İktidar liderinin savaşçı karakteri her geçen gün daha net
ortaya çıkıyor..
İç politikada savaşçı; adım adım, muhalefeti mümkün
olduğunca baskılayarak alanını daraltan ve kendi hükmetme alanını genişleten
bir lider..
Bu amaçla hukuku sonuna kadar zorlayarak, olmadı yeni
yasalar yaparak, yasaların içeriğini değiştirerek ve kendi lehine yorumlayarak,
iktidarını mutlaklaştırma peşinde yorulmadan koşan bir lider..
9 yıldır iktidarda olmasına rağmen, bütün alanlarda
eksilmeyen bir haz, şevk ve kararlılıkla, hiç eğilip bükülmeden, durmadan
iktidar savaşı verene az rastlarsınız.
İçeride böyle olan, dışarıda nasıl olur ki!?
***
Davutoğlu’nun “Stratejik
Derinlik” kitabı ve dış politika planlaması, Erdoğan’a “savaşçı bir uygulama” rehberi oldu!
İkinci iktidar döneminin son yıllarından itibaren, tescilli
markası ile RTE, savaşçı bir dış politika
inşa etmeye başladı!
Dışarıda “İsrail” düşman-miti, şüphesiz en uygunuydu.
Böylece, Orta Doğu müslüman coğrafyasını arkanıza alıyordunuz...
Gazze’ye gönderilen ve İsrail’in tarihsel katil ruhuyla saldırdığı “yardım gemisi” de (Mavi Marmara), bu stratejinin “STK”
ayağı olarak uygulandı... (Yadırganacak hiç bir yanı yok, iktidar Mavi
Marmara’nın yarattığ olayın peşine takılmadı!)
Olumsuz bir yaklaşımla söyleyebiliriz ki, bu tür –dış
politik- davaların “şehide” ve “kan”a da ihtiyacı vardır! Artık “onlar” da
(sayı olarak 9 can) varlar! Bu politikanın kurbanları olarak!
Fakat şu var:
Bu bir gösteri! Ne kadar gerçek oynarsanız, sahicilik katarsanız, o kadar
inandırıcı olursunuz! Filmin etkisini arttırırsınız!
Medyayı da işin içine katarsanız, gerçeklik yaratmada oskar
bile alırsınız!
***
Türkiye’nin İsrail’le
savaşabileceğini düşünenler, ancak, bunun bir oyun olduğunu görmeyenler
olabilir!
Dünkü yazıda da belirttiğimiz gibi, Erdoğan-Davutoğlu
ikilisi, ABD’nin Orta Doğu sahasına fiilen inmesiyle politikada keskin bir
düzeltme yaptı, Batı’nın Orta Doğu politikasının aracısı / oyuncusu oldu.
Füze Kalkanı’nın
Türkiye’ye de yerleştirilmesine önceleri ık-mıkla
evet diyen, “sadece İzmir’e yerleşecek” diyen iktidar, şimdi ise, kalkana
tam kapasiteyle sahip çıkıyor. Ülkenin batısına da doğusuna yerleştirilecek
yerler saptanıyor. Uşak basın, İsrail’le yaratılan gerilimden yararlanarak,
Füze Savunma Sistemi’nin İsrail’e karşı kurulduğu yalanını da üfürmüyor mu!
Kalkan, şüphesiz ki güncel olarak, İran’ı hedef almaktadır!
ABD+AB’nin Orta Doğu politikalarının sadık müttefikliğini
(ve dahası uygulayıcılığını!) kabul eden Türkiye’nin...
... ABD+AB’nin bir numaralı Orta Doğu ve dünya müttefiki
İsrail’le “savaşabileceğini” düşünmek, saçmalıktır!
Bu olasılık, sıfırdır.
Batı, İsrail’in böyle saçma sapan ve amacı-hedefi vb olmayan bir savaşla
zayıflamasını istemez! Buna izin vermez.. Türkiye’den yükselen savaş olacak
sesleri, sadece tırışkadan nağmelerdir!
RTE’ın dış politikayı, içeride inşa ettiği kişiliği için
kullandığı bir balondur sadece... (Tıpkı Somali gibi!)
***
RTE, gerçek savaşçılığını öncelikle Suriye’de göstermek
niyetindedir! Suriye en uygunudur!
Medyanın Amiral Gemisi
de bir ay kadar önceki Suriye
manşetleriyle, savaş için hemen mevzisi almış ve Erdoğan’a zemini
hazırlamaya başlamıştı!
Suriye ile muhtemel ve
Batı dayatmasıyla gerçekleşecek savaşın, içeride bir savaş kahramanı, ulusal
lider yaratacağına, son derece inanıyorlar!
Böyle bir savaştır ki, RTE ülkede otoriter liderliğini ve
Başkanlığını kesinleştirebilir!
RTE, savaşa oynuyor!
Tabii, arkasında, NATO’nun tankı ve tüfeğiyle!
---
5 Eylül 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder