Behiç Ak
ile denizotobüsü boyunca sohbet ediyoruz. Tabii yakıcı konu olimpiyatlar ve
İstanbul.. İyi sıyırdık diyoruz ikimiz de. Önce İstanbul sonra Türkiye olarak!
İstanbul bir kez daha mahvolacak, yoksullar da oturdukları mahallelerden
sürülecekti..
Arjantin’de
olimpiyat savaşını kazanmak için “meydan muharebesi” verildi. Komutan, tim’inin
başında Rusya’dan doğrudan Arjantin’e uçtu! Sonuç belli.. Apoletini takamadan döndü!
Yoo hayır, sanmayın ki iktidara karşı olduğum için böyle yazıyorum ve
olimpiyatların İstanbul’a gelmemesine seviniyorum! Şunu hiç unutmayın: Ülkemin
yararına olacak önemli herşeyi desteklerim! İster RTE başta olsun! Ülke sevgisi ile siyasi karşıtlığı ayırabildiğimiz ölçüde inandırıcı ve tutarlı
olabiliriz..
1.
Olimpiyatlar maliyetleriyle
ülkelere önemli yıkım getiriyor. Atina olimpiyatları, ülke ekonomik krizinin
derinleşmesine ne kadar katkıda bulundu, hesabını gören var mı?
2.
Olimpiyatların ilk
maliyet hesapları, iki-dört kat fazlasıyla gerçekleşiyor. Neden? Bir şirket
diyelim ki kendine inşaat yapacak.. gerçekleşebilecek maliyetin 1,5 katı bile
aşması mümkün mü? Ama olimpiyatları devlet yapıyor, yani cebimizden çıkıyor
paralar.. Neden üç dört kat? Olimpiyat yapıyoruz diye, hazinenin bir kaç
katıyla yağmalanacağı ve bu kez çok büyük paraların inşaatçılarla siyasi
iktidar arasında kırışılmayacağını mı sanalım!?
3.
Olimpiyatların
gerçekleştirildiği büyük kentlere verdikleri ağır zararı, Melis Alphan dünkü Hürriyet’te köşesine taşıdı, biz yazıp söylesek
herkese vızgelir tırıs giderdi ama uzman söylüyor: “Eski Birleşmiş Milletler
Konut Hakkı Raportörü Miloon Kothari’nin tespitleri beni Olimpiyat
fikrinden soğutmuştu. Demişti ki Kothari:
Dünyada Olimpiyatlar ve Dünya
Kupası gibi büyük spor organizasyonlarının yapıldığı kentlerin hep negatif
etkilendiğini düşünüyoruz. Bütün örnekleri inceledik, olumlu katkısının olduğu
tek bir yer yok.”
4.
Behiç, olimpiyatlara
da karşı. Ama ben değilim, dünyayı dostlukla yarıştırıyor. Ama Olimpiyatlar bu qşekliyle
sürdürülebilir değil. Fikri kalmalı ama konsepti değişmeli.. Neden bütün yük
bir ülkeye, bir kente yıkılsın? Örneğin dağıtılabilir oyunlar.. Böylece
ülkeler/kentler arasındaki bu yıkıcı yarış da sona erer.. Futbol bir yerde,
atletizm başka bir ülkede..
5.
Hatta şu yapılabilir: Ülke veya kent değil olimpiyat bölgesi
seçilir! Mesela Akdeniz’in birbirine
yakın ülkeleri arasında bölüşülür, isteyen ülkeden ülkeye gider ve seyreder, bu
yolculuğu kolaylaştıracak önlemler alınır...
6.
Olimpiyatların siyasal rant olarak da kullanılmasının
önüne geçilmiş olur! Seçimleri kazanmak için büyük gösterilerle kitlelerin
gözünü boyayacak.. Üstelik, ülkeyi ve kenti batırarak! Hele bu kişi bir de
diktatör eğilimliyse! Avrupa’nın en geri en az eğitimli ve din tüccarlığının
siyasetin temel aracı olduğu bir ülkede mesela, olimpiyat gibi büyük gösteriler
neye hizmet eder?
***
Gelelim
şu zenginlerin adamı konusuna! Evet
olimpiyatlarla İstanbul’un yine “gecekondu” diyebileceğimiz mahallelisi
sürülecek, toplumsal ve ekonomik ilişkileri paramparça edilecek.. Yoksul değil
mi vur ensesine, çek altından evini toprağını ve zengine peşkeş çek!
Behiç
anlattı. Güney Afrika’da (Mandela
kepazeliği!) Johannesburg’da yoksul bir gecekondu bölgesi, kentin göz zevkini
köreltiyor diye buldozerlerle yıkılıp bitirilmiş.. Şüpheniz olmasın, zenginler
gelip konmuştur oraya..
Kentlerin
rant alanında kalan (arsası ve evleri pahalanan) yoksul semtleri, “kent dönüşüm projeleri” yaldızlı
yasalarla yokediliyor. Orada oturanlar uzak yerlere sürülüyor.. Kentle
kurdukları bütün sosyolojik ve ekonomik bağları darmadağın ediliyor. Tam bir
sürgün yaşıyor hepsi.. Veee yerlerine
zenginler gelip oturuyor..
Hadi adını verelim: Tarlabaşı Projesi
böyle bir şey!
Oysa,
yıkıp yeniden pahalı mekanlar yapmaktansa, küçük kredilerle uluslararası
fonlarla binaların iyileştirilmesi sağlanabilir, ekonomik gücü az insanların
yaşam kaliteleri iyileştirilebilir ve yükseltilebilir!
Behiç’e
sordum, Johannesburg’da gecekondu bölgesini yıkacaklarına, gecekonduların yeni
bir planla iyileştirilerek “yoksul”
villalarına dönüştürülmesi en kolay ve ucuz yol değil mi? İnsanları sürerek
aslında dağınık ve çok büyük kriminal yaşam alanları yaratmaya teşvik
ediyorsunuz! İnsanlara, insanca bir çevrede yaşamalarına yardımcı olacağınıza..
Yardım edin sonra da satış yasağı koyun!
***
Şimdi
Haliç Tersanesi bölgesini de
marinalara ve zenginlere pahalı bir mekana dönüştürüyor bu iktidar..
Kasımpaşalılar, sürgüne hazır olun, hepiniz
10 yıl içinde çil yavrusu gibi dağıtılacaksınız!
Üstelik
adamınız bir Kasımpaşalı marifetiyle..
-- 10 Eylül 2013 Salı / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder