Dünkü yazımda “Öcalan,
21 Mart açıklamasında, Davutoğlu + Erdoğan’ın ‘Yeni Osmanlılık, Orta Doğu
Bakiyemiz, ulus devlet ve ulusalcılıkta hesaplaşmalıyız, İslamı birleştirici
unsurumuz’, tezleriyle birleşiyor ve bunları ortak politika yapıyor” demiştim.
PKK liderinin İmralı’da hükümetle bu aylarca süren mesaisi sonucu bu görüşlere
ikna olduğu anlaşılıyor.
Öcalan, mesajında diyor ki, “Bugün artık yeni
bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz. Çağrımı
bağrına basan gençler, mesajımı yüreğine katan yüce kadınlar, söylemlerimi baş-göz
üstüne diyerek kabul eden dostlar, sesime kulak kesilen insanlar; Bugün yeni
bir dönem başlıyor. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma
değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır.”
Öcalan’ın bütün metni, dünkü yazıda belirttiğim
gibi, iktidarla varılan temel anlaşmanın kodlarını taşıyor. Eksen Türk-Kürt
birlikteliği.. Hangi temelde? Yeni bir kuruluş, yeni bir meclis, yeni bir
ülke.. Türkiye nasıl kurulduysa, şimdi Türk-Kürt uluslarının birliği temelinde,
aynı heyecanla ama bu kez yeniden kurulacak.
Öcalan, bu “yeni ülke”nin sınırlarını da çiziyor
ve 1912’de Osmanlı Meclisi Mebusanında kabul edilen Misaki Milli’yi kapsayacak,
Kürt ve Türkmenlerin yaşadığı Kerkük Musul, hatta Suriye Kürtlerini içerecek şekilde
genişletiyor.
Bir adı konmamış: Türk-Kürt Federasyonu..
Bu yeni devleti-ülkeyi gerçekleştirmek için
Apo+RTE ve Davutoğlu’nun almaları gereken büyük yol var..
1- Bu federasyonu öncelikle Türkiye’ye kabul ettirmek,
uygulamasını gerçekleştirmek gerek. Yani, Kürtlerin her bakımdan “eşit ulus”
kabulu için anayasal-yasal düzenlemelerin yapılması.. Bu, anadilde eğitimi ve
özerk bölgeyi de (adı öyle konmasa bile) şüphesiz ki içermek zorunda.
2- Sırada Irak Kürdistanı vardır. Esas “Federasyon” adının alınması, bu adımla
birlikte gerçekleşebilir! Peki Barzani ve yönetimi ile bu konuda bir
görüşme yapılmış olabilir mi, herhalde Irak Kürtleri bunu ilk kez duymuyorlardır..
RTE-Apo’nun, Barzani’yi ikna etseler bile, çok daha büyük bir engeli aşmaları
gerek: Irak’ı parçalamak gibi! Davutoğlu-RTE ikilisi, bir yıla yakın
zamandır, Irak merkezi hükümetini hedef alarak, Barzani yönetimiyle yakın ilişkiler
kurarak, bu parçalama işine giriştiler zaten! Ah bir de Amerikalıları bu aşamada
ikna etseler! Tabii, Kürt tarafında lider sorunu da çıkabilir, Apo mu Barzani
mi..
3- Suriye Kürtleri de bu Misaki Milli içindedir. Bu toprakların katılımı,
herhalde en kolay olabilir. Zaten sınırımızda Suriye Kürt yönetimi kurulmuştur.
Suriye de parçalanacak bir ülkedir.. Bizim iktidar çoktan bu işe başlamıştır.
4- Dördüncü Kürt parçası İran’dadır. İran zaten özellikte İsrail’in
hedefindedir. Ayrıca düşmandır (Şii). RTE- Kürtler, Ortadoğunun “iki büyük
aktörü” olarak, Sünni aksını oluşturuyor. İsrail’in özür dileme eylemi
sonucu RTE ile yeniden kucaklaşmasının burada büyük önemi ortaya çıkıyor.
Türk-Kürt Federasyonunun en zor parçası olan İran’ın halledilmesi, şüphesiz ki İsrail’in
(ve ABD’nin) aktif desteği olmadan başarılamaz..
***
Yukarıda çizdiğimiz yeni dönemin ve anlaşmanın
“siyasi vizyon”u ortaya çıkınca, Öcalan’ın, yeni mücadele dönemini ilan etmesi
çok doğaldır! Öcalan ve PKK hareketi, belki de Türkiye’de belirli sınırlara ulaşmış
ve duvarın ötesine geçemeyeceklerini görmüş olabilir. Hükümetin bir kaç bin
KCK’lıyı tutuklayarak, bir paralel veya iç içe “Kürt devlet yönetim” kurulmasına
izin vermeyeceği ikazını yapmıştı. Öcalan’ın elinde, kendi ifadesiyle 50
bin kişiyi ayaklandırarak saldırıya geçilmesi tehdidi (büyük kıyım,
büyük olay yaratmak ve uluslararası müdahaleye çağrı yapmak) ile kentlerde
terör saldırılarını başlatmak kozları vardır. Burada başarı kazansalar ve
bölünmeyi gerçekleştirseler, Anadolu’nun yeni bir mübadeleye sahne olması olasılığı
da yüzde yüze vurur..
Ama hükümetle vardıkları anlaşma, kendileri için
hepsinden daha caziptir.. Büyük Kürdistan perspektifi şüphesiz ki, PKK’nın
elindeki savaşı sürdürme kozundan çok daha önemlidir.. Üstelik, Büyük
Kürdistan, “Türk silahlı güçlerinin yardımı” ile çok daha kolay ve erken
gerçekleşebilir.
Bu senaryoyu hayata geçirmeyi denerlerse, o
zaman Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK- Peşmergelerin silah arkadaşlığı ve
aynı cephelerde savaşma olasılığı doğacaktır!!! Yeni TSK’nın kurulmakta oluşu
bu açıdan anlamlı ve zorunludur da!!!
***
Öcalan ve Kürtler için “Türk-Kürt” veya nüfusu
göre Kürt-Türk Federasyonu kalıcı mı olur, yoksa bir ara aşama mı olur
ve Kürtler “bütün yardımlarınıza çok teşekkür ederiz, bunu
asla unutmayacağız ve ebedi kardeş kalacağız, hadi eyvallah” mi derler,
bilemem..
Bir de, varılan bu büyük anlaşmanın gerçekleşme
olasılığı var mıdır... bu federasyon Türkiye sınırları içinde mi kalır.. Bizim
Kürtler, burada oluşumlarını tamamladıktan sonra, Irak Kürdistanı ile mi birleşir..
bilemem..
RTE’nin Başkanlık-Diktacı anayasasını, Apo desteğiyle
millete kabul ettirme zorluğu da vardır.. Anayasa'yı referanduma götürmeden
Meclis’te bu işi halletmek ve 367 oyu bulmak için, CHP- MHP’den gerekli adam
satın almayı başarırlar mı.. CHP’den biri gitti.. Geride var mı, kaç kişi var..
bilemem..
Yorumları size bırakıyorum, çünkü bu yazıyı
okuyor olduğunuzda ben ülkeden çoktan kaçmış durumdayım! İtalyanlarla
federasyon görüşmeleri için zemin yoklayacağım!!.. dönersem, iyi haberlerle!!!
--26 Mart Salı 2013 / Bilim ve Siyaset
– Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder