SAYFALAR

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Demokratik Özerklik ve Ulus; Yalanlar Üzerine Teori İnşası


Aysel Tuğluk’un açıkladığı Demokratik Özerklik metnini okuyorum. “Ulus devlet”e giydiriyorlar. Soykırımcılığından tutun, “ulus devlet”in ne kadar berbat ve kötü bir şey olduğunu açıklıyor.. tabii Türkiye Cumhuriyeti “ulus devlet”ine de.
Ulus devletçi anlayış diğer halklara büyük acılar yaşattığı gibi.. Kürt-Türk ilişkilerinde de Kürtleri yok oluş sürecine götüren bir dönemin başlamasının temeli olmuştur… Ulus devletlerin nasıl bir soykırımcılık taşıdığı görülmektedir.”
Açıklama, kendi içinde çelişkilerle dolu. “Ulus/devlet” terminolojisinde başlıyor karmaşıklık. Ulus=millet olduğuna göre, doğrusu “millet devlet” değil, “ulusal devlet”tir. Ulusal devlet, ırk temeline veya ayrımına dayanırsa, biraz faşist bir devleti çağrıştırabilir.
Ancak günümüzde ulusal devlet dendiğinde, sınırları, bayrağı, yönetimi ve sahip olduğu toprak üzerinde yaşayan insanları kapsıyor. Bu insanların kökeni belli bir ırka ait olabilir. Ancak saf ırk hiç yoktur, kim bunu iddia eder ve ırk üzerinde bir devlet inşa etmeye kalkarsa, Hitler’in yanında yer alır.
İkincisi, Demokratik Özerklik bildirisi, “Kürt halkı artık ulusal varlığını statüsüz bir halk olarak yaşamak istememekte.. Kendimizi yönetme, güç ve iradesine sahip olduğumuzu belirtiyoruz,” fikrini ileri sürdüğüne göre, Kürtler ulus/ulusal statü/ ulusal birlik/ ulusal devlet gibi kavramlarla düşünüyorlar demektir.
Yani kürtler de, soykırımcı dedikleri ve insanlara büyük kötülükler yaptığını ileri sürdükleri bir “ulusal devlet”in bir benzerini inşa etme yolundalar. Yani, ulus ve ulusal devlet kavramlarına o kadar da atıp tutmasınlar! Veya laf oyunları yapmasınlar.
***
Başka bir nokta: günümüz dünyasında bütün ilişkiler ulusal devletler temelinde  sürüyor. Ulusal devlet olmayan başka bir oluşum yoktur! ABD, İngiltere, Almanya, Brezilya, Rusya, Çin.. hepsi en katısından ulusal devletlerdir! Gidin “topraklarından” bir santim almaya kalkışın! Kültürel ve siyasi bakımdan geri ülkenin bazı sözde aydınları, ulusul devlet çağının bittiğini ve küreselleşme döneminin başladığını söylüyor.
Bu aptalca bir fikirdir! Küreselleşme, ulusal devlet ilişkileri üzerinden sürüyor! En sıkı ve katı ulusal devletler, bizim sömürge aydınlarının kafalarını satın alarak, ayyy ayol ne kadar gerisiniz, hâlâ ulustan, ulusal devletten mi bahsediyorsunuz.. dedirtiyor.. Acaba Kıbrıs’da verilen savaşın adı ne? Yunanistan’ın ulusçuluğu/ ulusal devletçiliği acaba hangi yeni uydurulmuş kategoriye sokulabilir?
Dünyadaki büyük rekabet ulusal devletler temelinde sürüyor. Ulusal devlet, kapitalist çağın ürünüdür şüphesiz, ulusal devletlerin ortadan kalkması, kapitalizmin de öz ve biçim olarak dönüşmesiyle ilgili olabilir ancak..
Savaşlar, büyük silahlanma, pazar rekabeti, hammaddeler ve bölgeleri üzerinde egemenlik/nüfuz iddiaları, yani dünyada hemen herşey, kapitalizmin ve ulusal devletlerin varlıklarıyla doğrudan ilişkilidir..
***
Neyse, kapitalizm ve ulusal devletler arasında büyük rekabetin kötülüğüne karşı mücadele başka bir konudur.. Kürt Ulusuna statü/ devlet, toprak, vb gibi konuların gündemde olması bile, kapitalizm/ulusal devletler çağının tipik özelliklerini yansıtıyor.
Demokratik Özerklik, bir ara statüdür! Irak ve Ortadoğu’daki dinamik, Kürt Devleti kurma /oluşturmaya yöneliktir. Zaten bildiride “coğrafyalarımızda yaşayan herkesi, kendisini demokratik özerk Kürdistanlı olarak tanıtmaya davet ediyoruz;” diyorlar!
Özerklik bir kısa yoldur. Bu kısa yolda müttefikleri boldur. Bu yol alındıktan sonraki yol daha incelecektir! (Veya kolaylaşacaktır!)
Açıklamada diyorlar ki: Kürt ulusunu “Bu inkar ve imha politikası bugüne kadar acımasızca yürütülürken Ortadoğu statükosu ve uluslararası güçlerden de destek almıştır. Türkiye’nin Kürtler üzerinde egemenlik kuran devletlerle kurduğu ittifak da bu politikanın ağır biçimde sürdürülmesini sağlamıştır.”
Ortadoğu’da kurulmakta olan yeni statü ise, Kürt devletini öngörmektedir. Yani Kürtler ABD ve Batı Dünyasının desteğiyle devlet yolunda ilerliyor. Yani, o uluslararası güçlerden o kadar da “kötü” bahsetmesinler veya kimseyi aptal yerine koymasınlar!
Olayın diğer bir yönü de, Kürtlerin kendilerine  Kürdistan statüsü inşa ederken, Türkiye’ye de yeni bir statü dayatmalarıdır! 20’yi aşkın öblgeli statü ile “tüm Türkiye halklarının inanç ve kültürlerinin kendisini özgürce ifade edeceği bir çözüm modeli” olarak sunuyorlar.
Bakalım günler neler doğuracak!
--18 Temmuz 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder