SAYFALAR

14 Eylül 2013 Cumartesi

Fil Ayaklar Birer Birer Çökerken


Hiç kabul edemiyorum.. Neyi demeyin, bu iktidar döneminde hiç bir şeyi! Biliyorum, bazıları ince ve alaylı sesle, ama yapılan hiç iyi bir şey mi yok.. Mesela... veyaset mesayet yollar mollar ekonomi mekonomi.. Hepsine: Hadi oradan!
Bu iktidarın tek yaptığı, hukuksuzluğu, ahlaksızlığı, üç kağıtçılığı, üç kuruşluk namussuz insan tipi yaratmayı, para vererek tv ve gazetelerde besleme insanlar türetmeyi.. ülkeye yerleştirmek oldu. Sandıktan çıkınca kendisine itiraz eden, gösteri yapan, yürüyen herkesi öldürme hakkını elde ettiğine inanan bir iktidar tipi..
Bütün bunların toplumda yarattığı tahribatı düşünün...
İktidar, siyasal islam hançeriyle de ülkeyi ikiye üçe böldü.. Bakın, bunun acısını çok çekeceğiz, çok yaşayacağız toplum olarak.. Bir kısım Talibanlar gelişiyor ve ürüyor. İktidar’da zaten Mursicilik ve Mısır darbeciliği oturuyor... Türkiye’ye eski rayına değil, ama geleceğin demokrasi, özgürlük, bağımsızlık, ulusal yararını gözeten rayına oturtacak büyük bir restorasyon mümkün olabilir mi? Başka hiç bir şey Türkiye’yi, kendi içinde bölünüp birbirinin gözünü oyanların sıradan İslami ülkesi olmaktan kurtaramaz...
***
Ahlaksızlığa bakın: Akşam Gazetesi ve grubun diğer iki televizyonu, dengeli yayın yapan medya organlarıydı.. Birden yüzleri, içerikleri değişti.. İktidarcı, Erdoğancı, yandaş oldular.. Ne oldu? Erdoğan’ın adamları bu yayınları satın mı aldılar? Daha önce Sabah Grubu için yaptıkları gibi? Hayır!
Orada, ellerindeki TMSF’yi kullandılar. Çukurova’nın borcu var diye, hepsine önce el koydular. Ne zaman? Seçim sürecine girince.. Akıllarınca ortasınıfı etkileyecekler.. Sonra başlarına adamlarını oturttular. Yayın politikasını değiştirdiler.. En son Gezi’yi bahane ederek Ali Ekber Ertürk’ü işten attılar..
Oraları senin malın mı? Yooo... Sadece alacakların var, tahsil edeceksin.. İçeriğine karışma hakkın olabilir mi? Kendi mülkün gibi istediğini yapabilir misin? Hayır yapamazsın, ahlak böyle der..  Ama yaptığın bütün kötülüklerin bir parçası olarak, aslında mülkiyet hırsızlığı da yapıyorsun bir anlamda.
Tabii en önemli noktayı kaçırmayalım: Medyayı güdersem bütün halkı, en azından seçmenin çoğunluğunu da gütmüş olurum.. Oyu sandıktan çıkardığım sürece, bana karşı herşey gayri meşrudur, herkesi ezer geçerim... Türkiye’nin ilk uzun zamanlı Siyasal İslami İdeolojik İktidarının geldiği nokta budur! Boşuna siyasal islamdan demokrasi asla çıkmaz demiyorlar.. Zaten, “ne demokrasisi” görüşünde değiller mi?
Gayri meşruluğun sandıkla ilgisi yok, iktidarda yaptıklarınla ilgisi var.. Medyayı her tüm aracı kullanarak devşirmen? Ve kamu oyunu tek yanlı şartlama politikaların vb? Gayri meşruluk, böyle başlar.. Sonra, seçilmiş ama zamanını doldurmuş bir iktidar olarak hala orada oturuyor gibi olursun.
Sonra itiraz edenleri öldürmeye başlarsın.. En son Mustafa Atakan’ın kanı kimin üzerinde?
Vatan ve Milliyet? Vatan’ın manşetine baktım, tam olmuş... Maşallah! O güzelim muhalif insan Mustafa Mutlu’yu kapı önüne koydular.. Tabi daha önce Can Ataklı da gönderilmişti ve Çiğdem Toker.. Ruhat Mengi orada mı? Ve daha tanınmamışlar?.. Başbakanım için gerekirse Milliyet’i kapatırım diyen patronlar.. Can Dündar kapı dışarı.. Tabii yayın yönetmeni ve yakın zamana kadar iktidara hayran ayran budalaları..
***
Hükümetle tutucağı işlere, bunca yıllık medyasını peşkeş çekmek, nasıl bir etik anlayış? Tabii bunun daha önceleri var, anlı şanlı televizyon patronları yolu açtı.. O bulvardan yürüyen yürüyene.. Bütün bunlar iktidarın gayri meşruluğu hanesine büyük kayıtlarla düştü..
Ülkeyi topyekün bir RTE ülkesine dönüştürme içindeler.. Bütün mallar şirketler benimdir.. Şimdi sizin üzerinizde gibi görünüyorsa da, bu geçici bir mal sahipliğidir.. bana biad ettin ettin..
Bu durumdayız, tek yaptığı bu iktidarın, yüzmilyarca doları borçlanmak, insanlara bol harcama fırsatı sunmak.. Şaşkın seçmen hala bunun sarhoşluğu içinde.. Oysa saadet zinciri çoktan koptu ve tüketimi geri ödeme zamanı başladı.. AKP ekonomi bundan ibarettir..
İktidar, herkesin gördüğü ve duyduğu, kendisini orada tutan bütün fil ayaklarının birer birer yıkıldığını ve yıkılmakta olduğunun ayırdında değil..
İpi çekildi...
---12 Eylül 2013 Perşembe / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder