Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 20 Ekim Salı, 2020
Cumhurbaşkanı’nın “Eğitim ve kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadık” ile başlayan kapsamlı açıklamaları üzerine ikinci yazıyı pazara erteleyelim ve Ümit Özdağ ve İYİ Parti üzerine deneme yapalım.
Ümit Özdağ’ın partiden kopuşuna yol açacak açıklamalarıyla neyi amaçladığı, çözülmemiş ciddi bir mesele olarak karşımızda duruyor.
Yoksa bu açıklamaları, Partisiyle ipleri kopardığı için mi yaptı?
***
Önce bazı saptamalar: Terör ve güvenlik, dış politika uzmanlık alanı. Şüphesiz Türk milliyetçisi, siyasi kariyerini de tabii ki MHP’de sürdürdü, büyüdüğü ortamın gereği olarak. Okuyan ve nesnel analizler yapan, dahası ileriye de bakan bir akademik formasyonu var.
Özdağ liderliğe oynayan bir siyasi kariyer inşa etti kendisine. MHP’de 2005’te başkanlığa adaylığını koyunca kendini parti dışında buldu! Sonra geri döndü, milletvekilliği- yöneticilik yaptı partide; hep gözü Bahçeli’nin koltuğunda oldu, buna yönelik girişimlerde bulundu, 2016’da yine başkanlığa adaylığını koydu. Bu yıl MHP ve Özdağ için kader yılıydı, Meral Akşener için de.
Olağanüstü kongre ile Bahçeli’den görevi devralmanın tüm hazırlıklarını tamamladıkları, çoğunluk imzaları topladıkları halde, yasal bir kongreyi yaptırmamak için iktidar mahkemelerini devreye soktu ve üst üste kongre iptal kararları alındı; bu sürecin sonunda MHP’den atıldı. Tabii Meral Hanım da benzer kaderi paylaştı.
Hem Özdağ hem Akşener MHP liderliği için şanslarını kesin kaybedince İYİ Parti’yi kurdular. Liderlikte Meral hanım, MHP’deki girişimleri nedeniyle öne geçmişti.
Peki neden şimdi?
Özdağ, Meral hanıma karşı alternatif politikalar öneriyordu. Yerel seçim öncesi mesela CHP ile ittifak yapılmasına önce karşı çıktı. Sonra, başarı için ittifak yaptık dedi. Kars’ta MHP ve AKP’nin ortak adayının desteklenmesini istedi. Yani bir tür Cumhur ittifakına İyi Parti’yi katmak istedi.
Fakat Iğdır’da bunu başardı, İYİ Parti burada Cumhur ittifakı adayına destek oldu ama MHP adayı buna rağmen seçilemedi.
Özdağ her alanda aslında MHP politikalarına yakın. Fakat AKP’ye de “kesin” karşı.
AKP MHP koalisyonuna karşı Millet İttifakı politikasının zayıf halkasıdır Özdağ.
MHP’ye daha yakın
Özdağ, İYİ Parti’nin merkez sağda yol almasını engelleyici bir pozisyondadır, Türkçülüğü / milliyetçiliği buna engeldir; bu ittifakta resmen bulunmayan HDP’nin gönüllü desteğine bile tahammül edemiyor. Bu açıdan MHP’ye daha yakın bir profil çiziyor.
Özdağ ile 10 gün kadar önce yaptığım telefon konuşmasında, Kurultay’da üstü çizilenlerin büyük çoğunluğunun milliyetçi kadrolar olduğunu belirtmiş ve benim “merkez sağ tasfiyesi” görüşümün yanlış olduğunu belirtmişti. Aytun Çıray ve iki kişinin dışında geri kalan büyük çoğunluğun Türk milliyetçileri olduğunu söylemişti. Kurultay’ın bir kırılma noktası olduğu belli.
Kurultay olmasa ile, Özdağ yine ayrılık çanlarını başka nedenlerden dolayı çalabilirdi. Meral hanımın da Ümit Özdağ ile birlikte yol almak istediğini sanmıyorum.
İpler kopmuş muydu?
Baştaki sorumuza geri dönersek, Ümit Özdağ niye Parti’den kopuşuna yol açacak böylesine suçlayıcı açıklamalar yaptı?
Bu soruya yanıt vermek için şu soruyu sormalı: Yoksa artık İYİ Parti içinde kendisine politik bir oyun alanı kalmadığını mı gördü?
Bu açıklamalardan önce Meral Akşener ile bağları tamamen kopmuş muydu?
Bu nedenle mi, büyük bir suçlama ile partiden ayrılış sürecini başlattı?
Bunlar mümkün.
Ümit bey liderlik kariyerini sonlandıracak bir politikacı değil.
Bunu İYİ Parti’de sonlandırıyorsa, gözü MHP liderliğinde demektir.
Nasıl olur falan demeyin, politikada yarın neler olacağını bilemeyiz.
Devlet Bahçeli sonrasına daha şimdiden soyunduğunu görür gibiyim.
Siyasi çizgisi ve İYİ Parti içindeki politikası aslında MHP ile örtüşüyor. Ne MHP’liler onu yadırgar ne de kendisi yıllarca politika yaptığı MHP’de zerre yabancılık çeker.
Bir erken liderlik kapışmasının kapısını araladı Ümit Özdağ.
YanıtlaYönlendir |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder