci dil olarak en iyi bir şekilde öğretilmesi başka.
Şöyle diyeyim:
Ortak bir dil şart, milletin birliğini böyle sağlayabiliriz.
Eğer Kürtçe
çoğunluk, konuşulan gelişmiş dil olsaydı, kuşkusuz bu ülkenin dili Kürtçe olsun
derdim..
--- 16 Ekim 2014 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder