SAYFALAR

10 Şubat 2014 Pazartesi

Prof. Dr. Aykut Kence'nin ardından

Şubat'ın ilk gününde, Ankara'yı çevreleyen tepelerde güneşin ilk ışıkları görülürken, Aykut hocamın kalbi son bir kez daha attı ve durdu. ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümünden daha bir kaç ay kadar önce emekli olan Prof. Dr. Aykut Kence, pırıl pırıl güneşli bir gün bıraktı Ankara'ya, ve erkenden aramızdan ayrıldı.
Ne yazık ki, gericiliğin ve bilim düşmanlığının her renginin verimli toprak bulduğu bu ülkede değeri bilindi mi; sanmıyorum. Bilim ve akıl, hep bir lüks oldu insanımız için. Aydınlanma, ya uğramadı buralara ya da pek fazla kalmak istemedi galiba.
Aykut hocam, bize doğadaki yerimizi, nereden ve nasıl buraya geldiğimizi, bir tür olarak, çok daha mütevazı atalarımızla yadsınamaz bağlantılarımızı anlatan bilimin en büyük başarısı, Evrim bilimi, Evrimsel biyoloji konusunda çalışıyordu. O sakin mizacı ve sesi, kıvrak zekasıyla, sağlığı iyi olmasa da, Evrim Bilimini tanıtmak için düzenlenen toplantılara katıldı, yazılar yazdı, müfredatlarda bilimin bu anıtsal başarısının sansürlenmemesi için çaba gösterdi.
Aykut hocamla ilk kez 80'lerin ikinci yarısında, 12 Eylül'ün karanlığı hüküm sürerken, binbir baskı altında yayınlanan toplumcu popüler bilim dergilerinde bir araya geldik. Zamanın milli eğitim bakanı, beş para etmez evrim karşıtı bir dökümanı, alel acele, bir üniversitedeki akademik ünvanlı memuruna tercüme ettirip, bütün liselere dağıtılmasını emretmişti. 
Cumhuriyet gazetesini 15 günlük gecikmeyle A.B.D.'de bir üniversite kütüphanesinde okuyarak bu vahim durumu izliyordum. Amerikan Bilimler Akademisi'nin sözünü ettiğim dökümanla ilgili görüşü yayınlanmıştı, ben de hemen bunu tercüme ettim, yayınlanmasını sağladım. Yazdığım önsözden alıntılar ve Aykut hocamın görüşleri, işte bu sayede sözünü ettiğim dergilerde buluştu.
Daha sonra, 1995'te ODTÜ'de göreve başlayınca kendisiyle tanışma şansını bulabildim. Geçen yıllar boyunca, bilimle ilgili, ama özellikle evrim alanındaki cehaletle mücadelenin ne kadar zor olduğunu zaman zaman birlikte gördük. Çeşitli medya organlarında boy gösteren soytarıların, bilim adamları karşısında ne kadar zavallı ve aciz durumu düştüklerini, evrimin en temel ilkelerini bile anlamaktan ne kadar uzak olduklarını gördük.
Ancak, ne acıdır ki, yapılan bir araştırmaya göre, A.B.D., Japonya ve 32 Avrupa ülkesi arasında, Türkiye’nin evrime "inanmayan"ların orantısal olarak en fazla olduğu ülke olduğu gerçeği de duruyor ortada. İnanmayan'ın altı çizili. Nedeni mi? Bilim "inanç" ya da dogma üzerine kurulmamıştır da ondan. Bilimin sonuçları sürekli bir sorgulama, sınama, doğrulama ya da eleme sürecinden sonra elde kalanlardır. 
Darwin'in bu çarpıcı kuramıyla ilgili 1860 yılındaki ilk tartışmanın sonunda söylendiği rivayet edilen şu sözü hep ilginç bulurum: "Maymunlarla akrabalık mı? Umarım yanlıştır, ama doğruysa da, dua edelim fazla duyulmasın". Worcester piskoposunun karısına atfedilen bu sözde, hamımefendinin umudu boşa çıkıyor, ama en azından bizim ülkemiz için, belki sadece şimdilik, duası kabul edilmiş gibi gözüküyor.
Prof. Dr. Aykut Kence, sevgili eşi Doç. Dr. Meral Kence'yle birlikte çocuklarını iki güzel insan olarak yetiştirdiler. Ama bunun dışında çocukları kadar sevdikleri son derece başarılı öğrencileri oldu, bunların bir kısmı yurdumuzun çeşitli yerlerinde, ODTÜ de dahil olmak üzere, öğretim üyesi oldular. Önemli başarılar kazandılar. Aykut hocamı sevgi, saygı ve hatta minnetle hatırlayacak her yaştan dostları, öğrencileri ve meslektaşları var oldukça, o hep yaşayacak. Makaleleri okunacak, yazıları tartışılacak. Ve bir gün bu ülkede bilimin tarihi gerçek uzmanlarca yazılırken, bilim ve aydınlanma için fedakar çabaları takdir edilecek. İşte bu ölümsüzlüktür. Ekmek kadar temiz, su gibi aydın Aykut hocama sonsuz saygılarımla.
Prof. Dr. Engin Umut Akkaya, FRSC
Bilkent Üniversitesi, Kimya Bölümü


Prof. Dr. Aykut KENCE
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü emekli öğretim üyesi ve Türkiye’de Evrimsel Biyolojinin en önde gelen isimlerinden değerli bilim insanı Prof. Dr. Aykut Kence’yi yakalandığı gripal bir enfeksiyon sonucu ne yazık ki zamansız kaybettik. 
Prof. Dr. Kence, Türkiye’de Popülasyon Genetiği ve Evrim alanında yüzlerce eser üretmiş, birçok akademisyen yetiştirmiş, evrensel düzeyde bilime katkı sunmuş, özellikle evrim konusunun doğru şekilde öğrenilmesi ve anlaşılması için hem akademik hem de halk düzeyinde çok önemli faaliyetlerde bulunmuş bir bilim insanı idi. Bunun sonucu olarak zaman zaman evrim karşıtı çevreler tarafından da hedef gösterilen isimlerin hep başında gelmişti.
Her koşulda dik durmayı başarmış bir bilim insanı oldu. Sayın Kence’yi lisans eğitimimi tamamlayıp İnönü Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladığım yıllarda tanıma şansına kavuştum. Çok çalışkan bir bilim insanı idi. Son yıllarda yaşadığı birçok sağlık sorununa karşın araştırmalarını zor arazi koşullarında sürdürmeye devam ediyordu. Özellikle Türkiye yerli arı ırkları ile ilgili yaptığı çalışmalar sırasında birkaç kez Malatya’dan geçerken Bölümümüzü ve bizleri de ziyaret etmişti.
2007de Prof. Dr. Kence’nin de içerisinde bulunduğu bir ekip ile Türkiye’de ilk kez, hem de bir Doğu Anadolu Üniversitesinde “Biyoloji Eğitiminde Evrim” adı ile iki gün süren bir sempozyum gerçekleştirdik. Bu sempozyum o yıllarda tam bir kültür ve sanat merkezi haline gelmiş olan İnönü Üniversite’nin bitmez tükenmez çok önemli bilimsel ve kültürel aktiviteleri içerisinde adeta parlayan bir etkinlik olmuştu. 
Türkiye’nin evrimsel biyoloji konusunda uzmanlaşmış on yedi çağrılı konuşmacısından biri ve düzenleme kurulu üyesi olarak bulunan Prof. Dr. Kence 300’e yakın katılımcıya “Biyoloji Eğitiminde Evrim ve Yaratılışçılık” başlıklı bir konuşma yapmış, daha sonra sempozyumda sunulan tüm konuşmalar Sayın Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun talebi ile bir kitap halinde ölümsüzleştirilmişti.
Murat Özmen, 
İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder