Gözüm
Başbakan’ı dün Beşiktaş’ta annelerin, çocukların, eşlerin ve adaletsizliğe
karşı seslerini yükseltenlerin katıldığı “Sessiz
Çığlık” mitinginde aradı! Önceki gün Ergin
Saygun’un cankızı Ece’yi arayıp
geçmiş olsun dileklerini ilettiğini öğrendikten sonra, acaba Başbakan
hastahaneye de gider mi, diye yaptığımız esprinin gerçekleştiğini gördük! Tabii
aynı gün hem hastahane hem Sessiz Çığlık zor olurdu!!!
Umarım uzun zamandır
ortaklık ettiği Silivri savcıları, Başbakan hakkında, terör örgütüne yataklık,
gizli üyelik, destekçilik, örgütü kamuoyunda haklı göstermek vb gibi, icat
edilebilecek binbir suçtan birine sokarak, soruşturma açmaz. Vallahi bunu
yapsalar zerre kadar şaşırmam! Çünkü o savcılar, o yargıçlar “çok tutarlı”
insanlar, cehenneme gidecek kadar
inançlılar; bu nedenle bir soruşturma açsalar RTE bunu çoktan haketti bile
derim, ortaklığa bu kadar büyük ihanet cezasız kalmamalı!!!
***
Başbakanın başına taş mı düştü, demiyeceğim. Dün
miting alanında çok dinlediğim “iyi
polis-kötü polis” gibi, hiç de siyasi yönü olmayan düüncelerle de ilişkim
yok.
Başbakan Balyoz
ve Ergenekon davalarının hukuk ve uyduruk suç rezilliğini gördü, içerideki
subaylarımızın “temiz” olduklarına inandı, dışarıdaki ailelerinin çığlıklarına
dayanamadı ve hidayete erdi- merhamete geldi de demiyeceğim. Komik olur! Çünkü,
bu tür büyük siyasi –iktidar- oyunlarında ve hesaplarında vicdan, merhamet,
korku vb’nin yeri olmadığını da biliyorum. Özellikle Başbakan ve hedefleri söz
konusu olduğunda!
Bugünün
işaretlerini son bir-iki aylık yazılarımda zaten belirtiyordum. RTE yeni bir
siyasi döneme giriyor. Hayatının en büyük meydan okumasına hazırlanıyor. Bu
yeni dönemin adı, Başkanlık Anayasasını
bu millete kabul ettirmek ve bugüne kadar çağdaş tarihin görebileceği, Atatürk’te bile olmayan en büyük
yetkilerle ülkenin tek egemeni olmak.
Böyle bir hedef
koyarsanız, bundan önceki etaplarda çoktan aştığınız ve amacınıza ulaştığınız
konulara artık takılıp kalmazsınız. Bitirilmiş süreçlerin size ayak bağı
olmaması gerekir. Ayağınızdaki Silivri’nin kalın zincirleri ile böylesine büyük
bir siyasi hedef yarışına çıkamazsınız.. Bu çok temel bir siyaset kuralıdır. O
zincirleri bir şekilde kıracak veya iyice hafifleteceksiniz ki, sahnede yeni
rolünüzü tam oynayasınız..
***
Başbakan bunun
işaretlerini bir süredir veriyordu. Silivri’deki yargılamalara ilişkin
“şikayetlerini” son iki haftada çok sık dile getirir oldu!
Ergin Saygın
Paşa’nın kızı Ece’yi telefonla araması ve arkasından hastahane ziyareti..
aslında Başbakan’ın yeni süreci başlatmak için geç bile kaldığını
söyleyebiliriz. Çünkü zamanı daraldı..
Derken, bu
davaların baş yardakçılarından Toronto
bülbülü SkyTürk’te “Ergenekon bir
projeydi” diyerek şakıdı (Bravo Skytürk). Acaba Başbakan’ın işareti ile mi
konuştu? Ama bu itirafı yapma zamanının geldiğini görecek kadar akıllı
davrandı! Yıllardır bunu yazıp çizenlere yapılan eziyeti düşünün! İçimizdeki
açık Zekeriya Öz’cülerin eziyetini
de katıyorum buna (halimiz ortada), hele bu, en büyük alçaklıklardan biriydi: “Ergenekoncular..
darbeciler.. askerseverler..”.. Alçaklık, heryerde ve her kademede,
medyanın dört bir tarafında sardı sarmaladı bizleri ve bütün ülkeyi..
Ama bir avuç
yiğit direndi, işte gerçek sonunda dile getiriliyor: “Ergenekon bir projeydi”..
Projenin sonu
ve RTE gidip “darbecileri” ziyaret ediyor!
Ergenekon,
Balyoz.. Bunlar bitmiş “projeler”dir.. Yani, amaçları, hedefleri açısından çoktan tamamlanmışlardır. Ordu
vesayeti çoktan sona erdirilmiş.. devlet tamamen tasarımlanmış.. Yani bunların
hepsi aşılmış.. Silivri tutsakları, bunun acısını çekiyor.. İşte RTE Ergin
Saygun ile yeni dönemin en güçlü
işaretini veriyor.
***
Yeni
dönem ne demek?
a)
Başkanlık anayasası ile yepyeni bir kişisel siyaset tarihine giriş.. Bu RTE’nin
uzun nefesli, uzun süredir adım adım izlediği en büyük projesidir..
b)
Bunun yanında ve yeni anayasa ile birlikte, Kürt Meselesi’nde benimsediği
çözüm...
Bu iki konu, Ergenekon
ve Balyoz’u bile aşan projelerdir. Kaldı ki,
Ergenekon/ Balyoz, siyasi amaçları açısından tamamlanmış projeler ise, o halde
ayak bağı neden olsunlar?
Tersine,
Silivri konusunu bir şekilde “hallederek”, Apo ile giriştiği ve şiddetli
yansımaları/tepkileri olacak olan ortaklıkta/ittifakta, Silivri büyük dramını
hafifletmek, kendisini de hafifletecektir. Başbakan’ın bu yeni süreçte en büyük
müttefiki APO/PKK/BDP’dir. Başkanlık anayasasında “Türk Kimliği”ni dışarıda
bırakması, Saygun ziyaretini de zorunlu kılıyor!
Önümüzde,
muhtemel anayasa referandumuna kadar yaklaşık 7 aylık süre bulunuyor.
Yargıtay’ın ve Anayasa Mahkemesi’nin, henüz gücünün doruğunda olan ve büyük bir
tek adamlık / başkanlık yarışına giren RTE’nin baskılarından arınmış
olabileceğini hiç düşünmeyin (bazılarında cemaat ağırlığı olsa bile!)..
Ne
olursa olsun, “Ergenekon/ Balyoz” gibi aşağılık ve sahtekar bir dönemin bir
şekilde sona ermesini arzu etmeyecek kimse yoktur..
Bu
köşe Silivri’de adaletsizliğin bir şekilde ve uzun sürmeden
sonlandırılabileceği konusunda iyimserliği hiç bir zaman elden bırakmadı: Açılsın
zindanların kapısı, bütün mağdurlar, bütün tutsaklara özgürlük...
Bunu
istiyoruz. Sessiz Çığlık eyleminde, içerideki güzide subayların mücadeleci
eşlerini, ailelerini kucaklıyorum.
Bu
alçakça iftirayı sürdürenleri biliyoruz.. Bu ülke onların da yakasına
yapışacaktır..
Başkanlık
Anayasına da hayır diyecektir..
--- 10 Şubat 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder