Hak
yerini buldu... RTE, rüşvet ve yolsuzluk çukurunda
debelenenlerin salıverilmeleri üzerine bu sözleri etti.. Yineleyelim: Hak yerini buldu. Ne hakkı demeyin..
Burada ne kul hakkı ne insan hakkı ne yetim-yoksul hakkı ne din hakkı nu hukuk
ve yasa hakkı söz konusu.. Sadece, iktidar olanların, iktidarda bulunmasının,
halka devlete hazineye bir diyeti olarak, rüşvet ve yolsuzluk hakkından bahsediyoruz..
Şu “hakka” bakın:
Zarrap ve bakan çocuklarına tahliye kararı veren ve bu kararı vermek için de
uygun yere konan tek kişilik mahkeme yargıcı, Facebook sayfasında “Allah
uzun ömür versin, uzun adam” diye RTE’ye gönderme yapıyor.. Eeee,
şüphesiz ki bu çabaları karşılıksız kalmayacaktır..
Soru: Hak
nasıl yerini bulur? Mahkemelere yandaş hakim yerleştirerek...
***
Tepede rüşvet ve
yolsuzluk Tükiye’ye yabancı mı? İlk kez mi? Hayır tabii ki! Demirel
(yeğen-hayali mobilya ve destekçilerine devlet kıyakları), Özal (ve prensleri),
Çiller, Yılmaz dönemleri... Ama en örgütlüsü, en zirvesi, en milyarlarca Avro
ve Dolarlısı, en bakanlısının ve başbakanlısının da içine bulaştığının çok
güçlü kanıtlısı, bu iktidar döneminde oldu..
RTE, oğlumu da dinlemişler diyor.. Ortaya
çıkıyor ki, hepinizin bir halk
ombudsmanı tarafından mutlaka dinlenmesi gerekiyormuş..
Tepelerde çevrilen
dolapları bu milletin başka türlü öğrenmesi nasıl mümkün olabilirdi? Bugüne
kadarki dinlemelerde hep gümbürtüye gidenler muhalifler, aydınlar, kesilip biçilecekler
ve kodese tıkılacaklar olmuştu.. İlk kez dinlemeler sonucu halkın saklanan gerçekleri öğrenme olanağı doğdu!
Temiz siyasete, daha
kaliteli bir devlet ve ülke yönetimine, demokrasiyi iyileştirmeye, ülkeyi
yolsuzluk bataklığından korumaya giden yollarda biri, istesek de istemesek de,
bir iktidar çatışmasından kaynaklanan ve çoğu yasal olan dinlemelerin
açıklanmasıdır ve halka sunduğu yeni fırsatlardır...
Düşünün, böyle bir
iktidar yıllarca yönetimde, halk da ortalık güllük gülistanlık sanıyor ve
durmadan destek veriyor..
Wikileaks
belgelerinin açıklanmasıyla da, toplum, millet, seçmen, yönetimlerde olmayan
bütün insanlık kazanmamış mıydı ve bir saydamlık sağlanmamış mıydı?
***
Hüseyin
Çelik, bütün yapılan demokrasi dışılıkları, yolsuzluk
ve rüşvet olaylarını, medya özgürlüğüne baskıları meşrulaştıran, yağlayıp
ballandırarak aslında bunların çok iyi şeyler olduğunu bu millete yutturmaya
kalkan, o baş propagandist, örneğin RTE’nin televizyonları bizzat arayarak
nasıl yayın yapacaklarını emreden telefon konuşmaları için, montajdır demiyor..
Ama
rüşvet ve yolsuzluk seslerine montajdır diyor.
Çünkü orada
savunulamayacak ve doğrudan suç olan, doğrudan mahkemelerin konusuna giren
konuşmalar var..
RTE de montajdır
diyor, ama oğlumun konuşmalarını dinliyorlar
diyerek bir yandan da mağdur rolüne çıkıyor!
Bu ses kayıtları yüzde
yüz doğru..
· Zaten
ses kayıtlarını internet ortamından temizlemeye başladılar.. şüphesiz ki onlar
temizledikçe, onlar ulaşılabilecek yeni yerlere konacak ve halkın bilgisine
sunulacaktır. Bununla başedemezler.. Eğer sahteyse nedir bu telaş?
· Dün
baktım Meclis’te Beşir Atalay, Mart
sonunda halk size sandıkta yanıtı verecek diyor. Yolsuzluk ve rüşvet için
temizleme ve hesap verme yeri sandık değil, yargıdır, mahkemelerdir..
· “Biz rüşvet ve yolsuzluk yaptık, ama sandığa
gidelim, halk bakın bizi nasıl destekliyor, aklıyor” derseniz eğer.. o
zaman da,
· örneğin
hırsızlar da mahkeme ve aklanma yeri olarak sandık ister. Derler ki, “işsizlikten
eve ekmek götüremiyorum, çoluk çocuğu aç, bu nedenle çaldım, halka soralım
suçlu muyum suçsuz mu..” Valla aklanma olasılığı yüksek, en azından ben
haklısın derim!
· Katiller,
“öldürmeseydim
onursuz on paralık insan olarak yaşayacaktım, halka soralım, haklı mıyım haksız
mı..” deme hakkı doğar..
***
AKP bu yolu açıyorsa o
halde halka götürelim, sandık koyalım ve o karar versin:
İktidarbaşının,
bakanlarının, çocuklarının; çevreleri, destekçileri ve yandaşlarının, rüşvet ve
yolsuzluk yapma hakları mıdır, yoksa değil midir?
***
Dün Kanat Atkaya’nın yazısında, Murathan Mungan’ın şu sözü vardı: “Bu
ülkede herşey olabilirsiniz, ama rezil olamazsınız..”
Dün yine sosyal
medyada bir söz dolaştı: “Bence mahkeme haklı, hırsızların kaçma şüphesi yok. Bir hırsızın bu
ülkeden kaçması için geri zekalı olması lazım.”
Hoş sözler, ama sadece
şu anı anlatıyorlar..
Siyasi yolsuz ve
rüşvetçiler rezil de olacaklar rüsva da; bu ülkeden de kaçmak zorunda
kalacaklar..
--
OKUR
NOTU:
Kenan Yumurtacı: Dünkü yazınızda RTE’nin sesi
üzerine değerlendirmelerinizi okurken anımsadım: Mario Puzo romanlarından
uyarlanan ''Baba'' seri filminde Marlon Brando, oğlu ve adamları ile kısık bir sesle konuştuğunu anımsadım..
Bir Okur: 30 küsur ülke gördüm,
maalesef en kötüsü burası. Burada fakirlik bir devlet politikası, çağdaş yaşam
bir sorun ve en acısı hırsızlık ayıp olmaktan cıkmış, imkanı olupta yapmayana
aptal mumelesi yapılır olmuş..
--3 Mart Pazartesi 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder