Bu sözü Kılıçdaroğlu söyledi. Kime? Gittiği
Diyarbakır’da Kürtlere.. Şüphesiz, Kürt siyasal hareketine ve temsil ettiği
Kürt taleplerine sırt dönmek mümkün değil. Bayrak krizi patladığında, Kürt
liderlerin “bütün ulusların bayraklarına
saygı göstermeliyiz” biçimindeki, Türkiye Bayrağını yabancı ülkelerin
bayraklarıyla eşdeğer gören ve sadece bu sözlerle sahiplenen açıklamaları
karşısınoda, şu görüşü paylaştım:
Gelin,
bu Bayrak hepimizin mi yoksa sadece Türklerin mi.. En az Türkler kadar bayrağa
sahip çıktığınız zaman, Kürt meselesini çözmek kolaylaşır... İşe buradan
başlayalım..
Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da katıldığı “Tigris
Diyalogları” toplantısında örneğin “Çözüm
Süreci’ne neden destek vermiyorsunuz?” sorusu yöneltildi.. CHP lideri,
sürecin Meclis’te yasal bir zemine getirilmesi gereğini savundu.. Ve bir başka
soru üzerine de “Siz de CHP’ye bir tek oy
vermiyorsunuz..” dedi.
***
CHP’nin Diyarbakır’da aldığı oy oranı %1..
İşte o kadar. Yarın da bir tek oy alamaz! Bir zamanlar CHP’nin bölgedeki gücüne
ulaşması bugünkü koşullarda mümkün değil. Çünkü çok şey değişti! O zamanlar,
milletvekilliklerinin, partilere dağılan Kürt ağalar arasında paylaşıldığı zamanlardı! Bir büyük Kürt ailesinin
biri o partiden biri bu partiden..
Toplumsal ve siyasal dinamikler değişti...
Kürt ağaların yerini
a) PKK-BDP milletvekilleri,
b) İktidar partisi milletvekilleri aldı;
c) Kürtlük bilinci öne çıktı;
d) AKP iktidar partisi olarak Apo ile çözüm süreci’ni
başlattı,
e) Kürt bölgelerinde iktidarın (ailesel vb)
ekonomik destek programlarını devreye soktu ve bu sayede de Kürt seçmenlerin
oylarının BDP ile paydaşı oldu..
f) Kürt seçmeni böylece BDP-AKP kutbu
arasında bölündü..
Kürt toplumunun dinamiklerini, bu iki kutup
elinde tutuyor.. Dolayısıyla, ne çözüm sürecinde ne iktidar nimetlerinin
dağıtımında asla paydaş olmayan, AKP iktidarda kaldığı sürece öyle gözüküyor ki
ol(a)mayacak da olan CHP’ye Kürt seçmeni bir oy dahi vermeyecektir..
***
Sık sık diyorlar ki, yazarlar ve tv’lerde çok
bilmişler: CHP çözüm sürecini desteklesin..
Bu kadar aptalca
bir siyasi öneri duymazsınız...
Çözüm süreci denen şey, MİT ile İmralı’da A.
Öcalan arasında kotarılan, hayli zamana yayılmış, RTE’nin daha çok siyasi seçim
takvimine endeksli, bir al-ver
ilişkileridir...
Bu ilişkiler, bazen karşılıklı okşama, bazen
karşılıklı tehdit, bazen karşılıklı tavizler ile, daha çok da Abdullah Öcalan
merkezli yürüdüğünü biliyoruz.
AKP’nin Öcalan’a tuttuğu en büyük havuç,
serbest bırakılma umududur. Şu veya bu şekilde.. Diğeri de, henüz doğru dürüst
AKP’lilerce dile getirilmeyen, Kürt’lere
özerklik sözüdür... Ana dilde eğitim meselesi ise henüz iktidar tarafıdan
şekillendirilmiş değildir. Ama Kürtlerin baş talepleri arasındadır.
Özetlersek 3 temel konuyu, APO’ya özgürlük, Anadilde Kürtçe eğitim ve
özerklik....
***
RTE ve MİT, “çözüm süreci”ni ve Öcalan’ı diri
tutarak, silah bırakışma temelinde görüşmelerini sürdürüyor. Son zamanlarda
Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bu çözüm sürecinde somut taleplerine yanıt
verilmesi için, PKK adam kaçırdı, bomba koydu, işyerlerini bastı, Kışla basıp
Bayrak indirdi ve RTE’ye gözdağı verdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu süreçte ön
planda. Ertuğrul Kürkçü, RTE’ye oy yok, dedi.. Dedi ama, RTE ile İmralı’nın
arasındaki anlaşmanın, ikinci turda BDP-HDP desteğinin RTE’ye kaymasına
dayandığı açıktır. İlk turda herhalde Selahattin
Demirtaş aday olacaktır.. APO’nun dışlamasıyla (kendisine rakip olacak bir
siyasi adaya tahammülü yoktur) bir süre küsen ve kenara çekilen Demirtaş,
herhalde APO ikina edilmiş olacak ki, yeniden siyasete döndü ve HDP eşbaşkanı
seçildi.
Kılıçdaroğlu BDP’lilerle de görüştü
Cumhurbaşkanlığı turunda. BDP’liler, Rıza
Türmen’i önermişler. Rıza Türmen, ilk tur adayı olabilirdi ancak. Bu CHP’yi
kündeye getirme önerisi gibiydi! İkinci turda Türmen’i satacaklar ve RTE’ye
döneceklerdi. İmralı emriyle..
***
Gelelim yine “CHP çözüm sürecine katılsın” zırvalığına..
Bu şu demek: CHP’den bir heyet, MİT
müsteşarıyla birlikte İmralı’daki görüşmelere katılsın ve alınan kararlardya
söz sahibi olsun... CHP, aynı zamanda RTE ve yakın arkadaşlarının çözüm süreci
strataji ve taktiklerinin konuşulduğu, MİT’e vb uygulama talimatlarının
verildiği gizli görüşmelere katılsın, söz sahibi olsun ve kararlar birlikte
alınsın.
Gülüyor musunuz! Sürece katılmak desteklemek ortak olmak
budur, gülün tabii!..
Yoksa istenen, CHP gözü kapalı RTE’ye destek
çıksın mı?
Evet, zekaları en üst düzeyde seyredenler
bunu istiyorlar..
RTE’nin kimsenin başını kıçını bilmediği
çözüm sürecinin bir aleti olmasını..
Kürt Meselesi ya bu ülkenin, Meclis’in ana
konusudur, tartışılır orada herşey..
Ya da, İmralı ile RTE arasında alver gülüm,
karşılıklı tehdit, RTE’nin bazen de seni
asarım ipini seçim meydanlarında salladığı biri süreçtir...
Bitirelim: RTE’nin en büyük destekçisi Kürt
siyasal hareketidir, önünde başka bir seçenek görememektedir, ve RTE’yi de,
eğer caymazsa son anda, Çankaya’ya oturtacaklardır..
Ne ortaklığı, allahaşkına! Tek oy fazla
alamaz CHP...
-- 23 Haziran 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset- Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder