SAYFALAR

17 Temmuz 2011 Pazar

İktidar İmralı’yı Aldattı mı?




Seçimlerden önce ortalık güllük gülistanlık. İktidarın, devlet aracılığıyla İmralı ile yoğun barış görüşmeleri!
Uzatılan ateş kes tarihleri.
Ama görüşmeler bir sis perdesi ardında hep..
İmralı’dan Öcalan’ın açıklamaları, iktidarın devleti ile İmralı arasındaki seçim öncesi görüşmelerin içeriği hakkında bize bilgi veriyor..
Neymiş? Devlet ile anlaşma yapılmış... Barış Konseyi kuruluyormuş veya kurulmuş.
Derken, BDP ve milletvekilleri Diyarbakır’ı toplantılarının (yerel meclis gibi) başkenti yapmışlar, bu toplantıları TV’lerinde yayınlanıyormuş..
Sonra ne olmuş? Gemi bozulmuş, avukatları İmralı’ya gidememiş..
Zaten demokratik özerklik ilan ederiz diyorlardı ya..
Anlaşılan yemin etme yerine, özerkliği ilan kararı almışlar..
Aynı gün... Hem askere saldırı hem özerklik ilanı..
***
İktidar ve devleti, İmralı ile görüşmeler konusunda bugüne kadar tek açıklama yapmadı.
Pardon, aslında hiç görüşmemişler: Bay Muktedir, bizim İmralı ile görütüğümüz söyleyen şerefsizdir gibi şeyler söyledi, seçime giden aylarda!
CHP ve MHP’nin iddialarına karşılık olarak...
Oysa ortalık ikili görüşmelerle yıkılıp duruyordu!
Kendileri görüşmemiştir. Yani, Muktedir’in kendisi ile yardımcıları, kabine üyeleri vb. Eminim ki partisinden bir yetkili de görüşmemiştir!
Ya kim görüşmüştür? Elinin altında koskoca bir devlet var. Acaba devleti kim yönetiyor?
Devlet denen aygıttan herhangi bir kimse, iktidarın gidin görüşün talimatı olmadan, aklının ucuna getirebilir mi İmralı’ya ayak basmayı?
İktidar, şöyle deyin böyle deyin, şunu yapsın bunu yapsın vb talimatlarıyla, İmralı’yla görüşmeleri yönettiği gibi, yerine getirmeyeceği “seçim vaadleri” ile, anlaşılan Barış Konseyi bile neredeyse kurdurmuş!
Öcalan bu konseyi açıkladığında, devletin iktidarından veya iktidarın devletinden tek yalanlama bile çıkmamıştı!?
İktidar “ne haltlar” karıştırıyordu, resmen bile yoktu! Kendi başına al gülüm ver gülüm, halveti içindeydi; bu al-ver günleri bitince, ve Kürtler kendilerinin seçim vaadleriyle aldatıldığını anlayınca, saldırıya mı geçti? Kürt meselesinde son nokta, yandı gülüm keten helva oldu..
Şüphesiz yanan ana-baba yürekleri, sönen genç askerlerin ferleri, nefesleri..
Yazık ki yazık!
İktidar iki yıl önce analar ağlamasın kampanyası yürütmüştü! Bunun arkasından Hapur Şenlikleri patlamıştı!
Peki iktidar kırılan genç fidanlar karşısında şimdi neyi devreye sokacak?
***
Bay imralı, kendisiyle kimlerin görüştüğünü açıklamalıdır. Orada uğrayacağı baskılar pahasıan! Varılan anlaşmaları açıklamalıdır, kendisine verilen sözleri de!
İktidar, ateş kesin sessizliğinde, “göreceli istikrar” aylarını cebine koymuş, bunu seçimlerde sandıkta oya kırdırmış, ürünü milletvekili ve yüzde 49 oran olarak hasad etmiştir..
Bence, İmralı/ Ankara barış görüşmeleri üzerindeki sis perdesi kalkmış gözüküyor.
Kürtler, kendilerine verilen siyasi sözlerin bir aldatmaca olduğunu görünce yeniden silahları mı konuşturmaya başladılar?
Öyleyse eğer, askerin sırtından seçim mi kotarıldı?
Yoksa ne?
Gelinen nokta ve dağılan sis perdesi ardından ortaya çıkan şudur:
İktidar ile İmralı arasında görüşmeler tabi ki olabilir.. Ama bu görüşmeler, ülkenin genel yararını amaçlar..
Öyle anlaşılıyor ki, iktidar ile İmralı arasındaki görüşmeler, kabul edilebilir ve uygulanabilir bir çözüm yaratmaya yönelik değildi!
Ya neye yönelikti? AKP’yi oy kazandırmaya, AKP’yi güçlendirmeye!
Yarın: Demokratik Özerklik/ Kürt Ulus Devletçiliği
--
OKUR NOTU 1: "Cumhuriyet, Okurlar, Medya" başlıklı yazınızda "Bir okur gazete pahalı, çok satması için fiyatının düşürülmesi gerekir dedi. Evet ucuz değil Cumhuriyet, ayda 30 lira.." diyorsunuz. Acaba gazetemiz gerçekten pahalı mı? En ucuz sigara paketi 450 kuruş; bir sigara 22.5 kuruşa geliyor; yani 4 buçuk tane sigara bir Cumhuriyet alıyor. En pahalı sigara paketi 700 kuruş; bir sigara 35 kuruşa geliyor; yani 2.86 tane sigara bir Cumhuriyet alıyor. Sigara içen sevgili CUMOK'lar günde ortalama 3.5 sigara az içerlerse Cumhuriyet'in parasını çıkarırlar. Sigara içmeyen sevgili CUMOK'ların da zaten hiçbir mazeretleri olamamalı. (Aykut Konuralp)
OKUR NOTU 2: Cumhuriyet gazetesi ile ne kadar ögünsek az, fakat okur notunun içeriğine tamamen katılıyorum, geniş tabana erişmek ve bilgilendirmek icin yenilikler yapmak gerekiyor. (Macit Sözen)
-17 Temmuz 2011, pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder