Türkiye
düne kadar Gezi Parkı için ayaktaydı, ya şimdi? Sondan başlarsak, Aleviler ve
demokratik güçler, Cemevi’nin ham edilmesine karşı ayakta; Mamak Tuzluçayır,
polis şiddeti ve plastik mermilerle cayır cayır! Ondan önceki, ODTÜ ormanından
otoyol geçirilmesine karşı direnişe Türkiye çapında destek.. Daha önceki ve
hala sürmekte olan, üçüncü köprü için allahsız kitapsız insafsız bir orman
kesimine karşı derinden protesto!
Türkiye’ye
savaşa sürüklemek istiyen militarist ruh ve düşünce, hemen her alanda kendini
dışa vuruyor:
-Neee, bana karşı, görüşlerime karşı,
kararlarıma karşı haaa!
-Halkın
yanıtı: Evet, sana, görüşlerine, kararlarına, komplolarına, savaşlarına,
yalanlarına, dolanlarına karşıyız...
-
O zaman al sana kimyasal gaz, plastik
mermi, gerçek mermi, TOMA, çevik kuvvet.. ezerim hepinizi!
Olacak
şey değil!
Suriye’deki,
Gezi’de, Türkiye’nin dört bir yanındaki Militarist ruh, önce gece Arjantin’de,
olimpiyatların barışçı ruhunu satın alma girişiminde bulundu, kimse kanmadı!
***
11
yıldır yalan dolan propaganrdası yapılan “Alevi açılımı”nın çocuğu, Cemevi-Cami
ortak inşaatıdır! Alevilerden paralı pullu bir adam kalkıyor Gülen Cemaati ile
birlikte ve iktidarın desteğiyle, sözde “hoşgörü anıtı” olacak bir
Cemevi-Cami ortak inşaatı planlıyor.
Hoşgörü?
Türkiye’de kullanılan en aptal, en şaşkın, en yalan, en politik, en içeriksiz
ve en iktidar oyunu kavramlardan birisidir... İğfal edilmiştir. İçeriğine
sahtekarlıklar yüklenmiştir ve bu yeni haliyle pazarlanmaktadır.. en “takiyye”
sözcüklerin başında gelir. Kavramı bu haliyle ilk pazarlayıcılardan olan da
Cemaat kültürüdür. Kendisine durmadan yeni genişleme ve iktidar alanları
yaratmanın araçlarındandır. Arkadan da, en acımasız hançerini dayatır
“hoşgörüsüne” kananların sırtına.. Türlü çeşit kumpaslar tuzaklar polisiye ve
yargısal oyunlar ve cezaevi... en hafifi itibarsızlaştırmadır..
***
Cemevi, bir ibadet evi
midir? İktidara ve Cemaate göre “hayır, birer kültür yeridir.. İbadet yeri müslümanlar için camidir, cemevini
bir tür geleneksel eğlence yeri olarak kullanabilirsiniz!”
Alevi köylerine
camiler diker durur bu iktidarlar, kimsenin
gitmeyeceğini bile bile.. imamlar Alevilerle kahvede pişpirik mi oynarlar yoksa
tavla mı?!
Cemevi-camii
kompleksi de bunun gibi bir şeydir. İbadet evi oarak kabul edilmeyen cemevleri,
camilerin içine sokulmaktadır! Cemevlerini camileştirme projesi!
Neymiş?
Hoşgörü olacakmış! Hadi canım!
Önce söyleyin, duyalım:
Cemevleri birer ibadethanedir! Alevilerin
bütün ibadetlerine saygılıyız, camilerin yararlandığı bütün haklardan cemevleri
de yararlanır.. Alevilere hiç bir dini eşitsizlik yapılamaz.. devlette
ayrımcılık yapılamaz.. Alevileri sünnileştirme politikası güdülümez, yasaktır..
Bu insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır vb.
Hoşgörü
budur! Bunu yapmayacaksın, cemevini camiinin içine koyarak sözde bir hoşgörü
uydurukluğu göstereceksin..
***
İktidar,
yurttaşların görüşlerini açıklama, iktidar kararlarını protesto etme, itiraz
etme, gösteri yapma, miting yapma anayasal hak ve özgürlüklerini engelleyerek
suç işliyor..
Bu
suçu başka şekilde de işliyor: Yurttaşları, bu haklarını gaspederek, isyana
teşvik ediyor! Bugün Türkiye neredeyse hemen her önemli konuda bir savaş alanı
görünümündeyse, tek nedeni anayasayı rafa kaldıran iktidardır!
Ses
verin ODTÜ’ye! Oturup düşünün, acaba haklı olabilirler mi? ODTÜ ormanını
parçalayarak vereceğiniz zarara ve bu zararı yaratmak için halka karşı
verdiğiniz savaşa değer mi.. başka yol ve seçenekleri düşünseniz daha iyi olmaz
mı..
Ses
verin İstanbulun kuzeyinin, ormanlarının sularının havasının doğasının
mahvedilmesine karşı çıkanlara.. Acaba
diye bir soru işareti dolaşsın beyniniz kıvrımlarında!
En kötü şey, kafasında
hiç bir soru işareti olmayan ve her yaptığını
doğru, her konuda kendini haklı gören iktidar sahiplerinin varlığıdır..
***
Hayır,
Türkiye’yi siz tek başınıza, istediğiniz gibi yakıp yıkarak inşa edemezsiniz..
Türkiye ancak halkın katılımıyla, halka kulak vererek, halkla birlikte inşa
edilebilir!
Türkiye’nin
Gezi’den beri öğrendiği en önemli ders
budur.
Sizin
de bir türlü öğrenmek istemediğiniz ve öğrenemeyeceğiniz..
Toplumun
her kesiminde diktatoryal politikalarınızla, ezeriz yakarız yokederiz kafanızla, nefret ekiyorsunuz..
Bunun
karşılığını eninde sonunda biçeceksiniz..
Hiç
unutmayın:
Devlet siz değilsiniz,
devlet olan gerçekte, halkın ta kendisidir..
---- 9 Eylül 2013 Pazartesi / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder