CBT sayı 1392,
22 Kasım 2013, Gündem
Bugün bir kaç
noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. İlki YÖK’ün yeni yönetmenliğinde
üniversitelerde bildiri dağıtmanın öğrenci için disiplin cezası konusu olması.
Bu yasağın içinde “izinsiz” sözcüğü var, “izinsiz
bildiri” dağıtma... Ama o kadar değil.. bir de “önleyici uzaklaştırma” var. YÖK talimat veriyor okullara: Suç
işlemesi muhtemel öğrencileri herhalde muhtemel olay yerinden uzak tutacak.
Artık üniversitede bir odaya mı kapatırlar, karakola mı çektirirler.. Tıpkı
polisin bazı illerde Türkiye Gençlik Birliği
üyelerine yaptığı gibi, bir “mühim iktidar kişisi” kente gelmeden, muhtemel
protestoları önlemek için, gençler derdest edilip polis gözetimine alınıyor. O
“mühim kişi” gidince de bırakılıyor!
Şimdi de bu
yöntem üniversiteerde uygulanacak. Biliyorsunuz, o “mühim kişiler”
üniversitelere de geliyor, protesto korkusu yaşıyorlar.. Önleyici uzaklaştırma
ile böyle “hoş olmayan” sahnelere son verilmek isteniyor! YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, Abbas Güçlü’ye, “paydaş” diye nitelediği (!!!!)
rektörlerden gelen talepler üzerine bu önlemleri almak zorunda kaldıklarını ve
bu yeni “özgürlükçü disiplin
yönetmenliğini” hazırladıklarını söylüyor!
Uydurmacılığın
sonu yok.. Ama, bildiri dağıtmak suçu da, önleyici uzaklaştırma da, her ikisi
de anayasal suçtur... Hiç bir iktidar hep orada ayakta kalmamıştır ve kalamaz.
Rektörler de bunun bilincinde mi.. Üniversiteler sadece rektörlerin ve YÖK’ün
özgür olduğu yerlerdir.
Zaten beş-onu
dışında ülkemizde üniversite kalmamıştır. Hele hele yeni kurulanlara üniversite
demek için dünyadan tek şahit bulamazsınız. Yeni Kuşak Köy Enstitüleri’nin
Mersin’de yaptığı Akdeniz bölge toplantısında konuşmacı olan mimar Cengiz Bektaş: “Yeni kurulan üniversitenin dekanı davet ediyor, Cengiz bey fakültemize
bir gelin de öğrencilerimiz mimar yüzü görsün..” Fakültenin üç kişisi var:
Dekan ve iki araştırma görevlisi!
Üniversite
üniversite olalı bu kadar diplere vurmuş muydu?!
Üniversitelerin
bugünkü durumundan bir numaralı sorumlu kimdir? Şüphesiz ki Başbakan Recep Bey iktidarı... Ama onun
kadar sorumlu, iktidarın icraatlarını paylaşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür. Rektör atamaları, YÖK
Başkanı Gül’ün sorumluluğu altındadır. Hacettepe’ye bile atadığı Rektör’ün
üniversitenin geleneklerini altüst ettiği ortadayken, bütün atamalarda tek
yanlı, liyakata ve üniversitenin ana eğilimlerine hiç dikkat etmeyen bir süreç
işletilmektedir. Üniversiteerde
demokrasi değil, diktatörlük süreçleri yaşanıyor.
Kuban: Yeni Bir Uygarlık Arayışı
Doğan Kuban
hocamın her yazısı geniş kitleler tarafından büyük bir merakla okunuyor. Her
gittiğimde yerde hocaya selam ve sevgilerini ileten iletene.. Geçen hafta hem Üroonkoloji Kongre’nde (*) hem
Mersin’de yeni Kuşak Köy Enstitülerinin
toplantısında Doğan Kuban’ı sordular. Kitap Fuarı’nda imza gününde birlikte
oluyoruz. Gençler taa Kocaeli Ünivresitesi’nden hocaya merhaba demek ve kitap
imzalatmak için geliyorlar. Bir genç İstanbul’dan, 70 kişilik gruplarına bir
konuşma yapmak için söz alıyor..
Doğan Kuban’ın
bugünkü yazısının önemle altını çiziyorum. Hoca, yeni bir uygarlık arayışı
içinde. Bu uygarlığın neleri içermesi gerektiğini de yazıyor. Yazısını önemle
duyuruyorum…
Evet, bugünkü uygarlık dayanılabilecek gibi değil, sürdürülebilir
değil.
Kapitalizmin bu uygarlığı dünyayı, insanlığı, yeryüzünü, doğayı,
iklimi.. hızla batırıyor.
***
Gelecek Cuma,
yeniden burada ve birlikte olalılım..
* 10 Kasım’da,
sabah salonda konuşmalar kesildi. Saniyeler 9.05’e kadar saydı. Sonra saygı
duruşuna kalkıldı. Atatürk ve Bilim
üzerine konuşma yaptım. Benim için çok anlamlı bir gün ve konuşmaydı. Davet edenlere teşekkür ederim. Bir
liderin hala bu kadar saygı gördüğü bir başka ülke gösteremezsiniz. Bu zorlama
değil, halkın tamamen kendiliğinden sahiplenmesi.. Üstelik iktidar bu saygı ve
gösteriyi hiç istememesine rağmen... İktidar ve çevresinde Atatürk’e
saygısızlık, Atatürk’ü yoketme eylemleri arttıkça, millette ama her kesimde
Atatürk daha çok sahipleniliyor. Büyük bir bilinçlilik, vefalılık,
kadirbilirlik..
Bu niteliklere sahip oldukça, bu milletin sırtı yerine gelmez!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder