Yok hayır..
Onları salt Başbakanın memurları diye
nitelendirmek haksızlık olur. Bazıları bazı konularda biraz mesafe koyuyor
olabilir, ama listedekilerin büyük çoğunluğu şu veya bu şekilde Başbakanın
politikalarının izleyicileri.. Belki de hepsi, RTE’nin en büyük dönüşüm projesi
olan yargıyı ele geçirmek için düzenlenen 2010 Yetmez Ama Evet referandumunun
destekçilerinden..
2010’da doğrusu çok iyi görev yaptılar. Mükemmel hem de!
Listeyi bizzat oluşturan Başbakan, bu hizmetlerini unutmadığını ve vefa sahibi
olduğunu gösterdi, hepsinin göğsüne birer Akil
İnsan madalyası astı!
Daha ne olsun!
Yemesinler de yanlarında yatsınlar! Gece yastıklarının altına koyarlar
madalyalarını! Az şey mi! Kendisine 2023’e kadar koskoca Türkiye Cumhuriyetini
tepeden tırnağa yoğurma plan ve programı koyan ülkenin tek egemeni, onları
çağırıyor ve ülkenin en önemli sorununu çözme yetkisi veriyor!!! Kürt tarihi
ile birlikte anılacaklar. Ayrıca Türk tarihiyle de.. bu hikaye artık nasıl
sonuçlanacaksa... Tabii, en önemlisi, Akillerin RTE’nin özel tarihiyle birlikte
anılmaları! Az şeref mi!
Yalnız Başbakanın
Akil İnsanlarına verdiği “çözme yetkisi” konusu epey karışık!
Bu yetki, “sorun
çözme”den çok, Başbakanın politikalarının halka iletilmesinde kolaylaştırıcı görev yapmayı içeriyor..
RTE’nin çözüm görüşlerini halka kabul ettirmeye çalışma.. Yani bir tür
Başbakanın “Akil İnsanlar Halkla
İlişkiler Kumpanyası”nın propaganda çalışmaları gibi..
PKK’nın
liderlerinden Cemil Bayık bile bakın
nasıl bir gerekçeyle karşı çıkıyor: “Âkil
İnsanlar grubu AKP tarafından oluşturulursa bu, âkil insanlar değil, AKP’nin
oluşturduğu bir grup olur, daha çok da AKP politikalarına göre olur. Böyle bir
grubu da kimse onaylamaz. Çünkü tarafsız olmaz, bağımsız olmaz.”
7 bölgeye 7 akil insan
grubunun görevlerini de Başbakan açıklıyor.. toplantılar, paneller, yani bak ne
kadar iyi olacak konuşmaları.. 7 bölgede bir ay boyunca RTE’nin politikaları
çerçevesinde kafa yıkamaca.. Sonra durumu amirlerine
raporlayacaklar! Başbakan adına ortamı hazırlayacaklar.. hangi ortamı demeyin,
belki de Haziranda Meclis’e getirilecek RTE Anayasası için kabul ortamını..
Bir aylık çalışmadan
sonra ortam uygun mu olgunlaşmış mı ölçülecek ve Öcalan’la birlikte İmralı’da
kotarılan çözüm anayasası gündeme getirilecek.. Yani bu kumpanyanın görevi,
Apo’nun destet verdiği Başkanlık Anayasası’nın önündeki “halk engelleri”ni temizlemek.. Bu nedenle bu kumpanya faaliyetine “temizlikçilik” adını da rahatça
verebilirsiniz!
Bu kumpanya bir ay
sonra dağıtılmaz umarım! Hadi bakalım
şimdi de dikta anayasasını halka anlatın biraz da, görevinden kaçmasınlar!
Hiç biri “ay biz bu sonuçları bilmiyorduk”
bahanesini öne süremez..
***
RTE’nin listelerine
bakıyorum, gülüyorum... RTE’nin yarı veya tam gönlü Akit gazetesi de, düne
kadar PKK propagandacıları diye kamuoyu önünde sopaladığı insanlarla birlikte,
bu kez kolkola çözümü anlatacak..
Ege listesi,
Akdeniz listesi, Karadeniz listesi...
Mesela Ege listesi elemanlarının temel görevi
ne olur sizce? Egelileri hızaya getirmek..
Onlar “ırkçı ve faşist” ya! Zaten Diyanet İşleri Başkanı da Egelilerin,
kendilerinde eksik olduğu görülen dince
irfanlanması gerektiğini buyurmuş ve müftü olarak bir profesör atamıştı!
Egelilerin işleri zor.. Hem Diyanete hem RTE’ye hem Kürt Çözümü’ne entegre
edilecekler... Diyanet adım adım şeriatlaşma aracına dönüşüyor..
Diğer bölge
listelerine bakıyorum da, bir şey demiyorum!
Dün Cumhuriyet
iyi bir haer yaptı.. Meğer İstanbul’un işgalinde halka boyun eğdirmek için de
yine 7’şer kişilik heyetler oluşturulmamış mı! Bahadır Selim Dilek’in haberinde, Prof. Hüseyin Pazarcı, Heyeti
Nasiha (nasihat heyeti!!!!) adıyla oluşturulan 7’şer kişilik heyetlerin
halka ‘barışın ancak koşulsuz teslim ve düşmanı kızdırmamakla sağlanacağını
anlatmakla’ görevlendirildiğini söylüyor!..
Bu habere
Allahhhh derim ancak!
Nedenini
sormayın! İktidarın Yeni Osmanlılık politikasına bu kadar cuk oturur bir olay!
Bilerek mi
bilmeyerek mi, önemi mi var..
***
Biraz daha izin
yapacaktım, ama ne mümkün! Herşey, yazı yazmayı kaşıyıp duruyor..
Hepinize
merhaba..
NOT: Tarihçi Derya Tulga Heyeti Nasiha'nın İstanbul'un işgalinden sonra değil, çok
daha önce Yunan işgalindeki Ege'de Kuvayı Milliyeyi baltalamak için kurulduğunu
ve heyetlerin başlarında da şehzadelerin bulunduğunu belirtti..
Gazeteci Müyesser
Yıldız, Müyesser'in Not Defterinden-381 nolu yazısında, Nasihat Heyeti’nin
İngilizlerin fikri olduğuna ilişkin belgeler olduğunu belirterek, Ege
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Cumhuriyet Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç.
Dr. Mevlüt Çelebi’nin Heyet-i Nasiha kitabından, Damat Ferit ve bakanlarının açıklamalarıyla
gazete manşetlerini anımsattı..
-- 4 Nisan 2013 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder