İktidarın
Meclis’e yasalaşmak için getirdiği yeni “Çözüm Paketi” tasarısı, acil olarak
yasalaşacak, çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimlerine şunun şurasında az bir zaman
kaldı. Ama daha önemlisi Meclis kapanacak.. Bu tasarının öncelikle Kürt
seçmenin oylarının RTE’ye akması amaçlı olduğunu, bilmem söylemeye gerek var
mı..
Müthiş bir
olumlu hava estiriliyor. Hürriyet’teki Okan Konuralp’ın dünkü haberini
okuyorum, yasada tabii ki olmayan ama uygulama mutabakatı olarak topluma
sunulanlara göre, PKK çekilme sürecini yeniden başlatacakmış. Biliyorsunuz önceki pakette de geri
çekilecektiler ama geçen mayıs ayında PKK geri çekilmeyi durdurmuştu. Şimdi ise
bu süreç “denetimli ve gözetimli geri
çekilme” olarak yeniden başlayacakmış.
Dahası, bu yeni
süreçte, PKK silahlarının imhası da
söz konusu olabilirmiş.
***
Olabilir mi,
belki. Önyargılı olmak istemem. Çünkü PKK’nın silah bırakması, silahlı
mücadeleyi tamamen terketmesi, Kürt siyasal hareketinin “dağdan ovaya” inerek
meşru zeminde mücadele vermesi büyük çoğunluğun isteği. 30 yılı aşkın süren bu
belalı durumun son bulmasına karşı çıkmanın mantıkla ve yurtseverlikle bir
ilgisi olamaz.
Belki de bu
sürece çok önceden girebilirdi Türkiye. Ama bugüne kadar RTE iktidarı Kürt
Meselesi’ni kendi politik yararlarına uygun olarak kullandı. Bazen silah ve
sopa kullandı bazen havuç.. Özellikle seçim zamanları öncesi havuç, seçim
sonraları da sertlik.. AKP Kürt siyasetini araçsallaştırmıştır..
Kürtler bunun
farkında değil mi.. Tabii ki.. Ama, daha önce yazdığım gibi, Kürt silahlı ve
siyasal hareketini kontrolünde bulunduran ve iktidarın da bu amaçla kendisine
yardım ettiği Abdullah Öcalan’ın
siyasi kaderi ve dışarı çıkması, RTE iktidarının elinde. Cumhurbakanlığı
seçiminde de, ilk turda seçilememesi durumunda, RTE’nin kaderi de Kürt
seçmenlerine bağımlı. Bir kader birliği söz konusu..
RTE ilk turda
seçilerek Kürt oylarına muhtaç olmamak istiyor.. Kürtler de tam tersini..
***
Abdullah Öcalan ve Kürt Siyasi Hareketi, PKK’nın
tam geri çekilmesinde, hatta silahsızlanmasında ve dağdan inerek siyasal sürece
entegre olmasında samimi olabilirler mi?
Yoksa, iktidar
ile RTE yine geçici bir kader birliği içindeler mi, kısa bir süre sonra, bu
ortaklık yeniden bozulacak ve herkes kendi mevziine geri mi dönecek?
Beşir Atalay “bu
yeni sürecin hedefi, silahların bırakılması, şiddetin bitmesi ve ve eve dönüşün
sağlanması" olduğunu belirtti.
Gerçekten yeni
bir döneme mi giriyoruz?
Bu sorular, önemli ölçüde Öcalan’ın, dışarı çıkmak ve
Kürt siyasal hareketinin başına geçmek arzusunun ne kadar güçlü olduğuna da
bağlıdır. MİT ile İmralı’da yapılan görüşmelerin içeriğini şüphesiz
bilmiyoruz.. Ama hem Öcalan’ın hem İç İşleri Bakanı Efgan Ala ve Başbakan yardımcısı Beşir Atalay’ın yaptıkları açıklamalar bize içerikle ilgili
fikirler veriyor. Şüphesiz, İmralı’da yapılan görüşmelerin geçen yıl medyaya
sızdırılan tutanakları da aslında, Öcalan-MİT görüşmelerinin seyri ve
karyılıklı verilen sözler-vaadler hakkıda da temel bilgiler veriyordu.
Bütün bu
açıklamalardan anlaşılıyor ki, Öcalan’a bir dışarı çıkma perspektifi verilmiş.
Öcalan bunun gerçekleşeceğine ve “normal hayata” dönebileceğine epey inanıyor.
Eğer bu olası durum, PKK’nın gerçekten silahları bırakıp “eve dönmesi” ile,
yani şiddetin bitmesi ile sonuçlanırsa, Öcalan’ın
bu beklentisi gerçekleşebilir ve böyle bir umudu beslemesinin de maddi
koşulları var demektir.
***
Eğer yukarıda
yazdıklarımız perspektifinde, süreç yeni bir döneme girecekse, AKP İktidarı’nın
“eve dönüş”ün kapılarını açacak garantileri yasalaştırmasına karşı çıkmak,
ancak, “siyasal hesaplar”ı gerektirir.
Biz ise burada
nesnel davranacağız.. Tasarıya bazı eleştirilerimiz olmasına rağmen, seçimlerde
bir araç olarak kullanılacak olmasına rağmen, eğer umut saçılan sürece yardımcı
olacaksa, bu tasarının Meclis’ten geçmesine hayır diyemeyiz.
Tabii hemen
gelecek: ne karşılığı bu süreç? İzleyeceğiz, bakacağız ve yorumlayacağız.
Irak ve
Suriye’de gelişmeler büyük Kürdistan düşü için Kürtler arasında gerçekçi umutlar
yaratsa bile, biz kendi sorunumuza odaklanmalıyız.
Belki de Türkiye Kürtlerinin, Türkiye ve
bizlerle birlikte yaşamaktan daha iyi olanakları yoktur..
Öyle mi acaba?
Veya böyle olması için neler yapılmalı?
--- 7 Temmuz 2014 pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder