Seçimlerin
en ilginç yönü, CHP’den Demirtaş’a
bariz oy kaymasıydı... Nereden biliyorsun demeyin, kendi çevremden biliyorum..
Bir örnek olur mu çevrem, evet olur ve çıkarsama yapılabilir (*).
Özellikle
CHP’ye oy veren gençlerin bir kısmı Demirtaş’a yöneldi. “Ortak Aday”
kendilerinde hiç bir kıpırtı, heyecan yaratmadı. Oy vermek her zaman “akıl işi”
değil ki “tıpış tıpış” gidilsin sandığa, aynı zamanda bir “duygudaşlık” da
gerektiriyor.. Cumhurbaşkanlığı gibi, partiye değil de tek kişiye oy
verilecekse, empati ön plana
çıkabiliyor. Demirtaş’ın yarattığı atmosferin, böyle bir duygudaşlığı oluşturduğunu da görmek gerekir...
Rıza Türmen,
“CHP, Demirtaş’ın söylemine sahip çıkması
gerek”, dedi. CHP’nin geçen seçimlerdeki bildirilerine çıkarıp baktım,
Demirtaş’ın kardeşlik vb söylemleriyle dolu! CHP’nin 2011 seçimlerinde
projeleri vardı, ilk kez parti eksik de bulsanız da cazip bir seçim programı
ortaya koymuştu.. Aile Sigortası’ndan tutun, aileden bir kişinin mutlaka
çalışacağına, emeklilik intibakına kadar.. 30’u aşkın bir paket.. RTE takımı bu
kez “parayı nereden bulacaksın”
edepsizliği ile yüklenmişti!
CHP’nin
sürekli içine düştüğü en büyük tuzak, seçim meydanlarında her türlü siyasi ahlaksızlığı
yapmaya hazır olanların söylemlerine kapılması ve iktidar meselesini bir “horoz
dövüşü”ne çevirmesi.. AKP beslemeleri, yine ortalıkta, etek uçuşturuyor: Kardeşim halkla ilişki kurmazsan, eski parti
olursan, projen olmazsa millet neden sana oy versin... Adamlar, AKP’ye
yakın dini bütün bir insanı aday gösterdi, bu kez de “taşıma suyla değirmen mi
dönermiş, içlerinde bir aday bulamadılar” propagandasına sarıldılar.. İşi gücü karalamak olan horoz döğüşüne
giremezsin... Çünkü onunla aynı dili konuşman mümkün değil..
CHP
gençleri kaybediyor. Seçimin önemli
bir sonucudur. Diyeceksiniz ki gençlerle
ilişkisi ne kadardı, varolan gençlerinin de tek hedefi milletvekili olabilmek
değil mi.. Bilemem, ama benim dinlediğim, gençlerin CHP parti örgütlerinde
asla bir yer bulamadıklarıdır. CHP örgütlenme biçimini de tepeden tırnağa
değiştirmeli belki de. Gençlerin yaşadıkları mekanlar belki de parti
örgütlerinin bir kısmı olmalı.. Onlar hayatlarının bir bölümünü, berbat parti
yapıları, binaları olmadan, türlü çeşitli siyasal etkinlik içinde
geçirebilmeli..
***
Salı
yazımda CHP’nin altın bir fırsatı,
seçmenini katılımcı demokratik süreci hiç mi hiç işletmeyerek kaçırdığını
yazdım. Bu parti yönetiminin büyük hantallığını gösteriyor. Önemli olan
Kılıçdaroğlu’nun sağa sola gitmesi değil, bir örgütün devasa bir makine gibi
çalışıp üretmesidir..
Layık
olmalı, milletvekilinden tutun her kademedeki yönetici.. Milletvekili hesap
verebilmeli: Sen bu ay kaç gününü hangi
parti faaliyeti için harcadın.. Ürettiğin
ne?! Mesela Cumhurbaşkanlığı seçimi için ne yaptın. Oturup başarısızlığı mı
seyrettin, yoksa alınteri odöktün ama sonuç bu mu oldu..
Parti
yönetiminin de süreci algılayamadığı açık seçik. O zaman, kollektif ama herşeyi
zorlayıcı, örgütleyici, harekete geçirici bir aklın devre dışı olduğu kanaati
oluşuyor. Şüphesiz kendisiyle hesaplaşmayan bir yönetimin, başarılı olması
mümkün değil..
Yoo,
hayır, CHP çok çalışsa,iktidara gelirdi, sevilen bir aday gösterse seçimi alıp
götürürdü, biçiminde temelleri olmayan hayaller ileri sürenlerden değilim.
RTE’yi ayakta tutan süreç varlığını sürdürüyorsa, buna karşı fazla bir şey
yapamayabilirsiniz. Ama diri bir boksör gibi yumruklarla rakibinizi sürekli
zayıflatırsınız. Sonra tek bir yumruğu kalınca iş, onu da çakarsınız..
***
Kürt
Siyasal Hareketinin, yüzde 10 barajını aşarak Meclis’te yerini alması, seçim
sistemini büyük partinin aleyhine işletir. Daha dengeli bir dağılım oluşturur.
Bu açıdan barajı aşmaları önemlidir. Ben desteklerim.. Arkalarında PKK ve
İmralı olmazsa, bunu haydi haydi yapabilirler. Ama Demirtaş’ın yıldızının
parlamasının kendi içlerinde yaratacağı siyasal sorunları yakında görmeye
başlayabiliriz..
2015
seçimleri, eğer siyasal, ekonomik ve toplumsal ortam böyle sürerse, AKP’nin
milletvekili sayısı 300’ün altına iner. CHP ve diğer partiler buna hazırlar mı,
diye bir büyük soru var. Sonraki yazılarım, RTE ve AKTP iktidarının inişi
üzerine olacak
--
(*)
AKP’nin Kürt seçmenlerinden de Demirtaş’a oy kayması oldu. Kıyaslamalar net
gösteriyor. Demirtaş’a CHP’nin güçlü olduğu örneğin Ege’den iki katı oy
çıkmasına bakarak “bu oylar CHP’den kaydı” demek yanlış, önemli ölçüde AKP’nin
Ege’deki Kürt seçmenlerinden kaydığını varsayabiliriz.. BDP/HDP, Kürtçü
politikayı terkettiği sürece, AKP’nin Kürt seçmenlerine daha çok ulaşacak.
NOT: Aydın Engin geçen gün, “.. Ergenekon,
Balyoz gibi davalarda kuruların yanına yaşları da katarak “AKP - Cemaat
koalisyonunun intikam operasyonu”na dönüştürülmesinde bu polis
şeflerinin belirleyici katkıları tartışılmaz…” yazıyordu. Basitten
gidelim, davayı çok iyi incelemiş anlaşılan, mesela şu Balyoz’da, davaya suç
oluşturacak bir “kuru” kişi ve olay göstermesini bekleyeceğim. 4 yıldır neyi
atlamışım görmek istiyorum..
--13 Ağustos 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder