Türkiye’nin uluslararası konumunu araştıran
onlarca konuda, son zamanlarda üç güncelleme oldu: Demokrasi Endeksi, Yolsuzluk Algı Endeksi ve İnsani Gelişmişlik Endeksi
(*) Bu araştırmaların sonuçlarına baktığımızda diyecek tek söz var: Türkiye
cephesinde değişen bir şey.. Yani, ne kadar kötüysek, o kadar kötüyüz!
Dahası, yolsuzluk
göstergelerinde Türkiye daha alt basamaklara düştü! Önce buna bakalım: Bir dizi kriter dikkate alınarak, ülkelere 10-0 arası puan veriliyor. 10
puan en temiz ülke, 0 puan ise en berbat ülke!
Transparency
International kurumunun The
Corruption Perceptions Index 2011 raporu,
182 ülkeyi kapsıyor: puanımız 4,2. Yerimiz ise 61.ci!
2010 araştırmasında ise 178 ülke vardı ve Türkiye’nin puanı,
4.4’tü ve sıralamadaki yeri ise 56 idi!
Gerileme büyük! 5 ülke aşağı düştük!
Geçen yılki raporda, 2009 yılına göre,
puanımızı yine 4,4 olmasına rağmen 61.ciydik ve 56.sıraya yükselince Hükümet
üyesi Babacan yolsuzluğun azalmakta olduğunu belirtmişti!
Şimdi, hem puanımız düştü hem de iki yıl
önceki sıramız! Yolsuzluklar, rüşvetler bacayı daha çok sarmış! Şüphesiz, Deniz
Feneri ve bazı AKP belediyelerinde ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet olaylarını
iktidarın yoksayma politikası, Türkiye’yi geriletti!
Bu durumun Türkiye’ye ekonomik etkisi
mutlaka olur, çünkü yabancı yatırımcılar, Türkiye’nin bu endekslerdeki durumuna
bakarak karar veriyorlar!
Türkiye 2008’de ise 4,4 puanla 58.sıradaydı!
(ayrıntı için *) İyileşme yerine kötüleşme!
Burada size 2011’in en iyi ve en kötülerini de
verelim: En iyi üç: Yeni Zelanda, Danimarka, Finlandiya.. Puanları 9.6 ve
9.4.
En kötüler: (son altı ülke): Özbekistan,
Afganistan, Myanmar, Kuzey Kore ve Somali (1 puan)!
***
Gelelim Demokrasi Endeksi’ne: The
Economist Intelligence Unit’ın her yıl gerçekleştirdiği “Index of Democracy
2011” raporu, daha umutvar değil.
Bu araştırma ülkeleri dört gurupta
değerlendiriyor: Tam demokrasiler, Kusurlu demokrasiler, Melez rejimler ve
Otoriter rejimler.
2010 raporunda Türkiye, 167 ülke arasında 5,73
genel puan ve 89.sırayla, üçüncü gurupta, Melez Rejim ülkeleri
arasındaydı (*).
2011 raporu ise yine 167 ülkeyi kapsıyor.
Türkiye yine 5,73 genel puanıyla, bu kez 88.sırada. Aslında, ayrıntısına
bakarsak, değişen bir şey yok: 5 alanda: Seçim sistemi ve çoğulculuk, Hükümetin
icraatı, Siyasal katılım, Siyasal kültür ve Medeni haklar’da Türkiye’nin
puanları, geçen yılın puanlarıyla da aynı.
Sıra dostlarımız, bizden daha iyi durumda
olan Arnavutluk (87.), Malavi, Honduras .. Bizden daha kötü olan sıra
dostlarımız ise Ekvator (89.), Tanzanya, Nikaragua.
AKP’nin ileri demokrasisi, ülkeyi bir
türlü “kusurlu demokrasiler” ligine doğru bile ilerletmiyor! Bulunduğu lig,
başına demokrasi sözü bile fazla görülen ve melez rejimler denen ülkeler
gurubu.. Kusurlu Demokrasi ligine geçebilmemiz için, önümüzde 9 ülke var!
Kusurlu da olsa demokrasi liginde kimler var,
bir kaç isim: Brezilya, Hırvatistan, Romanya, Tayland, Paraguay, Sırbistan,
Moğolistan, Makedonya, Filipinler…
İnsani Gelişmişlik Endeksi’ni başka bir yazıya
bırakalım ve demokrasi konusunda Türkiye’nin neden mesafe alamadığının tipik
olayları olarak, basın özgürlügüne darbeleri ve İç
İşleri Bakanı İdris Naim Şahin’i
anımsayalım: diyordu ki, terörün
“başka bir ayağı daha var. Bilimsel terör var, resim yaparak tuvale yansıtarak;
şiir yazarak şiire yansıtarak.. günlük makale yazarak...” Anlıyorsunuz!
TÜBA’da
Uzlaşma?
Hükümet, Türkiye Bilimler Akademisi’ne kendi
üyelerini seçme hakkını veriyor mu? Böyle sevindirici bir gelişme var. TÜBA
başkanı Yücel Kanpolat ve yardımcısı
Tarık Çelik’in, Bakan Nihat Ergün’le görüşmelerinden olumlu
işaret geldi. Bakan’a “YÖK ve TÜBİTAK doğrudan atama yapmasın, isim önersin,
TÜBA genel kurulu da, kendi adaylarıyla birlikte bunlar arasından üye seçsin..”
TÜBA bir de yasa taslağı sundu. Önceki gün
yapılan Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında da Bakan’dan olumlu işaretler
geldi.. Hükümetin TÜBA hakkında önyargılarını yıkarak, kurumun evrensel
niteliğini değiştirmekten vazgeçmesinden şüphesiz ki Türkiye kazanır!
Umarım bu gerçekleşir!
--
(*)
Uluslararası araştırma kurumlarınca dünyanın gidişatı üzerine yapılan
araştırmaların pek çoğunu “10 Yıldır
AKP- Uluslararası Göstergelerle Türkiye” (Cumhuriyet Yayınları) kitabından
sonra, zorunlu olarak yakından izlemeye başladım. Hep daha iyiye gitme
umuduyla! Ama bu umut hangi yıllardan sonra gerçekleşecek, merakla
bekleyeceğim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder