Yaşadığımız
gelişmelerin ileriye yönelik yönünü anlatacak bir başlık ararken, sosyal
medyada bir izleyicim bir mesajıma “Orhan
bey devlet savaşa hazırlanıyor” yanıtını verdi. Devlet... Devlet nasıl
savaşa hazırlanır? Devleti siyasi iktidarlar savaşa hazırlar... Eğer bir savaş
niyeti varsa iktidarın, devleti buna göre biçimlendirir...
Son peşpeşe çıkar
yasalar, aslında savaşa hazırlanan bir iktidarın niyetini belirliyor... Bu
yasaların ortak özelliği, iktidar dışında herkese savaş ilanıdır,
diyebilirsiniz.. Siyasal iktidarı, herkese karşı zırhlıyor.. Bunun da ötesinde,
“düşmanlarını” mahvetmek için iktidarı, hadi korkutmamak için ortaçağ
kavramları kullanalım, zırh, gülle, zehirli ve ateşli ok, kaynar yağ,
mancınık.. aklınıza gelebilecek silahlarla donatıyor!
***
Şimdi MİT yasa
tasarısı komisyondan geçti ve Meclis’e gelecek... Soruşturmanın gizliliği bile
MİT için geçerli olmayacak, gelip savcıdan dosyayı alabilecek.. Oh kekâ!
Başbakan, Emniyet Genel Müdürlüğü’nü vb bir kenara itip, bütün alanların
denetimini verdiği MİT’i, ülkeyi yönetmenin temel aracına dönüştürüyor. RTE,
bütün örtülü operasyonları mit üzerinden gerçekleştirecek.
Şunu söyleyebiliriz: RTE devlete güvenmiyor! Hiç bir birimine
tam güvenmiyor.. Bu nedenle MİT’i tam güveneceği bir operasyonel ve tüm
bilgileri toparlayıp aktarıcı yönetim organına dönüştürüyor.
Bu, tipik olarak,
diktatoryal bir kişi ve yönetimin yapabileceği iş ve sahip olabileceği bir
düşünce yapısıdır. Hitler de devletten ayrı olarak kendi polis ve istihbarat
birimlerini kurmuştu: Cemaatçinin, kaldıysa tabii bir kaç tane solcunun,
Alevinin, sosyal demokratın çalıştığı heterojen bir yapının nesine güvenecek!
En iyisi, kendine tam bağımlı bir yapıdır.. Bu yapı, aynı zamanda bütün devleti de denetim altına
alacaktır..
Bu bir polis
kafasıdır! Bir diktatörün sürekli iktidar planının bir parçasıdır.
***
Bu arada sessiz
sedasız geçen son sözde demokratikleşme yasasını unutmayın: Bunlar, yolsuzluk ve
rüşvete karşı da iktidarı zırhlayan yasalar:
* Dinleme kararlarını
bir Ağır Ceza Mahkemesi’nin 3 yargıcı oybirliği ile verecek. Bu mahkemeyi de
iktidarın HSYK’sı belirleyecek. Yanlışlıkla atanacak bir yargıç varsa
aralarında, tek oyu geçersiz kılınsın diye! Unutmayın, bu ülkede ömür boyu hapis cezaları bile
oybirliğiyle değil oy çokluğuyla veriliyor!
* İktidarın görevden
aldığı kişi. Mahkeme kararı olsa bile makamına geri dönemeyecek, eşdeğer
maaaşlar bir kızak göreve gidebilecek.
* Savcılar
soruşturduğu kişilerin mallarına el koyma iznini, MASAK, BDDK,SPK, Hazine
Müstearlığı, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’dan izin
alacak. 3-5 ay içinde bu kuruluşlar evet-hayır raporu verecekler!!! Tabii bu
süre içinde hırsızlar mallarına güle güle diyecekler!
* Hakimler ve
savcılara, kararlarından ötürü tazminat davası açılabilecek. Bu önceden
böyleydi, AKP Silivri yarglamalarında mahkemelerin haksız hukuksuz karar
vermeleri içini ellerini kollarını serbest bırakmış, tazminatları devletin
ödemesne karar vermişti. Şimdi, tersi oluyor.. Çünkü iktidar mensupları,
haklarında dava açacak mahkemeleri savcıları, mahkemeye verebilecek. RTE, oğlu
için davaya hazırlanıyor.
İçki içerken koyduğu
yasağı kaldıran, sonra tekrar koyan IV. Murat mıydı?!
***
RTE, çıkardığı
yasalarla adeta bir savaş hazırlığı içinde.. Ama savaş kime?
* Öncelikle, hiç biri
asla demokratik olmayan son yasalarla, iktidarını koruma, muhalefeti
bastırma-sindirme, kendisine yönelecek her türlü iddiayı yoketme savaşı.. Yani
bu yasaların hepsi özünde “iç düşman”a karşı verilecek savaşın silahları..
* Bu yasalarla,
özellikle MİT yasasıyla, “iç düşmanı” ezip yoketmek için, büyük skandal
davalar, olaylar yaratabilir.. Ergenekon, Balyoz davalarının nasıl topluma
sunulduğunu anımsayın: Mahvolmakta olan ve ülkeyi iç savaşın eşiğine getiren ve
resmi iktidarı yıkmaya yönelen darbeciler... Sonra mesela Bülent Arınç’a
uyduruk takip ve baskın olayı... Bunun sonucu askerin kozmik odasına
girilmişti. (Sahi o hakim ve o belgeler ne oldu?) .. Ankara caddelerinde, güya
darbe için cephane taşıyan askeri cemseler olayı... AKP iktidarın ve Cemaati
bitirme planları..
Bunların hepsi
iktidarca düzenlenmiş büyük sahte olaylardı!
Bu sahte
operasyonların yeni versiyonları bir süredir piyasaya sürüldü: Suikastler!
İktidar, gerekli gördüğü
durumlarda sözde iç kargaşalıklar yaratabilir, OHAL durumlarıyla ülkede dehşet
ve korku salabilir.. Bunun pilot uygulamalarını yaşamaya başladık.
Söylüyorum: Kürtler de bundan nasibini alabilir..
Şimdi gemilerini dayadıkları ve her dikta eylemlerine destek verdikleri
iktidar, yarın tepelerine binebilir.. Bu işler hiç belli olmaz.
***
Şunu bilelim: Artık
bir kamu düzeni sona erdi...
RTE’nin
(Gül’ün de desteğiyle) yeni kamu düzeni ve rejimi başladı.
---
OKUR NOTU. Savaşal Sayın:
Gerilimi Düşürürse Çöker, başlıklı yazınıza yüzdeyüz katılıyorum. RTE
İktidardan düşmemek için, belirttikleriniz ile beraber, mutlaka parayı da
kullanıyor. Son 2 aylık olaylar gösterdi ki "herşeyi para için"
yapıyorlarmış. Özellikle örtülü ödenekten 11 yılda 6 milyar TL (6 katrilyon)
harcanmış, nerdeyse, 3. köprünün maliyeti kadar (3-4 milyar Dolar) Bu para
kimlere dağıtıldı? Bu kadar yolsuzluğun içinde olan bir iktidar, örtülü ödeneği
Türkiye'nin menfaatlari için mi harcadı? Paranın izini sürmeli..
--25 Şubat Salı, 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder