Delege Kılıçdaroğlu’nu
uyardı ve yeniden seçti..
Yooo
hayır, partiye haksızlık yok; CHP tabanından 40 yıllık devrimci insanlar da
oradaydı.. Öğretmlenlerden (emekli çoğu) tutun yurdun dört bir yanından gözleri
pırıl pırıl...
Gezi
Ruhu, herhalde Kılıçdaroğlu’ndan, Muharrem İnce’den ve tüm delegelerden daha
fazla oradaydı.. Analarıyla, babalarıyla kardeşleriyle, fizik varlıklarıyla üstelik.
Ve girişte Gezi şehitlerinin afişleriyle: Sizi
unutursak kalbimiz kurusun!
Kurultay
salonunda ekranlardan esti bütün hışmıyla, fiilen. Orada yiğitlikeri ve tüm alçaklıkları
bir kez daha seyretti Kurultay.. Bir ruh yenilenmesi adeta!
Peki
tamam salonda geziniyordu da, Gezi Ruhu örneğin CHP’nin içine kaçmış mıydı?
***
Gezi,
sokak ve direnişin adı, herşeyden önce.. Direniş.. Muharrem İnce, en çok, bu
lafı ettiğinde sanırım Kurultay’da yürekleri hoplattı. Veya bana öyle geldi.
Gezi
direniştir dedik ya, mesela İnsanlar çocuklarını kaybediyor.. Bir iktidar–devlet
despotizmi, aileleri perişan etmiş. Çocuklarını hiç istemedikleri halde imam
hatip okullarına göndermek zorunda bırakılıyor. Pek çok mahallede lise kalmamış...
Millet sokaklarda direniyor, okulunu istiyor.. Duyan yok. Bir badem bıyıklı
herhalde içimizdeki binlerce İslam ümmetçisinden-milliyetçisinden biri,
okullarda Türkçe konuşmayı yasaklayabiliyor. Vahşi bir toplum mühendisliği hükmünü
sürdürüyor. Öyle tepeden, güm diye.. Aileler perişan. Türban da ne ki yanında..
Üstüne üstlük CHP’li belediye de yaptırdığı okulu Bilal’e kaptırmış..
Ama
bu temel dert CHP’nin içine girememiş...
Okulların
imam hatipleştirilmesine karşı direniş, ancak Gezi Ruhu ile yapılabilir bir şey..
Gezi’nin devrimci ruhu ekranlardan salonu
doldurmuştu ama orada sahiplerini arıyordu, derken kastettiğim budur. Gezi’yi,
geziye katılan bir kaç insanla cisimlendirirseniz hata yapmış olursunuz... Gezi
afişiyle, filmiyle, söylencesiyle Kurultay’daydı ama CHP’nin içine kaçamamıştı....
***
Muharrem
İnce, iyi bir hatip, konuları vurucu yönleriyle dile getirdi. Sözü edilecek
etkili bir konuşmaydı. Salon’da bir heyecan estirdi, bunu gördüm. Delegelerden
pek çoğunun yüreğini havalandırdığına eminim. Genel Başkanlığa adaylığını
koyması iyi oldu. Ciddi bir seçeneğin ortaya çıkması, partiye hayatiyet kazandırır,
canlılık getirir, koltukları rahatsız ettirir, yönetimleri derler toplar. En kötü
şey, bir partinin seçeneksiz kalmasıdır.. İnce’nin diktatör lafını ne kadar yanlış ve gereksiz buldumsa, Kılıçdaroğlu’nun
İnce ile yanyana oturmasını da o kadar doğru buldum..
İnce,
konuşmasını Kılıçdaroğlu’nu eleştirme üzerine kurdu. Başkanlığa adaylığını
koyduğuna göre, şüphesiz bunu yapacak, başarısızlıkları eleştirecek, hesap
soracak.
Kılıçdaroğlu
ise konuşmasında daha çok ekranlardan halka seslenmeyi tercih etti. Bir bölümüyle
de CHP’nin sağa kaydığı eleştirilerini yapanlara seslendi.. CHP’nin program ve önerilerini
açıklayarak, bunların neresi sağa kayma dedi.
Doğrudur, hepsi halkın yararına programdı. Ama mesele CHP vitrinine “sağdan”,
veya islamiciliği vb bilinen tanınmış insanları koyarak geniş kitlelere açılım
politikası tartışılıyordu. Acaba bu “açılım” ile AKP’den oy kopması mı sağlanacağına
inanılıyordu? Bunların hepsi tartışılacak şeyler. Şüphesiz Bekaroğlu’nu davet
edersiniz, ama onunla birlikte seçkin demokrat, solcu 10 kişiyi de ilan
edersiniz, bir genişleme politikasını izah edersiniz..
Kılıçdaroğlu,
örneğin Cumhurbaşkanlığı yenilgisi üzerine sustu. Pek çok konuya değinmedi..
***
Üzerinde
durduğu önemli bir konu da çok merkezli bir parti görüntüsüne bundan sonra yer
vermeyeceğiydi..
Kılıçdaroğlu,
parti içinde özgürlük ile tek merkezli parti arasındaki duyarlı ve demokratik
dengeyi bakalım nasıl sağlanacak..
Partiden bir kaç kişinin ayrılması önemli değil.. Parti içinde özgürlüğü
ve aynı zamanda bütünlük içinde hareket etmeyi sağlayabilmek. CHP geniş
yelpazede görüşlerin birleştiği bir partidir ve Türkiye’nin koşulları bunu daha
uzun zaman zorunlu kılıyor.
Bu
satırları yazarken, sonuçlar açıklandı.
Beklendiğinden
de güçlü bir çıkış yaptı İnce.. Kurultay’ın havası bunu gösteriyordu ve
bekliyordum...
Kılıçdaroğlu
ise büyük bir uyarılma ile yeniden
genel başkan seçilmiş oldu...
Bugün
de Parti Meclisi’ne girme, listeleri delme savaşı yaşanacak..
Adaylara
ve delegelere bu gece uytu yok..
--- 6 Eylül 2014 Cumartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder