Önce Esad’a yönelik
bombalı saldırı üzerine bir iki not düşelim.. Şam’da Esad’ın hükümetine yönelik
zamanı çok iyi planlanmış suikastin pek çok amacından ikisinden söz etmek mümkün.
a)
Esad rejimini içeriden
çökertmek ve ihanetleri hızlandırmak.. Bu tipik bir Amerikan planı, tabii ki
Suriyeli müttefiklerince uygulamaya kondu.. ABD, Iraklı komutanlarından bazılarını
uzun süren pazarlıklar sonucu satın alarak, Irak Ordusunu çökertmişti! Hür
Suriye Ordusu, bu suikastle şüphesiz sahip
olduğunun yüz katı bir güç fotoğrafı verdi. Suikastin zamanlaması iyi: BM’de
görüşmeler!
b)
Esad rejimini daha büyük
şiddete yöneltmek. Zaten rejim bu konuda antremanlı ve gözüpek! Esad, suikastçilerle
halkı ayıramazsa, çok kan dökülür. Zaten başından beri yazdığım gibi,
onbin-yirmibin Suriyelinin ölmesi yetmez, onarbiner, yüzerbiner ölmeli ki, “meşru
müdahale”nin koşulları oluşsun...
***
UÇAK DÜŞTÜ MÜ?
Düşen uçak konusunda “somut” bilgi, Genel Kurmay Başkanlığının ve Suriye’nin açıklamalarıdır.
İlk açıklamayı Suriye yaptı: Uçak çok alçaktan
uçuyordu ve kimliği de bilinmediği için yerel komutanın rutin emriyle uçaksavar
ateşi ile düşürüldü.. Türkiye de uçağın Suriye tarafından düşürüldüğü
iddiasını kabul etti.
TSK, daha sonra
“Suriye
tarafından düşürüldüğü iddia edilen” ifadesini kullandı. Çünkü eldeki
bilgiler Suriye’nin “uçak savar-top ateşi ile düşürdük” iddiasını doğrulamıyordu.
Uçak parçalarında (yüzde 10’undan) top ateşi izleri yoktu. Geri kalan parçalarda
bu izlere rastlanır mıydı sorusu yanıtsızdır.
Ama bu açıklamanın
hemen ardından AKP iktidarının Bülent Arınç
gibi ağır topları hemen harekete geçti, Suriye’nin ben düşürdüm dedikten sonra suları bulandırmanın gereği olmadığını
açıkladılar ve dolaylı olarak TSK’ye yüklendiler..
TSK, bu siyasi
müdahale üzerine 13 Temmuz’de bu kez uçak parçaları üzerinde yapılan
incelemeler hakkında bilgi verirken, “Suriye
tarafından düşürülen” ifadesine geri döndü!
***
Uçağımızın
Suriye tarafından düşürülüp düşürülmediği konusuna biraz daha bakarsak.. Şimdilik
eldeki tek “kanıt”, Suriye’nin açıklamasıdır...
Suriye’nin “uçak
savar” iddiası havadadır, bunu doğrulayacak bir delil henüz yok ve Suriye de
bir kanıt sunamadı. Salt bu ifade, kriminal incelemelerde delil kabul edilmez, çünkü
“katil yalan söyleyebilir”! Böbürlenmek
isteyebilir; ateş açmıştır, uçak da düşmüştür; uçağın düşmesini kendi ateşi
sonucu olduğunu sanabilir.
Suriye’nin bu açıklamasını
siyasi amaçlı “doğru” kabul edebilirsiniz. Ama gerçeği arayan bilim bunu doğrulayacak
kanıt peşine düşer! Belki deniz dibinden çıkartılabilecek diğer uçak parçalarında
bu sav doğrulanacak iz bulunabilir.
ABD ve TSK’dan
uzmanlar ise, top ateşi ile bu uçağın düşürülmesini sıfıra yakın olasılık
olarak görmekte!
O halde, ortada
yeni sorular var. Suriye’nin “top
ateşi ile düşürdük” açıklaması, eldeki verilerle “sıfıra yakın olasılık” ise..
Suriye’nin düşürdük iddiası hemen hemen doğruya en uzaktır! Suriye uçağı top
ateşe ile düşürmemiş gibidir..
***
Uçağın radar güdümlü
füze ile düşürüldüğüne ilişkin bir iz yok. Yerli ve uluslararası raporlar ve
askeri uzmanlarımızın verdiği bilgiler de bu yönde.. TSK açıklamasında, eldeki
parçalarda, hiç bir düşürücü silah ve malzeme izine rastlanmadığı
belirtilmekte.
Sonraki olasılıkları
da TV’lerde konuşan askeri uzmanlar dile getiriyor.. teknik arıza.. hava koşulları..
ve ısıya duyarlı füze
Uçak, başka tür
bir füze ile vurulmuş olabilir mi? Ama eldeki parçalarda da böyle bir ize henüz
rastlanmadığı belirtildi.
Uçak pilotların
denetiminden çıkıyor.. Çünkü uçakla telsiz bağlantısı kesildikten hemen sonra
denetimsiz hareket görülüyor ve uçak kayboluyor.
Uçağın
denetimden çıkmasına neden olan nedir? Bu neyse, uçağı düşüren de büyük olasılıkla
odur.. Pilotların kendilerini bile fırlatma zamanı bulamadıkları bir “düşürücü
etki”!
Özetle, ya
Suriye füze ile vb vurdu, ya da uçağı düşürdük diye böbürleniyor..
Ama, uçağı düşürme
niyeti apaçık da ortada.. Şimdilik söylenebilecek, düşürme niyeti ile uçağımızı
düşürdüğü!!
Tabi, iki
pilotumuz üzerinden, iki can üzerinde politika yapıyoruz... Pilotlarımıza “sıcak
savaş bölgesinde” Suriye’nin hava sahasını ihlal ettirici bir görevin neden
verildiği ise, tamamen iktidarın sorumluluğu altındadır..
-- 19 Temmuz 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder