Prof. Yılmaz Esmer,
beş kıtada sürdürülen çok geniş içerikli en büyük sosyal bilimler projesi olan
Dünya Değerler Araştırması’nın ve Türkiye Değerler Araştırması’nın Türkiye’deki
yürütücüsüdür. Bu araştırnalar pek çok konuda toplumların genel düşünce/yargı
ortalamaları hakkında bilgi verir. Nasıl bir toplum içinde yaşadığımız hakkında
genel bir fikir sahibi oluruz.
Bu bakımdan da araştırma sonuçları önemlidir. Hem
değerlendirme yapmak için hem de topluma yönelik siyasal, kültürel, sosyal ve
hatta ekonomik projeleri olanlar için...
Bu yıl Türkiye’ye ilişkin yapılan araştırmanın bazı
sonuçlarını gazete sayfalarında okudunuz.. Araştırılan ana konu başlıklarına
bir göz attım: “Temel
Değerler: Yaşama Bakış, Hayatın Anlamı; Mutluluk, Hayattan Doyum, Gelecekle
İlgili Bireysel Endişeler, Siyaset; Ekonomi, İş Hayatı, Çalışmaya İlişkin
Değerler; Sosyal Sermaye; Dini Değerler; Kadın-Erkek İlişkileri Ve Eşitliğine
İlişkin Değerler; Aile, Evlilik, Çocuk; Bilim Ve Teknolojiye İlişkin Değerler;
Çevre Sorunları, Çevrenin Korunması, Çevre-Ekonomi; İkilemi; Gençlik-Yaşlılık
Algısı; Sağlık..”
Sonuçlar, Türkiye’nin
tutucu bir toplum olma özelliğini koruduğunu, bunun da ötesinde, AKP’nin 9
yıllık iktidarına özgü bazı muhafazakarlaşma eğilimlerinin arttığını görüyoruz.
Öncelikle kadınlara ve aileye yönelik değer yargılarına
baktım.
***
“Bazı kadınlar
kocalarından dayak yemeği hak ediyor”: 1996’da %19 iken 2011 değeri %30. Kadına yönelik
şiddetin ve cinayetlerin bu iktidar döneminde arttığını dikkate alırsak, 9 yıl
boyunca en çok kadınların haklar ve özgürlükler konusunda kayba uğrayan kesim
olduğunu anlıyoruz. Kadın yönelik yanıtlar da bu bulguları destekliyor:
“Kadın her zaman
kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalı”: 1996’dan bu yana oran yaklaşık
aynı, %60. Demek bir milim ilerleme yok!
Dahası var: “Bir
erkeğin, birden fazla eşinin olması kabul edilebilir, sözüne katılanların oranı 1996’da %10, 2009’da ise %11’di. 2011’de bu oran %23” oldu. Üstelik
her beş kadından biri bu görüşe katılıyor!
Esmer’in özetinden bazı noktalar daha alıyorum:
*Dışarıda çalışan bir
annenin çocukları bundan zarar görür: %70
*Genelde erkekler,
kadınlardan daha iyi siyasi lider olur: %71
*Üniversite eğitimi,
kız çocuktan çok erkek çocuk için önemlidir: %38
*Genelde erkekler,
kadınlardan daha iyi şirket yöneticisi olur: %67
*Ev kadını olmak da,
çalışmak ve para kazanmak kadar tatmin edicidir: %69
*Bizim toplumumuzda
ailenin reisi erkek olmalıdır: %74
*Kadın her zaman
kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalı: %62
İşin ilginç yanı, kadınların da bütün bu sorulara verdikleri
yanıtlar, biraz altında olmasına rağmen genel ortalamalara yakın! Tabii bu
genel duruma uygun olarak toplumun yüzde 61’i (2007 sonuçlarına
benzer) kadınların mayo girmesine karşı..
Yılmaz Esmer yorumluyor:
“Kadın-erkek
eşitliğinin yaygın bir değer olması isteniyorsa, Türkiye’nin bu konuda önünde
uzun bir yol bulunduğu görülüyor.
Düşünce yapısı açısından son 15-20 yıl içinde bu yönde bir gelişme
gözlenmediği gibi, bazı alanlarda eşitlikçi değerlerden daha da uzaklaşıldığı
söylenebilir. Kesin olan bir bulgu da, erkek üstünlüğü vurgulayan değerlerin,
kadınlar tarafından da önemli ölçüde benimsenmiş, içselleştirilmiş olması..”
***
Din
ile ilgili sorulara verilen yanıtlar da, Türkiye toplumunun dinine en bağlı
ülkelerden biri olduğunu göstermekte (yüzde 81, dindarım, diyor). Kadına karşı toplumdaki genel yargı ile yüksek
dindarlık oranında bire bir ilişki kurmak mümkün!
Ayrıca dindarlığı da toplum “ahrete hazırlanmak”, yani dini ritüellerin yerine getirilmesi
olarak algılıyor.. Yoksa toplumsal yaşama ilişkin düzenleyici ahlakı kurallar
olarak değil!
Dindarlık ve kadına ilişkin tutumlar, doğal olarak hoşgörüsüzlük de yaratıyor. Esmer
yorumluyor:
“Türkiye’de hoşgörü
düzeyleri, bazı iniş çıkışlar gösterse de, daima dünya ortalamalarının çok
altında. Başka ırktan, başka dinden, başka renkten, hattâ başka düşünceden
komşu istemeyenlerin oranları hayli yüksek.”
Türkiye’nin onyıllardır nereden nereye gelemediğinin
fotoğrafıdır araştırma sonuçları.. İleri
demokratlara acilen duyurulur!
24 Temmuz Pazar /Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder