SAYFALAR

22 Ocak 2013 Salı

Türk-Kürt Federasyonu


Türkiye’nin başını, savaş gibi belaların en büyüğüne sokabilir bu iktidar.. 
Ülke için en büyük tehlike (sonuçları, AKP iktidarının sonlanmasına yolaçma olasılığını barındırsa bile) iktidarın Suriye’ye saldırma, Ortadoğu savaşı çakartma ve Irak’ı da parçalama olasılığıdır. Başbakan’ın Cumartesi günkü konuşması dehşet vericidir, dünkü yazımdaki alıntıyı yineliyorum:
Suriye’de tribünde olamayız.. binlerce, onbinlerce kilometreden gelip de Irak’a girenler (Amerikalıları kastediyor tabii ki)  haklı oluyorsa, biz 910 km sınırımız olan Suriye’de eli bağlı, tribünde seyirci olamayız. Gereği neyse yapmamız lazım ve yaparız..
Şimdi Suriye’ye karşı bu saldırgan politikaya bir ek daha yapmalıyız: Mesele sadece Suriye değil.. Aynı zamanda Irak! PKK lideri Öcalan’la, içeriği hakkında sıfır bilgimiz olan, ama iktidarın bütün medyaya “desteklene” mesajı verdiği “barış görüşmeleri”nin altında yatan diğer gizli bir hedef de, Irak’ın bütünlüğünün parçalanması.
Dünkü Yeni Şafak’ta emekli MİT müsteşar yardımcısı Cevat ÖneşTürkiye Kürt sorununu çözdüğü zaman bölgede büyük bir sıçrama yapabilir. Türkiye’nin Kürt sorununu çözmesi bölgede sınır ve harita değişikliğini gündeme getirebilir...” sözleriyle hükümet politikasını açıklıyor aslında.
Söyleşiyi gerçekleştiren Murat Aksoy, bu can alıcı konuda tek bir soru bile sormuyor ve Öneş’i konuşturmuyor! Belki de yazmamıştır!
Öneş’i biz açalım o halde: Hedef, Irak’ın parçalanarak Kuzey Kürdistan’ın Türkiye ile birleştirilmesi ve “Türk-Kürt Federasyonu”nun kurulması! Suriye üzerinden başlayacak ve genişleyecek Ortadoğu savaşı, orayla sınırlı kalmaz. Bu projenin diğer parçası da, Suriye’deki Kürt bölgesinin “federasyona” katılması. Sonra da sıra İran’daki Kürt Bölgesini kurtarmaya gelir. Türkler ve Kürtler ele ele ve birlikte haydi İran’a...
Sınırların ve haritaların değişmesi öngörüsünün başka bir tarifi varsa, biri bana anlatsın!
Öneş, haritalar bile değişir, derken, Türkiye toprak kaybeder’i kastetmediğine göre!?
Öneş sonuçta derin hayal görüyor.. Diyelim ki bu gerçekleşti.. “Kazanılmış toprak” aslında sonuçta “kaybedilmiş toprak” olarak Türkiye’ye geri döner (Federasyonlar her zaman ayrılmaya hazırdır!).. Bu bir.. İkincisi ise Türkiye’nin işgalci, emperyalist – fütuhatçı politikaya itilmesidir.
Ülkemizdeki, “Erdoğan’ın Kürt Sorununu çözme politikasının” kuyruğuna sarılıp koşanlar, başlarına takılı olan at gözlüklerini çıkartıp konuya daha genişçesine bakma olanaklarına sahip midir? Hiç sanmıyorum.. Günlük slogan politikaları izleyenler, yarını göremezler..
***
Türk- Kürt Federasyonu, Erdoğan- Davutoğlu’nun Ortadoğu politikalarının esasıdır. Kendilerinin söylediklerini sıralayalım da fotoğraf netleşsin:
* Ortadoğu, RTE-Davutoğlu için, asla “kayıtsız kalamayacakları” “Osmanlı bakiyesi”sidir. (*)
* RTE ve Davutoğlu, fetihçidir. Kanuni’yi boşuna 40 yıl fetihten fetihe at sırtında koşturup durmadılar!
* Davutoğlu’nun “ulusal devletle ve ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi, biz Yeni Osmanlıyız, evet..” açıklamasının anlamı şudur: “Biz bugünkü sınırlarla yetinemeyiz, ulusal devlet yerine, Ortadoğu’da bize katılabilecek Osmanlı bakiyelerini de içimize alarak genişlemeliyiz..”.
* Başbakan, Türk milletinden çok, millet kavramını kullanmaya yönelmiştir.
* Her ikisi de ulusal devletçi değil, ümmetçidir..
***
Irak Kürdistanı ile flörtün gerisinde, buradaki petrol zenginliği vardır, bu zenginlik, RTE- Davutuoğlu için kışkırtıcıdır!
Mustafa Sönmez, bu zenginliği ve Kürt politikasını Irak petrolleri üzerine yazısında konu etti. Türkiye’nin verdiği cari açık, ithal ettiği petrole eşittir. Irak- Kürt bölgesindeki petroller bunu tamamen kapatabilir..
Öneş’in “Çözüm, Türkiye’ye çağ atlatır” sözlerinin perde gerisinde de bu gerçek yatar. MİT’çiler gizli konuşur!
Neyse uzatmayayım, iki sonuca işaret edeyim: İlki, Suriye ve Irak’a yönelik bu savaş politikası, ülke içinde baskıları arttırır... İkincisi ise, ABD ve Batı çıkarlarıdır. Bu çıkarlar, RTE’yi çökertebilir! Daha başka şeyler de var, ama sonraya..
--
(*) Ulus Yıkıcılığı Zamanları kitabımın ikinci baskısında, Davutoğlu’nun ulusal devletle hesaplaşma zamanı geldi görüşleriyle, tam da bu konu üzerinde, 30 sayfaya yakın uzun bir “hesaplaşma” makalesi var. Merak edenlere.. Cumhuriyet kitapları..
---22 Ocak 2013 / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder