Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anıtkabiri ziyaretinde
anı defterine yazdığında ilk kez büyük kurucuya “Aziz Atatürk” diye
seslendi. Ayrıca yazdıklarında da yeni şeyler vardı.. Bugüne kadarki hitap
biçimi hep “Gazi Mustafa Kemal Paşa”
ile sınırlı kalmıştı..
Recep Tayyip Erdoğan’da bir “tarihe karşı olgunlaşma”, daha
gerçekçi bir yaklaşım mı söz konusu, bugüne kadarki yanlış yaklaşımlarına karşı
bir restorasyon
olarak mı görmek gerekir? Yoksa, RTE, Cumhurbaşkanı seçilerek bütün milleti
temsil ettiğini düşündüğü için –mecburiyetten– Atatürk duyarlığı yüksek olan
muhalif topluluğa karşı bir hoşgörü yaklaşımı içinde mı?
***
Bir adım geri gideceğim. Cumhurbaşkanlığı adaylığını
açıkladığı Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığı konuşmanın kitapçığını okuyorum: Yeni
yaklaşım diyebileceğimiz ilk cümleler orada var:
“Geleceğin inşası,
geçmişle yeniden gerçekçi ve sağlıklı bir bağ kurmayı gerektirmektedir. Biz
tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyoruz. İyisiyle kötüsüyle kendimizi
tanımanın ve yeniden tanımanın zemini olarak kullanıyoruz.. Cumhuriyet bu büyük
tarihin ayrılmaz bir parçasıdır..” diyor ve kuruluşta yapılan hatalar
dönemin özelliklerine uygundu, anlamına gelen sözler söylüyor (s. 11). Daha
sonra “Cumhuriyet mirası bizim
mirasımızdır”diyerek, ama yapılan
yanlışları da onaylamayız, anlamında ekleme yapıyor (s.23).
Konuşmasını izlemiştim, bu kitapçıkta olmayan bir kaç sözü
daha vardı sanırım, ama şu anda arama ve karşılaştırma yapma fırsatım yok.
***
Olağanüstü
Kongre’deki konuşmasından:
“Bu harekette Gazi Mustafa Kemal’in ufku vizyonu vardır… Bizler hep
birlikte Kurtuluş Savaşımızda var olmak ya da olmamak, onuruyla yaşamak veya
onuruyla şehit olmak arasında seçim yapan kahraman Mehmetçiğin torunlarıyız.”
Cumhurbaşkanlığı
devir teslim töreninde:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 1923 tarihinde kurulduğu gün TBMM’de
Gazi Mustafa Kemal’in ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından mecliste
yaptığı konuşmasında, ‘Milletin teveccühünü daima dayanak noktası telakki
ederek, hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye cumhuriyeti, mesut, muvaffak ve
muzaffer olacaktır’ (demişti)… Evet, ilk Cumhurbaşkanımızın, Gazi Mustafa
Kemal’in de ifade ettiği gibi, milletin teveccühü her zaman dayanak noktamız
olacaktır. 91 yıldır devam eden, hız kesmeden ve yeni kazanımlarla devam edecek
olan istikbal mücadelemiz de asla kesintiye uğramayacaktır.”
***
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Olağanüstü
Kongre’de yaptığı konuşmada şu vurguları dikkati çekti:
“Selam olsun, bundan 92 yıl önce
milletin istiklali için Kocatepe'den İzmir'e yürüyen Gazi Mustafa Kemal'e ve
İstiklal ordusuna.. …Hedef, 'ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir' diyerek
istiklali gösteren, istiklal ordusu ve Gazi Mustafa Kemal'in zihnindeki
bağımsız Türkiye'dir...Gazi Mustafa Kemal’in hedeflerinde Ankara merkezli,
Ankara odaklı tam bağımsız Türkiye’yi bulur, borca mahkum edilmeyen Türkiye’yi
bulur.”
***
Gelelim Anıtkabir’e. Bazı vurgulamalar:
“Aziz Atatürk,
Türkiye
Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı, halkın doğrudan oylarıyla seçilmiş ilk
cumhurbaşkanı olarak bugün vazifemizi devralıyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanıyken 10 Kasım 1938'de vefatınızın ardından
cumhurbaşkanlığı makamı ile cumhur arasındaki irtibat maalesef zayıfladı.
Cumhur ile başkanı arasına mesafeler girdi. 2007'de yaptığımız bir Anayasa
değişikliğiyle cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini temin
ettik…
Halk
oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanının göreve başladığı bugün, Türkiye'nin
küllerinden doğduğu, yeni Türkiye'nin inşa ve imar sürecinin güç kazandığı bir
gündür. Hiç kuşkunuz olmasın ki bugün, 23 Nisan 1920'de ilk adımlarını
attığınız büyük Türkiye ruhunun, özünün, hayal ve ideallerinin dirildiği
gündür..
Siz ve
tüm silah arkadaşlarınız istiklal savaşının ardından istikbal mücadelesini
başlatmış, Türkiye'ye muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için büyük gayret
göstermiştiniz. Sizin başlattığınız bu mücadele, 10 Ağustos tarihinde
cumhurbaşkanının da halk tarafından seçilmesiyle yeni bir zaferi tecrübe etmiş
oldu…”
***
Tam
metinlerini bulamadığım için buraya alamadığım bazı sözlerini de katarsam,
Recep Tayyip Erdoğan, 1938’e kadar olan Atatürk ve kuruluş dönemine, bazı
eleştirileri olsa bile, eleştiri oklarını geri çekiyor.
Bu
milletin her zaman baştacı edeceği Mustafa Kemal’i ve dönemini, bir zaman ayyaş dediği Atatürk’ü kabul ediyor.
Atatürk sonrasından 1938-2002
kendi iktidarlarına kadar olan dönemi, Menderes, Özal’ı anmasına rağmen,
Atatürk’ün büyük Türkiye ideallerini gerçekleştirememiş bir zaman dilimi olarak
olarak görüyor.
Atatürk’ün
bıraktığı yerden ise bayrağı neredeyse kendisi ve AKP devralmış ve Kuruluş
dönemi ülküsünün izinde yürüyor..
Yorumu yarın yapacağım:
Atatürk Türkiye’sinden sonra ve RTE’nin Yeni Türkiye’si..
--- 31 Ağustos 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder