SAYFALAR

2 Nisan 2014 Çarşamba

Seçim Sonuçları: Üç’lük Bir Maratonun İlk Ayağı

Henüz %6’sı açılmıştı toplam sandıkların, bu yazıya oturduğumda.. Bu nedenle yerel seçimlerin yorumuna fazla girmeyeceğim. Ama 2011 genel seçimlerinde %50’ye yakın oy alan sürekli yükseliş içindeki bir partinin, genel seçimlerde toplam oy oranının %40’lara doğru inmesi çok önemlidir. Bu seçim sonuçlarını, 2009 yerel seçim sonuçlarıyla karşılaştırmak büyük hata olur.
2009 yerel seçimlerini belirleyen sürecin, 2007 genel seçimleri ve rüzgar olduğunu unutmayalım!
2014 yerel seçimlerini de 2011 genel seçimlerin rüzgarı belirlemesi gerekir! Bu rüzgar tersine esmeye başladı!
Bu birincisi..
***
Bu ilk raund. 1 yıllık bir seçim süreci maratonunun ilk ayağı..
İkinci ayağı Cumhurbaşkanı seçimi..
Üçüncü ayağı da 2015 Haziran’ında yapılacak olan genel seçimler..
Demek istediğim, AKP’nin iktidarını (yıkılışını) salt yerel seçimlere bakarak değerlendirmek yanlıştır. Eğer 2015’e kadar iktidarda kalırlarsa, büyük bir olasılıkta iktidarı kaybedeceklerdir. Bu ikili koalisyon hükümetini göreceğiz.
Bu nedenle sabır, yılmak yok, mücadele için 1 yıllık bir soluğu sağlam tutmak gerekir!
İstanbul ve Ankara’da, ikisinde de kaybederce AKP, varsın seçimi kazansın!
Ankara veya İstanbul’dan birisini bile kaybetmesi çok önemlidir...
Pek çok kazandıı yerlerde kaybetmiy olmasını da önemlidir..
Bu kayıplar ve inişler, sürecin başladığının güçlü işaretleridir..
***
Cumhurbaşkanlığı seçimi 10 Ağustos’ta yapılacak. Muhalefet mutlaka ortak adayla seçimlere girmeli ve AKP’yi ilk büyük darbeyi indirmelidir..
Bu yerel seçimler de Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de bir fikir verecek.
Cumhuraşkanlığı seçimlerinde AKP’nin tek muhtemel ittifakı olabilir: BDP.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde estirilecek güçlü bir rüzgar, AKP’yi iktidardan düşürecek süreç olur.
Sonrası 2015 Haziranında yapılacak genel seçimler gelecek.
Burada, AKP’nin %40’a ve biraz altına inmesi, seçimleri kaybetmesi demek olacak. Çünkü, iktidarın oy oranı ile, CHP arasındaki oy oranı makası kapandıkça (MHP’yi de düşünün), AKP hızla milletvekili ve büyük olasılıkla Meclis’te çoğunluğu kaybedecek, seçim sistemi gereği.
***
Milli İrade laflarını işiticeğiz yine. Bunlar boş laflar.
Milli iradeden söz açıldığında, milletin referandum çoğunluğundan bahsedebiliriz ancak. Sandığı koyarsınız, %51 alırsınız.
Seçim sonuçları bir milli irade sonuçları değildir. Seçim sisteminin sonuçlarıdır!
İlk kez Türkiye’nin dinamik, aktif milyonları uyandı ve seçime odaklandı.
Bu dinamik kesimdir Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan.
İktidarda dikta kuran, ülkeyi, kamuoyunu durmadan manipule eden, esen gürleyen, yolsuzluk-rüşveti gizleyen- yasaları çalıştırmayan bir iktidarın, yasallığı tartışma konusu olacaktır.
***
Geçenlerde yazdığım ekonomi ve seçim konusunu iniceleyen yazıyı önemseyin.
Şu göreceli istikrarlı bir durumu yaşadığını düşünen seçmen çoğunluğu, bu durumun sarsılmasını istemiyor olabilir. Yüzmilyarlarca borcu var ve bir tüketim aracı haline dönüştürülmüştür.
Henüz süren bu yaşam döngüsünde şimdilik bir değişiklik yapmak istemiyor olabilir.
Şüphesiz, AKP’ye oy veren seçmenin, bir sanal rüya olarak, kendisinin de AKP ile birlikte iktidarda olduğunu sandığını da düşünün..
Ne yazık ki öyle bir algı yaratıldı: millet iktidarda, en yoksul, ey müslüman, sen ilk kez iktidardasın..
Bu algının yıkılması gerekir..
***
Çalıyorlar ama çalışıyorlar: Bu algının da bu bir yıllık süreç içinde yıkılması gerekir. Geçmişte çalanların hepsi de, önemli ölçüde AKP ile bütünleşmiş durumda.. Tabii seçmenleri başta.
Türkiye’de hiç bir zaman bir iktidar böylesine bir yolsuzluk ve rüşvet batağı içine girmemişti!
Şöyle bitireyim: Bugünkü koşullarıyla, AKP’nin – hele hele RTE’nin iktidarını sürdürmesini olanaksız görelim.
Süreci belirleyen, tayin edici ölçüde, seçmenin şu içinde bulunduğumuz göreceli “mutluluğu” kaybetmek istememesidir.
Unutmayın: Bu millet derin ekonomik krizlerle sarsılıp durmuş ve sürekli ütülmüştür..

---31 Mart 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder