SAYFALAR

21 Eylül 2012 Cuma

Haksızlığın Tepe Noktalarında


Mustafa Balbay, Tuncay Özkan’a 16 celse, Doğu Perinçek’e son savunmaya kadar duruşmalara katılmama cezası veren bir mahkeme, öyle anlaşılıyor ki şunu istiyor yargılananlardan: Bütün haksızlıklar, beş yıla yakın süren hukuksuzluklar ve uyduruk suçlamalar karşısında sesini yükseltmeyeceksin, elini kolunu kaldırmayacaksın.. Ses çıkarmayacaksın.. Otur-kalk, tuvalete git-gel, kımıldama, konuşma, sesini yüksetme, haksızlıklara karşı direnme...
Ya ne yapacaksın? Boynunu eğeceksin, ellerini dizlerinin üzerine koyacaksın, her gün günde beş rekat özür dileyeceksin hatta bunu bir namaz gösterisine dönüştüreceksin.. Mahkemelerin arkasındaki güçlere, özellikle Pensilvanyaya beş rekat selam göndereceksin.. Aflar dileyeceksin..
Hukuk ve yasalara dayanarak hak aramak, bütün iddiaları çürütmek, vicdanlarda hiç bir kımıltı yaratmıyorsa, insanlığın tarihsel en büyük dramlarından biri sahneye konmuş demektir.. Dersiniz ki, insanlık, bu kötülükleri hem de en bayağısından çok yaşadık! Gözlerimizin önünden, bugüne kadar yaşanan bütün ahlaksızlıklar, düşmanlıkların filmi geçiyor.. Bugün seyrettiğimiz perdedeki görüntülerin öz itibariyle geçmiştekinden farkı nedir?
Söylüyorum, yargılamalar işkenceye dönüşmüştür, uzun zamandır. Bu tiyatroya kim dayanabilir?
***
Balyoz davası, tıpkı bugün sahte dijital delilerden çöken Odatv davası gibidir.
Davanın tek bir delili yoktur! 365 subay – subay emeklisi, ailelerin bize ilettikleri bilgiye göre, belki de Cuma günü ağır cezalarla karşılaşacaktır.. Aileler soruyor: Orada verilecek karar içinize siniyor mu?
Mahkeme, sanık ve avukatların ortaya koydukları bütün deliller ve iddianamayı tam bir tuvalet kağıdına dönüştüren savunmaları karşısında, susuyor, kaça güreşiyor.
Sanık ve avukatları, Vardiya Bizde Platformu adına Evren Özdemir diyor ki:
Deliller değerlendirilmedi, en önemli tanıklar dinlenmedi, tümü dijital belgelerle kurgulanmış davada mahkeme tarafından teknik bilirkişi raporu alınmadı ve iddianamedeki 1560 maddi hata ve 23 teknik bilirkişi raporu masumiyetimizi ispatlamasına rağmen yakınlarımız yılardır tutuklu olarak yargılanmaya devam ediyor.. Üstelik, durum buyken, bu hafta sonunda muhtemel bir hükümle de karşı karşıya kalacaklar.
Söylediklerinde tek bir yalan-yanlış yok! Böyle bir durumu bir mahkeme mahkemeyse nasıl kabul edesilir? Bütün “Sır” burada!
Özdemir diyor ki, mahkemeden bazıları için olumlu hüküm de çıkabilir.. Evet, mankeme ya bugüne kadarki yargılama yöntemine, amansız davranmasına, savunmanın delil-inceleme vb isteklerine tek bir yanıt bile vermeme tutumuna zerre kadar toz kondurmayacak, hepsine “suçlusunuz” cezasını bastıracak.. Ya da bugüne yattıklarını yeterli görüp uyduruk suçtan bazılarını suçsuz görecek ve salıverecek.. Geride “işte darbecilerilen başı” diye gösterme cesaretinde bulunabileceği komutanlara basacak cezayı...
Zerre kadar kukum yok, işte yazıyorum buraya, beraat dışında verilecek bütün mahkumiyet kararları, en son noktada, mahkemeye rücu edecektir.. Düşünüyorlar ki kim öle kim kala!
Soruyarlar sanık yakınları: Bu kararlar kimin içine sinecek?
***
Sanık yakını İrem Kutluk diyor ki:
*Birçok ulusal ve uluslararası bilirkişi raporlarıyla gerçeklikleri şüpheli hale gelen dijital delillerin mahkeme tarafından atanacak tarafsız bir bilirkişi heyeti tarafindan tekrar incelemesi için defalarca yapılan taleplerin tümü reddedildi.
*Sanıkların aylar boyunca yaptığı savunmaların bir satırı bile dikkate alınmadı, iddianamenin kopyası şeklindeki ve çoğu sanığın reddettiği Esas Hakkındaki Mütalaa henüz tüm sanıkların ön savunmaları bile tamamlanmadan kabul edildi.
*Tüm sanık ve avukat taleplerinin reddedilmesi üzerine avukatlar adil yargılanma yapılmadığı gerekçesi ile duruşmalara girmeyi reddettiler.
*Avukatların duruşmada olmadığı gerekçesi ile sanıklara söz bile vermeyen mahkeme, son bir karar ile avukatları olmasa da sanıkların son savunmalarını yapmasına karar verdi.
*Böyle olmakla birlikte heyet duruşmaları geciktirenin sanıklar ve avukatları olduğunu iddia ediyor.
*Sahte olduğunu iddia ettiğimiz CDleri kimin hazırlamış olacağı ile ilgilien ufak bir ŞÜPHE uyanmadı heyette. 
*İşte, davanın sonuna tüm bu olumsuzluklarla birlikte geldik.. Soru işaretleri ile dolu bu süreç sonunda mahkemenin vereceği anlaşılan hüküm/karar İÇİMİZE SİNEBİLİR Mİ?
***
Sinmez, kimsenin sinmez, beraat dışında bütün kararların şaibeli olacağı konusunda sanık ve yakınlarında ve toplumda mahkeme sürecinde oluşan kanaat budur..
---20 Eylül 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder