Hey,
Yine mi Aynı Şeyler!
Balbay’a
500 bin İmza!
CHP
İktidarın Ensesinde!
Uğur
Mumcu’nun 1986’da yaptığı konuşmada İç İşleri Bakanına
seslenirken, bırakın bizim
telefonlarımızı dinlemeyi, biz suç işlemeyiz, gidin mafya babalarını,
teröristleri, devleti soyanları izleyin, gibi pek çok sözleri, bugün ile 25
yıl öncesi arasında, siyasi iktidarların demokrasi, hukuk, insan hak ve
özgürlükleri konusunda bir fark olmadığını anımsattı hepimize..
Uğur Mumcu gökyüzünden, bulutların arasından başını
uzatıp, “hey yine mi aynı şeyleri
tartışıp duruyorsunuz” diye seslenip duruyor!
Evet milim ilerleme yok!
Bugün de yine hukuku çiğnemeler, yine
kirli siyaset, yine laiklik, yine basın özgürlüğü, yine telefon dinlemeleri,
yine milletin paralarının ihale vb biçiminde hortumlanması, yine insan hakları
ihlalleri, yine cinayetler... Yine aydınların, yurtseverlerin, gazetecilerin
hapishanelere doldurulması..
Uydurma belgelerle yargılamalar.. Üstelik geçmiş
iktidarların bütün kötü uygulamalarının daha ustalıkla geliştirildiği bir
dönem..
Ne diyordu Mehmet
Altan nihayet: Askeri dönemlerde bile
kimse bize neyi nasıl yazacağımızı söylememişti!
Bizim için “demokrasi” şu oldu: Karanlık tüneller içinden geçen bir hayat! AKP
iktidarı döneminde bu tünellere girdik.
Ama..
***
Pırıl pırıl İzmir güneşinde Balçova
ve Narlıdere’de Atatürkçü Düşünce
Dernekleri ve Narlıdere Belediyesi’nin kısmen ortaklaşa düzenledikleri
panellerde, bazı konuşmacılarda ve bir kısım dinleyicilerde derin bir
karamsarlık ve artık herşey bitti,
Türkiye gitti, duygusu egemendi!
Tünellerden geçilir, hiç bir zaman
sürekli karanlık içinde kalınmaz. İnsanlara sürekli umutsuzluk ve karamsarlık
aşılayan ajitatif konuşmaların ne kadar yanlış olduklarını düşündüm, bunlardan
birini dinleyince!
Hiç düşünmüyorlar ki, o zaman yapılacak
tek şey, “şapkayı alıp yoluna gitmek”tir!
Durum saptaması başkadır, Türkiye’nin
güllük gülistanlık olmadığını görmek ve göstermek başkadır... 19 Mayıs 1919
Samsuna çıkıştan itibaren ülkemizin 92 yıllık geçmişiyle bugün geldiğimiz
noktaya bakarak şunu saptamalıyız:
Topluma, ülkeye büyük
kumpaslar kuruldu, ama hiç bir güç, hiç bir karanlık siyaset Türkiyeyi
yıkamadı..
İşte, İzmir ayakta, yüzde 51’lik çoğunluk
var iktidara karşı!
Hep şu düşüncedeyim: Türkiye geçmişiyle, kazanımlarıyla, dünyanın evrensel değerlerini
de savunarak ve arkasına alarak... iktidarları ergeç demokrasi hızasına
getirecektir.. Ya bu hızaya geleceklerdir ya da düşledikleri otoriter rejimin
altında yokolup gideceklerdir..
***
İzmir’de
CHP Genel Başkan yardımcılarından Prof. Birgül Ayman Güler ve Türkiye
Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla
Sertel ile birlikte katıldığımız panelde şunu söyledim:
İktidar
bütün muhalefetin ensesinde.. Demokratların ensesinde.. Medyanın ensesinde ve
CHP’nin de ensesinde! Bu güçlere karşı sürekli entrika peşinde.. Muhalefeti
susturmak, ufalayıp parçalamak ve diz çöktürmek peşinde... Ve bu baskı ve
zulümden iktidarını güçlendirecek kazançlar elde etmeye çalışıyor..
İzmir’i,
İstanbul’u bütün CHP’li belediyeleri bastırıyor, bütün belediyelere neredeyse
her ay onlarca müfettişini gönderiyor, bıktırıyor da bıktırıyor. Aziz Kocaoğlu’ndan, utanmazca, ‘suç
şebekesi ve lideri’ çıkartmaya çalışıyor! Türkiye’de yargı, hukuk, iktidarın
siyasi amaçları için bu kadar kötüye kullanılmamıştı..”
Ama
CHP bu kötü düzenbazlığı tersine çevirmeli: CHP iktidarın ensesine binmeli!
Bütün nefes alışlarını dinlemeli, yaptıklarını izlemeli.. Bütün bakanlıkları ve
uygulamalarını, gölgesi gibi izlemeli.. Bütün belediyelerini izlemeye almalı..
Nerede iktidar ve icraatı varsa, orada CHP olmalı, adım adım izlemeli.. Ve
sürekli düzenleyeceği kampanyalarla hem halkı aydınlatmalı hem de kendi
seçeneklerini halka sunmalı! Zaman çok çalışma zamanı!
***
İzmirlilerin
de, milletvekilleri Mustafa Balbay’ı Melise görevinin başına göndermek gibi, çok büyük
işleri ve sorumlulukları var.
Balbay
500 bin oy mu aldı!
O
halde en az 500 bir imza toplamak ve Meclis’e başvurmak gibi!...
--- 30 Ocak 2012 Pazartesi / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet