SAYFALAR

24 Ekim 2023 Salı

İsrail ve Filistin: Üç taraflı insanlık vahşeti

 obursali@cumhuriyet.com.tr

Hamas’ın saldırısını ve İsrail’in buna neredeyse salt Hamas’ı değil Filistinlileri topyekûn yok etme girişimini herkes konuşuyor. Hamas gibi bir örgütü neler, hani koşullar yarattı sorusu benim için her şeyden önemli ve yaşadığımız karşılıklı vahşetin kilidi de burada yatıyor.

Biz insancıklar ve büyük büyük bilmişler genellikle eyleme ve vahşetine bakarız. Dahası “Hamas bu saldırıyı gerçekleştirmeseydi, İsrail de Hamas’tan belki de 10 kat daha acımasız, büyük savaş makinesini Filistinlilerin üzerine sürmezdi” deriz.

Tıpkı 12 Eylül 1980 askeri darbesini alkışlayan ve “Olmasaydı hepimizin canı tehlikedeydi” diyenler gibi. Buradaki kilit soru da “Peki bizi 12 Eylül’e kim getirdi, nasıl geldik ve askerlerin ve destekçisi Amerikalıların rolü neydi” sorusuydu.

Bu tür olayların öncesini sormadan şu ana bakanın aklı havalardadır her zaman.

FİLİSTİN HAKLARI MI? ÇÖPE!

Tamam gizlisi saklısı yok, pek çok insan da söylüyor: Filistinlilere devlet kurma hakkı neden tanınmıyor? Kudüs neden İsrail’in tacizi ve işgali altında? İsrail neden yerleşimcilerini sürekli olarak işgal edilmiş Filistin topraklarında yayıyor? BM’nin kararlarına rağmen Batı Şeria işgali ve yayılma politikası neden sona erdirilmiyor? Gazze, her zaman İsrail’in saldırısı ve işgaline uğrayıp durdu. İsrail 16 yıldır Gazze’yi abluka altında tutuyor.

Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Af Örgütü karar ve raporları şu yönde:

İsrail’in bölge içinde ve dışında mal ve insan hareketliliğini sınırlandırması Gazze’deki insani krizi derinleştiriyor. Gazzelilerin çoğu mülteci kamplarında BM’nin yardımlarıyla hayatını sürdürüyor. Batı Şeria’ya 500 binden fazla Yahudi yayılmış ve yerleşmiş. Giderek sayıları artıyor. Bu uluslararası hukuka göre suç.

‘BU APARTHEİD’TİR’

Peki uluslararası büyük güçler (başta ABD ve Avrupa, buna Rusya ve Çin’i de ekleyebiliriz), buna ve Batı Şeria işgal bölgesinde neden İsrail askeri yönetimine göz yumuyor?

İsrail’in, Filistinlilere ayrımcılık, ırk ayrımcılığı (apartheid) uyguladığı artık kabul ediliyor. Uluslararası Af Örgütü, 2022 tarihli bir raporunda şöyle yazıyor: “Bölgesel parçalanma; ayırma ve kontrol; arazi ve mülkün mülksüzleştirilmesi ve ekonomik ve sosyal hakların reddedilmesi: Bu apartheid’tir.”

İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’de yarattığı fiili durum şüphesiz Hamas’ı geliştirdi, güçlendirdi. İsrail’in Filistinliler üzerinde uyguladığı “Asla göz açtırmayacaksın, her fırsatta kafasına vuracaksın” politikası, Kudüs baskını, aşırı dinci örgüt Hamas ve benzerlerini de yaratıyor, geliştiriyor, daha amansız saldırılar için kışkırtıyor.

Peki İsrail neden bölgede tüm bu gerginlikleri sona erdirecek adil bir barışa yanaşmıyor ve neden büyük güçler İsrail’i caydırıcı hamlelerden uzak duruyor?

Sorunun birinci kısmının yanıtı, ikinci kısmındadır.

AŞIRI SAĞ KARŞILIKLI GÜÇLENİYOR

ABD ve başta Almanya, Fransa ve İngiltere olmak üzere Avrupa, her zaman İsrail’in yanındadır. ABD kuruluşundan beri her yıl ortalama 3 milyar dolar İsrail’e hibe etmektedir (toplam 146 milyar dolardan fazla). 2019’daki askeri yardımın miktarı 3.8 milyar dolar. ABD, BM’de 1991 ile 2011 arasında İsrail’i korumak için toplam 24 karardan 15’inde veto yetkisini kullandı (Wikipedia).

İsrail’in anlaşmalara uymamasının ve dolayısıyla bölgede barış olmamasının nedeni bu muazzam desteklerdir ve ona verilen güvencelerdir.

Bu da İsrail içinde aşırı sağı, ırk ayrımcılığını, uzlaşmazlığı ve çatışmayı güçlendiriyor.

ŞİMDİ ESAS SORU:

Neden bu güçler Filistin’in haklarını da veren bir barış istemiyor?

Çünkü orada problemli ilişkilerin ve bugünkü yapının sürmesini istiyorlar.

Çünkü barış olsa bölgede yapacak işleri kalmaz, pıllarını pırtılarını toplayıp çekip giderler.

Milletler, uluslar, topluluklar, dinler arasından çatışma olsun ki onlar da kontrollerini ve sömürülerini sürdürsünler. Egemenlik alanları elden kaçmasın...

Özetle VAHŞET TEK TARAFLI DEĞİL. İKİ TARAFLI

Dahası üç taraflı: ABD ve Avrupa da üçüncü taraf...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder