Biraz netameli bir konu, işaretleri olan varsayımlara
dayanacak; bir fikir jimnastiği yapmakta yarar var: Çelişki ve sorularla
başlayalım:
* Başbakan, bütün güçleri, ülkedeki bütün ipleri eline
alırken, otoriter ve giderek diktatoryayı çağrıştıracak bir rejimin temellerini
bir bir inşa ederken....
... Batının “müttefiki” olarak kalabilir mi, kalırsa ne
kadar süre? Ve ne karşılığında?
·
RTE, “Türk Baharı”nın da temellerini mi atıyor? Ülkemizde bir Türk Baharı
olabilir mi? Bunun koşulları nedir?
·
Batı, Tek Adam ve otoriter bir iktidarla
dansını hangi koşullarda sürdürür?
***
Önce, yakın zamanda bu
köşede dile gelen değerlendirmeyi kısaca anımsayalım:
Birinci
Sahne: Erdoğan-Davutoğlu
ikilisi, Arap ülkelerinde boş bir saha bulduklarını, o sahada istedikleri gibi
top çevireceklerini sandı. Bu “boş saha” var gibiydi önce: İran’la ılımlı
politika.. Suriye ile sıfır sorun, vize kalkması ve ortak hükümet
toplantıları... Ürdün, Lübnan, Mısır, Körfez ülkeleri.. hatta Libya...
Yeni
Osmanlılık diye, Batıda isim buldu politikaları! Davutoğlu
ise, hayır, sadece tarihi ve güncel
kültürel ortaklıklar var ve bu zemin üzerinde ihmal edilen tüm ilişkileri
geliştiriyoruz, diye açıklıyordu.. (Doğrudur!)
Bu ara dönemde, bu
yazının ana konusu için önemli gelişme de şu oldu: Batı’ya karşı mesafe kondu!
Tonlarca, Türkiye yüzünü Doğuya
döndürüyor, Rusya ile ilişkileri de geliştiriyor, yorumları çıktı.. “Eksen kayması” kavramı da, bu gelişmeyi
anlattı..
***
İkinci
Sahne: Derken, bölgenin ana oyuncusu sahaya indi,
Amerikan futbolunu oynamaya başladı... ABD cüssesiyle bütün sahayı kapladı,
öyle ki zaten başkaları için bir metre karelik alan bile kalmadı!
ABD sahaya çıkışıyla,
hem bölgeyi yönlendirmede aktifleşti hem de Türkiye’ye (iktidara) “boyundan büyük işlere kalkışma ve
başkalarının stratejik oyunlarına karışma; sadece sana verilen rolle
yetinebilirsin” demiş oldu.
Erdoğan ve Davutoğlu
durumun ayırdına ise ancak Libya işgalinde vardılar! Erdoğan’ın “NATO’nun libya’da ne işi var” gafı, hâlâ
ilk sahnede oyun oynadıklarını sanmaktan
kaynaklanıyordu! Oysa sahne değişmişti!
Tabii mevzilerini
aldılar, dahası Suriye’de proaktif rol bile üstlendiler; Şam bizim tarihsel artığımızdır, bizim iç işlerimizdir, seyirci
kalmayız politikasına bile geçtiler. Sınırda sahnelenen askeri güç
gösterisi, Batıda, Türkiye Suriye’yi
halledecek, yorumlarına bile yol açtı!
Bölgede ancak ABD
gölgesinde ve kendilerine verilen rollerle yetinebileceklerini anladılar.
Batı’ya karşı “eksen kayması”, aniden “eksen
düzeltmesi”ne dönüştü..
Erdoğan ve Davutoğlu,
Türkiye’nin, eskisi gibi görevlerini yerine getiren uslu bir müttefiki olduğunu
anımsadı!
Bu bağlamda, Avrupa Birliği Bakanlığı bile kurdu!
Batı, Doğusunda sağlam bir Türkiye görüyor şimdi!
***
Evet güncelleme şimdilik yeter.. Gelelim
işin bam teline:
Erdoğan, Batı ile
kucaklaşma politikasını, aynı zamanda, Türkiye’de
otoriter/ diktatorya benzeri rejimini inşa etmenin / kurmanın da bir garantisi olarak
görüyor olabilir.
Eğer Erdoğan Doğu’ya
yönelseydi, İran- Suriye müttefikliğini geliştirseydi, Batı’nın Doğu’ya yönelik
politikalarının aracı olmayı reddetseydi... Türkiye’de otoriter rejimi inşa
edemez / demokrasi karşıtı politikalarını geliştiremezdi. O zaman Batının
elinde, “Erdoğan ve iktidarına karşı”
güçlü ve etkili politika silahları
verirdi! Şüpheniz olmasın ki, batı bu silahları çok iyi kullanmayı bilir..
Şimdi ise onlar,
Batının yakın müttefiki.. Batı’nın sesini duyar gibi olun:
“Ama ne yapalım, Türkiye hep melez
bir ülke değil miydi, orada demokrasi ne zaman oldu, ayrıca islami bir ülke..
laiklik, demokrasi pek kaldırmaz bu ülke.. zaten bizim işimize de gelmez.
Elimizin altından kayar güçlenirse... Ortadoğu cografyasında, İslama örnek bir
ülke olsun, yter.. Seçimlerin dört yılda bir yapılması, demokrasi oyunu için
yeterlidir..”
Erdoğan, rolünü ve
icazetini aldı (mı?) Bu oyun nereye kadar sürer?
Herkes İsrail’le savaş palavrasına kapılmış...
Esas Suriye ve İran’a
bakalım.. Otoriter gidişin bir bedeli olacaksa eğer!
Şimdi baştaki sorulara
geri dönün lütfen..
---- 4 Eylül 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder