Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 18 Nisan Pazar, 2021
Emekli 104 amiral yurttaş, Montrö ve Ordudaki tarikatçı generaller üzerine endişelerini belirten bir açıklamayı hazırlarken, çoğu şüphesiz ki başlarına gelecekleri hissetmişti. Whatsup haberleşme grubundaki 140 küsur emekli Amiralden 104’ü açıklamaya imzasını verdi. Kimi verirken eşine “bavulumu hazırla” dedi. Kimi, “listede görüşlerine katılmadığım bazı kişiler var ama olsun” dedi.
Şuna katılıyorum: Başka ülkelerde de emekli subayların, ülkeyi derinden ilgilendiren ve üstelik uzmanlıklarıyla ilgili konu ve konular üzerine böyle ortak bir açıklaması, şüphesiz ki ses getirir ve önemli haber olur. Şüphesiz etkileyici olur ve tartışılır, ama onları apar topar zindanlara atan bir akıl hiç bir zaman çıkmaz.
Bizde, emekli Amiraller ne diyor diye bir tartışmaya bile zaman kalmadan, onlara yapılan büyük siyasi haksızlığı gündeme getiriyoruz.
Onur kırıcı işlemler
İçeri alınan emekli amiraller 8 gün demir parmaklıklar ardına atılıyor, üstelik fetöcü ve terörden göz altına alınan kimselerle aynı odalara konarak.
Mücadele ettikleri “düşman’larının yanlarına atılarak, kendilerine en büyük hakaretlerden biri daha yapılıyor.
Soruşturmada bir şey çıkmayınca, mahkeme hepsini “adli kontrol” şartıyla serbest bıraktı. Bu bile çok büyük ayıp, ama siyasi kontrol altındaki mahkemelerin bu aşamada verebilecekleri tutuklamama kararlarına, bu davalarda “adli kontrol”ü ekledikleri biliniyor. Çünkü gözler üzerlerinde! Ne demek serbest bırakmak!
Fakat başka bir onur kırıcı karar devreye giriyor: iktidarın idari “Denetimli Serbestlik Müdürlüğü”, mahkemenin kararında olmayan bir önlemi devreye sokuyor ve serbest bırakılanlara “elektronik kelepçe” taktırıyor. Ömürlerini bu ülkeyi savunmak için geçirmiş, üstelik türlü çeşitli haksızlıklara uğramış, bu ülkeden başka gidebilecekleri hiç bir yer olmayan emekli amirallere “elektronik kelepçe”! kent içinde nereye giderlerse izlenecekler!
İnsan onuru yerle bir eden bir uygulama daha!
Fakat, ilk soruşturmadan bir şey çıkması iktidarı memnun etmemiş ki, imzacı emekli amirallere ikinci dalga soruşturma başlatılıyor. Hepsinin hayatları darmadağın ediliyor, telefonlarına elektronik tüm cihazlarına el konuyor.
Bitmeyen kin
Normal bir ülke, yönetim olsa, anayasa ve yasalar doğal halleriyle yürürlükte olsa, başlarına hiç bir şey gelmemesi gereken emekli amiraller, Balyoz ve Ergenekon davalarının destekçisi, yürütücüsü, avukatı ve o dönem FETÖ’nun ortağı olan iktidar tarafından, şimdi ikinci kez büyük bir haksızlıkla yasal takibe uğruyorlar.
Neden? Çünkü hiç biri bu iktidarın sevdiği, biat edilmesini istediği insanlardan değil. Hepsi Mustafa Kemal’e bağlı, Anayasanın başlangıç ilkelerini benimsemiş, laik, yaşadıklarımızdan huzursuz, vatansever insanlar. Öyle ki, çoğu vatanı savunmayı iktidardan çok daha başarılı sürdüren bu kez büyük entelektüel çalışmalarıyla toplumda öne çıktılar!
Ama ne de olsa Atatürkçüler! Yani iktidarın hem ülkeden hem ordudan tasfiye etmek için elinden geleni yaptığı maşalar kullandığı düşüncenin ve kimliğin, dışarıdaki etkin sivil savunucularıydı.
İktidar, hiç bir zaman onları sevmedi!
Ve eline geçirdiği ilk fırsatta, Vay açıklama yaparak orduda darbe yapma hevesini canlandırıyorlar gibi bir bahane ile, tekrar hayatı dar etmeye koyuldu.
Bu emeklilerin çoğu, Balyoz ve Ergenekon’da, iktidarın düşmanıydı ve tasfiye edilmişlerdi.
Şimdi de toplumdaki etkin konumlarından rahatsızlıkları nedeniyle ikinci bir “Balyoz soruşturması” ile, Fetö yargılamaları zamanında eksik bıraktıkları eylemlerini tamamlıyorlar!
***
Ama siyasi hırslarının kurbanı oldukları ve artık akli düşünmeyi tamamen terk ettikleri için, kendi ayaklarına baltayı indirmeyi sürdürüyorlar: Araştırma sonuçlarına bakıldığında, halkın büyük çoğunluğu, açıklamalarında darbe iması falan görmüyor.
İktidar biraz daha kendini çukura attı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder