obursali@cumhuriyet.com.tr
SADAT, iktidarın bir parçası mı?
SADAT’ın üzerindeki örtü yırtılmış, gizli etkinlikleri oralardan sırıtmıştır ve iş, örtüyü tamamen çekip almaya kalmıştır.
Adnan Tanrıverdi’nin oğlu Melih Tanrıverdi’nin apar topar Halk TV ekranlarında boy göstermesi bile, henüz her şey açığa çıkmadan “Biz masum bir şirketiz” imajını topluma yayma ve devletle iç içe faaliyetlerini gizleme amacını güttüğü açık. Kılıçdaroğlu’nun karanlık örgüt olarak nitelendirdiği SADAT’ın seçim sürecinde ülkeyi karıştırıcı eşlemlerde bulunabileceğine dikkat çekmesi hem SADAT hem de iktidar cephesinde endişe yarattı.
M. Tanrıverdi bu nedenle masum bir yüzle ekranda boy gösterdi. Ve Cumhurbaşkanı da “SADAT’ın yöneticileriyle yakından uzaktan hiçbir alakam olmadı” dedi.
M. Tanrıverdi çok önemli konulardaki sorulara anımsamıyorum, bakayım size yanıt veririm diye geçiştirdi. Suriye’ye gönderilen TIR’larla ve oradaki rejim karşıtı terör örgütlerinin eğitimi ile ilgili sorulara ve Libya’da Türkiye’nin bulundurduğu askeri - yarı askeri güçler konusunda ilgimiz yok dedi.
Var mı diyecekti, Şam’a karşı terör örgütlerine veya bizim iktidarın koltuk altında barındırdığı ÖSO’yu eğitip silahlandırıyoruz mu diyecekti?
Bu tür yapılarla ilgili gerçekler, ancak üzerlerindeki örtünün iyice çekip alınmasıyla ortaya çıkar.
O süreç başlamış görünüyor.
UNUTULAN İLİŞKİLER
Melih Tanrıverdi, “Kılıçdaroğlu orada bizim olmadığımızı bildiği bir saatte geldi” diye uyduruk laflar ederken düşündüm, acaba örgüt veya şirket yöneticileri, Kılıçdaroğlu’nun kendilerine geldiğini öğrenince mi apar topar binadan ayrıldılar..
Bu şirket elemanlarıyla yapılacak görüşmeler esaslı hazırlıklar gerektiriyor. Şüphesiz ki kişiyi ekranlara çıkarmak gazeteci başarısıdır, koşa koşa gelmesi bile manidardır; bu başarı, gizli örtüyü üzerlerinden çekip almakla sürmelidir.
Cumhurbaşkanı SADAT’la ilgimiz yok derken, ülkenin en gizli ve önemli güvenlik toplantısına SADAT’ın kurucu başkanını aldığını, onu kendine başdanışman ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi yaptığını, dört yıllık birliktelik ve işbirliğini unutuyor. Ama Saray şöyle düşünüyor olabilir: Adnan Tanrıverdi, yanımıza alınca SADAT’tan ayrıldı!!! Örgütün başına oğlunu getirdi, SADAT’ın bütün örgütlenmesini, fikri yapısını kurdu ama “ilişkisi yok”!
Cumhurbaşkanı son zamanlarda pek çok şeyi anımsamıyor. Bir gün önce söylediğine, ertesi gün tamamen ters şeyler söylüyor. Büyük bir inandırıcılık sorunu yaşıyor. Bu konuda seçmeni ve sevenleri açısından herhangi bir sorun olacağını haklı olarak düşünmüyor olabilir.
BİR İTİRAF
Ama SADAT örgütünün iktidarla içlidışlı ilişkisi konusunda mesela AKP Osmaniye Milletvekili İsmail Kaya TBMM Genel Kurulu’nda “Çok değerli milletvekilleri, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte, Savunma Sanayii Başkanlığımız birçok firmayla çalışmaktadır, SADAT da bu firmalardan bir tanesidir” diyor.
Evet, devletin kontrolündeki savunma sanayisi silah ve parça üreten onlarca şirketle çalışıyor... Fakat SADAT bir üretici şirket değil, fabrikası yok, ne silah ne de parça üretiyor.
Peki, ne yapıyor? Eğitim veriyor: Gayri nizami harp, terörcü yetiştirmek...
Fakat Cumhurbaşkanı, SADAT ile ilişkilerini üstü örtülü olarak dile getiriyor. Grup toplantısında, SADAT’ın ne hizmetler verdiğini çok net anlatırken, Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ı gündeme getirmesine neden olarak, bu “Türkiye’nin bölgesindeki çatışmalarda üstlendiği arabulucu rolüne ve sınırları dışında yürüttüğü kapsamlı operasyonlarına karşı verilmiş bir cevaptır” diyor ve Kılıçdaroğlu’nun dış güçlerin itelemesiyle SADAT’ı gündeme getirdiğini ima ediyor.
Türkiye kendi ordusuyla kuvvetleriyle dış operasyonları yürütüyorsa, SADAT’ın bu konuyla ne ilişkisi var? Akla gelen: Demek ki bu operasyonlarla SADAT da ilişkili.
Daha çok şey var yazılacak. Ama perde aralandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder