obursali@cumhuriyet.com.tr
Arap ülkeleri, ABD’den bağımsız hareket etmeye yöneldi
Suudi Arabistan, BAE gibi Körfez ülkeleriyle ABD arasındaki ilişkilerde ciddi değişiklikler olduğunun farkında mıyız?
İlki, ABD Başkanı Biden’ın katillikle suçladığı Suudi Arabistan prensine petrol, enerji, ekonomik kriz söz konusu olduğunda adeta yalvar yakar olması. Geçen temmuzda çıktığı Ortadoğu turunda Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşmüş ama petrol üretiminin artırılması konusunda kendisini ikna edememişti.
PETROL NELERE KADIRSIN
Oysa CIA’nın raporlarında katil olarak adı geçen ve seçim kampanyasında da “parya” olarak nitelendirdiği Selman’ın elini sırf bu yüzden sıkmış (yumruklaşarak) ve kamuoyundan tepki almıştı. Biden’ın stratejik ziyareti aynı zamanda Suudi ve Körfez ülkelerini İran’a (ve Rusya’ya karşı) cephe almaya zorlamaktı.
Amerikan yönetiminin Prens Selman’a artık dokunulmazlık hakkı tanındığı ve yargılanmasına gerek olmadığı haberleri uçuştu Beyaz Saray’dan! Suudi prensi, Bali’deki zirvede Biden ile görüşmedi ama pek çok ülkeyi ziyaretiyle eski “Amerikan merkezli” politikanın yerinde çok merkezli bir Suudi politikası yer alıyor. Mesela Güney Kore ile ilk savunma işbirliği imzalıyorlar.
BAE ‘CASUSLUK’ MU YAPIYOR?!
Derken iki hafta kadar önce Washington Post gazetesinde beklenmedik bir istihbarat haberi yayımlandı. Ulusal İstihbarat Konseyi, ABD’nin körfezdeki “sıkı müttefiki” Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) “Amerikan siyasi sistemini manipüle etmeye yönelik kapsamlı çabaları” üzerine ayrıntılar veriyordu.
Buna göre “Arap otokrasisi, ABD dış ve iç politikasını kendi lehine yönlendirmeye yönelik yasadışı ve yasal girişimlerde” bulunuyor. Bu amaçla seçim kampanyalarına ciddi katkılar yapıyor, güçlü lobicilik firmalarıyla ilişki kuruyor, Amerikan yönetimindeki güvenlik açıklarından yararlanıyor. Raporda “Rusya, Çin veya İran gibi düşman bir güç” yerine bir dostun bu faaliyetlerine maruz kalındığına dikkat çekiliyor.
Şunlar da var: Adalet Bakanlığı kayıtlarına göre BAE, “2016’dan bu yana lobicilere 154 milyon dolardan fazla harcadı. Amerikan üniversitelerine ve düşünce kuruluşlarına yaptığı yüz milyonlarca dolar bağışlarla BAE çıkarlarına uygun belgeler ürettirdi.”
ETKİLİ İSİMLERİ İŞE ALDI
Daha önemlisi var: “BAE, muhalifleri, politikacıları, gazetecileri ve ABD şirketlerini izlemesine yardımcı olmak için 3 eski ABD istihbarat ve askeri yetkilisini işe aldı. ABD savcıları, bu kişilerin, BAE’nin ABD ve diğer ülkelerdeki bilgisayarlara girmesine yardım ettiğini söyledi. Geçen yıl, üçü de mahkemede BAE’ye sofistike bilgisayar korsanlığı teknolojisi sağladıklarını itiraf ettiler.. Eski başkan Donald Trump’ın uzun süredir danışmanı olan ve BAE ajanı olarak çalıştığı ve bu konuda federal müfettişlere yalan söylediği iddiasıyla Thomas Barrack yargılandı.”
BUNLARI NEDEN YAZIYORUM?
Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin artık körü körüne “Amerikancı” politikalarını sona erdirdiğini belirtmek için. Kendilerine büyük bir güven inşa ediyorlar.
Para büyük güçtür. Bu güçlerine dayanıyorlar.
Petrol çok değerli, dünya hâlâ petrole bağımlı.
Petrol üretimlerini artırmıyorlar. Artırsalar fiyat düşecek. Artık o devirler bitti. Bu konuda Rusya ile birlikte hareket ediyorlar.
Şu da var: Petrol kaynakları şüphesiz tükeniyor.
Daha az üretim ile kaynakların tükenmesini daha ileri yıllara öteliyorlar!
Başka önemli nokta da şu: Amerika ekonomik-mali güç kaybettikçe, dünya daha çok kutuplu oldukça, Arap ülkeleri kendilerine yeni ve daha bağımsız oyun alanları yaratıyor.
Türkiye için çıkarılacak çok ders var.
Artık “Amerikancı politikalar”ın bir geleceğinin olmadığı, bu derslerin başında geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder