Şubat'ın
ilk gününde, Ankara'yı çevreleyen tepelerde güneşin ilk ışıkları görülürken,
Aykut hocamın kalbi son bir kez daha attı ve durdu. ODTÜ Biyolojik Bilimler
Bölümünden daha bir kaç ay kadar önce emekli olan Prof. Dr. Aykut Kence, pırıl pırıl güneşli bir
gün bıraktı Ankara'ya, ve erkenden aramızdan ayrıldı.
Ne
yazık ki, gericiliğin ve bilim düşmanlığının her renginin verimli toprak
bulduğu bu ülkede değeri bilindi mi; sanmıyorum. Bilim ve akıl, hep bir lüks
oldu insanımız için. Aydınlanma, ya uğramadı buralara ya da pek fazla kalmak
istemedi galiba.
Aykut
hocam, bize doğadaki yerimizi, nereden ve nasıl buraya geldiğimizi, bir tür
olarak, çok daha mütevazı atalarımızla yadsınamaz bağlantılarımızı anlatan
bilimin en büyük başarısı, Evrim bilimi, Evrimsel biyoloji konusunda
çalışıyordu. O sakin mizacı ve sesi, kıvrak zekasıyla, sağlığı iyi olmasa da,
Evrim Bilimini tanıtmak için düzenlenen toplantılara katıldı, yazılar yazdı,
müfredatlarda bilimin bu anıtsal başarısının sansürlenmemesi için çaba
gösterdi.
Aykut
hocamla ilk kez 80'lerin ikinci yarısında, 12 Eylül'ün karanlığı hüküm
sürerken, binbir baskı altında yayınlanan toplumcu popüler bilim dergilerinde
bir araya geldik. Zamanın milli eğitim bakanı, beş para etmez evrim karşıtı bir
dökümanı, alel acele, bir üniversitedeki akademik ünvanlı memuruna tercüme
ettirip, bütün liselere dağıtılmasını emretmişti.
Cumhuriyet gazetesini 15
günlük gecikmeyle A.B.D.'de bir üniversite kütüphanesinde okuyarak bu vahim
durumu izliyordum. Amerikan Bilimler Akademisi'nin sözünü ettiğim dökümanla
ilgili görüşü yayınlanmıştı, ben de hemen bunu tercüme ettim, yayınlanmasını
sağladım. Yazdığım önsözden alıntılar ve Aykut hocamın görüşleri, işte bu
sayede sözünü ettiğim dergilerde buluştu.
Daha
sonra, 1995'te ODTÜ'de göreve başlayınca kendisiyle tanışma şansını bulabildim.
Geçen yıllar boyunca, bilimle ilgili, ama özellikle evrim alanındaki cehaletle
mücadelenin ne kadar zor olduğunu zaman zaman birlikte gördük. Çeşitli medya
organlarında boy gösteren soytarıların, bilim adamları karşısında ne kadar
zavallı ve aciz durumu düştüklerini, evrimin en temel ilkelerini bile
anlamaktan ne kadar uzak olduklarını gördük.
Ancak,
ne acıdır ki, yapılan bir araştırmaya göre, A.B.D., Japonya ve 32 Avrupa ülkesi
arasında, Türkiye’nin evrime "inanmayan"ların
orantısal olarak en fazla olduğu ülke olduğu gerçeği de duruyor ortada.
İnanmayan'ın altı çizili. Nedeni mi? Bilim "inanç" ya da dogma
üzerine kurulmamıştır da ondan. Bilimin sonuçları sürekli bir sorgulama,
sınama, doğrulama ya da eleme sürecinden sonra elde kalanlardır.
Darwin'in bu
çarpıcı kuramıyla ilgili 1860 yılındaki ilk tartışmanın sonunda söylendiği
rivayet edilen şu sözü hep ilginç bulurum: "Maymunlarla akrabalık mı? Umarım yanlıştır, ama doğruysa da, dua edelim
fazla duyulmasın". Worcester
piskoposunun karısına atfedilen bu sözde, hamımefendinin umudu boşa çıkıyor,
ama en azından bizim ülkemiz için, belki sadece şimdilik, duası kabul
edilmiş gibi gözüküyor.
Prof.
Dr. Aykut Kence, sevgili eşi Doç. Dr. Meral Kence'yle birlikte çocuklarını iki
güzel insan olarak yetiştirdiler. Ama bunun dışında çocukları kadar sevdikleri
son derece başarılı öğrencileri oldu, bunların bir kısmı yurdumuzun çeşitli
yerlerinde, ODTÜ de dahil olmak üzere, öğretim üyesi oldular. Önemli başarılar
kazandılar. Aykut hocamı sevgi, saygı ve hatta minnetle hatırlayacak her yaştan
dostları, öğrencileri ve meslektaşları var oldukça, o hep yaşayacak. Makaleleri
okunacak, yazıları tartışılacak. Ve bir gün bu ülkede bilimin tarihi gerçek
uzmanlarca yazılırken, bilim ve aydınlanma için fedakar çabaları takdir
edilecek. İşte bu ölümsüzlüktür. Ekmek kadar temiz, su gibi aydın Aykut hocama
sonsuz saygılarımla.
Prof. Dr. Engin Umut Akkaya, FRSC
Bilkent Üniversitesi, Kimya
Bölümü
Prof. Dr. Aykut KENCE
Ortadoğu
Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü emekli öğretim üyesi ve Türkiye’de Evrimsel
Biyolojinin en önde gelen isimlerinden değerli bilim insanı Prof. Dr. Aykut
Kence’yi yakalandığı gripal bir enfeksiyon sonucu ne yazık ki zamansız kaybettik.
Prof. Dr. Kence, Türkiye’de Popülasyon
Genetiği ve Evrim alanında yüzlerce eser üretmiş, birçok akademisyen
yetiştirmiş, evrensel düzeyde bilime katkı sunmuş, özellikle evrim
konusunun doğru şekilde öğrenilmesi ve anlaşılması için hem akademik hem de
halk düzeyinde çok önemli faaliyetlerde bulunmuş bir bilim insanı idi. Bunun
sonucu olarak zaman zaman evrim karşıtı çevreler tarafından da hedef gösterilen
isimlerin hep başında gelmişti.
Her
koşulda dik durmayı başarmış bir bilim insanı oldu. Sayın Kence’yi lisans
eğitimimi tamamlayıp İnönü Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalışmaya
başladığım yıllarda tanıma şansına kavuştum. Çok çalışkan bir bilim insanı idi.
Son yıllarda yaşadığı birçok sağlık sorununa karşın araştırmalarını zor arazi koşullarında
sürdürmeye devam ediyordu. Özellikle Türkiye yerli arı ırkları ile ilgili yaptığı çalışmalar sırasında birkaç
kez Malatya’dan geçerken Bölümümüzü ve bizleri de ziyaret etmişti.
2007de
Prof. Dr. Kence’nin de içerisinde bulunduğu bir ekip ile Türkiye’de ilk kez,
hem de bir Doğu Anadolu Üniversitesinde “Biyoloji Eğitiminde Evrim” adı ile iki
gün süren bir sempozyum gerçekleştirdik. Bu sempozyum o yıllarda tam bir kültür
ve sanat merkezi haline gelmiş olan İnönü Üniversite’nin bitmez tükenmez çok önemli
bilimsel ve kültürel aktiviteleri içerisinde adeta parlayan bir etkinlik
olmuştu.
Türkiye’nin evrimsel biyoloji konusunda uzmanlaşmış on yedi çağrılı
konuşmacısından biri ve düzenleme kurulu üyesi olarak bulunan Prof. Dr. Kence
300’e yakın katılımcıya “Biyoloji Eğitiminde Evrim ve Yaratılışçılık” başlıklı
bir konuşma yapmış, daha sonra sempozyumda sunulan tüm konuşmalar Sayın Rektör
Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun talebi ile bir kitap halinde
ölümsüzleştirilmişti.
Murat Özmen,
İnönü Üniversitesi
Öğretim Üyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder