SAYFALAR

11 Eylül 2013 Çarşamba

Zenginlerin Adamı Yoksulları Sürüyor, Kasımpaşalılar!


Behiç Ak ile denizotobüsü boyunca sohbet ediyoruz. Tabii yakıcı konu olimpiyatlar ve İstanbul.. İyi sıyırdık diyoruz ikimiz de. Önce İstanbul sonra Türkiye olarak! İstanbul bir kez daha mahvolacak, yoksullar da oturdukları mahallelerden sürülecekti..
Arjantin’de olimpiyat savaşını kazanmak için “meydan muharebesi” verildi. Komutan, tim’inin başında Rusya’dan doğrudan Arjantin’e uçtu! Sonuç belli.. Apoletini takamadan döndü! Yoo hayır, sanmayın ki iktidara karşı olduğum için böyle yazıyorum ve olimpiyatların İstanbul’a gelmemesine seviniyorum! Şunu hiç unutmayın: Ülkemin yararına olacak önemli herşeyi desteklerim! İster RTE başta olsun! Ülke sevgisi ile siyasi karşıtlığı ayırabildiğimiz ölçüde inandırıcı ve tutarlı olabiliriz..
1.    Olimpiyatlar maliyetleriyle ülkelere önemli yıkım getiriyor. Atina olimpiyatları, ülke ekonomik krizinin derinleşmesine ne kadar katkıda bulundu, hesabını gören var mı?
2.    Olimpiyatların ilk maliyet hesapları, iki-dört kat fazlasıyla gerçekleşiyor. Neden? Bir şirket diyelim ki kendine inşaat yapacak.. gerçekleşebilecek maliyetin 1,5 katı bile aşması mümkün mü? Ama olimpiyatları devlet yapıyor, yani cebimizden çıkıyor paralar.. Neden üç dört kat? Olimpiyat yapıyoruz diye, hazinenin bir kaç katıyla yağmalanacağı ve bu kez çok büyük paraların inşaatçılarla siyasi iktidar arasında kırışılmayacağını mı sanalım!?
3.    Olimpiyatların gerçekleştirildiği büyük kentlere verdikleri ağır zararı, Melis Alphan dünkü Hürriyet’te köşesine taşıdı, biz yazıp söylesek herkese vızgelir tırıs giderdi ama uzman söylüyor: “Eski Birleşmiş Milletler Konut Hakkı Raportörü Miloon Kothari’nin tespitleri beni Olimpiyat fikrinden soğutmuştu. Demişti ki Kothari:
Dünyada Olimpiyatlar ve Dünya Kupası gibi büyük spor organizasyonlarının yapıldığı kentlerin hep negatif etkilendiğini düşünüyoruz. Bütün örnekleri inceledik, olumlu katkısının olduğu tek bir yer yok.”
4.    Behiç, olimpiyatlara da karşı. Ama ben değilim, dünyayı dostlukla yarıştırıyor. Ama Olimpiyatlar bu qşekliyle sürdürülebilir değil. Fikri kalmalı ama konsepti değişmeli.. Neden bütün yük bir ülkeye, bir kente yıkılsın? Örneğin dağıtılabilir oyunlar.. Böylece ülkeler/kentler arasındaki bu yıkıcı yarış da sona erer.. Futbol bir yerde, atletizm başka bir ülkede..
5.    Hatta şu yapılabilir: Ülke veya kent değil olimpiyat bölgesi seçilir! Mesela Akdeniz’in birbirine yakın ülkeleri arasında bölüşülür, isteyen ülkeden ülkeye gider ve seyreder, bu yolculuğu kolaylaştıracak önlemler alınır...
6.    Olimpiyatların siyasal rant olarak da kullanılmasının önüne geçilmiş olur! Seçimleri kazanmak için büyük gösterilerle kitlelerin gözünü boyayacak.. Üstelik, ülkeyi ve kenti batırarak! Hele bu kişi bir de diktatör eğilimliyse! Avrupa’nın en geri en az eğitimli ve din tüccarlığının siyasetin temel aracı olduğu bir ülkede mesela, olimpiyat gibi büyük gösteriler neye hizmet eder?
***
Gelelim şu zenginlerin adamı konusuna! Evet olimpiyatlarla İstanbul’un yine “gecekondu” diyebileceğimiz mahallelisi sürülecek, toplumsal ve ekonomik ilişkileri paramparça edilecek.. Yoksul değil mi vur ensesine, çek altından evini toprağını ve zengine peşkeş çek!
Behiç anlattı. Güney Afrika’da (Mandela kepazeliği!) Johannesburg’da yoksul bir gecekondu bölgesi, kentin göz zevkini köreltiyor diye buldozerlerle yıkılıp bitirilmiş.. Şüpheniz olmasın, zenginler gelip konmuştur oraya..
Kentlerin rant alanında kalan (arsası ve evleri pahalanan) yoksul semtleri, “kent dönüşüm projeleri” yaldızlı yasalarla yokediliyor. Orada oturanlar uzak yerlere sürülüyor.. Kentle kurdukları bütün sosyolojik ve ekonomik bağları darmadağın ediliyor. Tam bir sürgün yaşıyor hepsi.. Veee yerlerine zenginler gelip oturuyor..  Hadi adını verelim: Tarlabaşı Projesi böyle bir şey!
Oysa, yıkıp yeniden pahalı mekanlar yapmaktansa, küçük kredilerle uluslararası fonlarla binaların iyileştirilmesi sağlanabilir, ekonomik gücü az insanların yaşam kaliteleri iyileştirilebilir ve yükseltilebilir!
Behiç’e sordum, Johannesburg’da gecekondu bölgesini yıkacaklarına, gecekonduların yeni bir planla iyileştirilerek “yoksul” villalarına dönüştürülmesi en kolay ve ucuz yol değil mi? İnsanları sürerek aslında dağınık ve çok büyük kriminal yaşam alanları yaratmaya teşvik ediyorsunuz! İnsanlara, insanca bir çevrede yaşamalarına yardımcı olacağınıza.. Yardım edin sonra da satış yasağı koyun!
***
Şimdi Haliç Tersanesi bölgesini de marinalara ve zenginlere pahalı bir mekana dönüştürüyor bu iktidar.. 
Kasımpaşalılar, sürgüne hazır olun, hepiniz 10 yıl içinde çil yavrusu gibi dağıtılacaksınız!
Üstelik adamınız bir Kasımpaşalı marifetiyle..
--10 Eylül 2013 Salı / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder