26
Kasım 2019 Salı / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Şimdi
bakın, Türkiye çökmüş, aileler zor durumda. Ciddi Maddi Yoksunluk içindeki nüfus sayısını biliyor musunuz?
Nüfusun yüzde 26,5’i. Bu bur refah ve
yoksulluk ölçütüdür. Gelir dağılımı ve yaşam koşulları araştırması.. TÜİK
2018’de ölçmüş. Sayılan 9 kalemden oluşan maddeden (Çamaşır
makinesi; Renkli televizyon; Telefon; Otomobil; Beklenmedik harcamalar; Evden
uzakta bir haftalık tatil; Kira; konut kredisi; borç ödemeleri; İki günde bir
et, tavuk, balık içeren yemek; Evin ısınma ihtiyacı) en az dördünü karşılayamayan aileler Ciddi Maddi Yoksunluk, içinde sayılıyor. (Ayrıntı: www.dogrulukpayi.com/bulten/maddi-yoksunluk)
Avrupa Birliği’nde bu oran ortalama yüzde
6,9.
Bize en yakın Bulgaristan. İktidarın
yarattığı manzaraya bakın. Dahası:
“Gelir ve Yaşam Koşulları
Araştırması’nda yer alan kalemlere baktığımızda ilginç bilgilere rastlıyoruz.
Araştırma sonuçlarına göre, 2018 yılında en yüksek gelir grubunun toplam
gelirden aldığı pay 0,2 puan artarak %47,6’ya yükseldi. Bununla birlikte, en
düşük gelire sahip %20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay ise 0,2 puan
azalarak %6,1’e düştü.. Eğitim durumuna göre yoksulluk oranına göz attığımızda
ise okur-yazar olmayanların %27,5’inin ve bir okul bitirmeyenlerin %23,6’sının yoksul olduğunu görüyoruz. Türkiye
nüfusunun %58,3’ü evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamıyor.
Türkiye’de iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını
karşılayamayan nüfus oranı %32,2 iken
beklenmedik harcamaları karşılayamayan nüfus oranı ise %30,4. Son olarak
nüfusun %70,4’ü konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri ya da
borçları olduğunu beyan etti..”
Türkiye gelir dağılımı
eşitsizliğinde Avrupa’da Sırbıstan’dan sonra ikinci sırada. Bu 2017 ölçümü, iki
yılda daha da arttığı söylenebilir. Nüfusun yüzde 20’si gelirin yüzde 47,4’ünü
alıyor.
Ekonomi ile göstergeleri alt alta yazsam,
köşe dolacak. Sık sık dile getiriyorum çeşitli kalemleri burada.
Bunları neden anımsatıyorum?
Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntı
ayyuka çıkmışken, iktidar kullanışlı elemanlarıyla tartışmayı CHP’nin üzerine
yıkıyor.
İktidar elemanları da tabii ki tartışıyor.
Amaç bu CHP’den adam olmaz, CHP yönetiminden ise hiç, dedirtmek.
Kumpaslar olacak. Ortaya çıktığında,
bu salvoları CHP iyi yönetebiliyor mu, sorun burada. Olayı düşünün ve
soğukkanlı davranın. Ama yönetemiyor. Bir amaç da olayı parti içi tartışmalara
çekişmelere çekmekse, CHP’yi kapıştırmaksa vallahi operasyon başarılı. Herkes
üzerine atlamaya hazır. Atlanılan yer ise bir batak olabilir sadece..
Aferin lan T.A, görevini yerine
getirdin.
Üstüne üstlük, kendini tartıştırmıyorsun,
avladığın Rahmi Turan’ı aslanların
kafesine attın, batan amiral gemisi ve daha bir sürüsü seni değil de onu yiyip
duruyor. Sen lazımsın çünkü, iktidarın adamı olarak bir kenarda tutulmalısın.
İki yıl sonra tablo değişir
Saray, böyle iki yıl daha idare
etse, işi kotaracak. İşte krizden yine biz bu ülkeyi kurtarabilirdik gördünüz
mü bakın, nasıl çıkıyoruz, diyecek. Stratejiyi kurdular da, CHP’nin stratejisi
var mı? Salı konuşmalarıyla deşifre veya Saray patronuyla kapışma stratejisi
sonuç götürmez.
Salı toplantıları önemsiz mi? Hayır.
Bu kürsüyü, çok iyi hazırlanmış ve
ülkenin durumunu açıklayan büyük levha- grafiklerle kullanmalı CHP –
Kılıçdaroğlu. Somut olgular.. Bu bir ekip işi, iletişimcilerin çalışması
gerekir. Bırakın şu kumpas meselesini, Saray’a tek laf etmeyin, veya sadece iki
laf edin, zaman ve ekran kaybediyorsunuz. Her anınız çok değerli.. her şeyi
belge- bilgi grafiğe dökün, ülke çapında yayın, bir aydınlatma seferberliği
içine girmeli örgütleri CHP’nin.
Mesele sadece kazanılan
belediyelerde başkanların üstün başarımlarına da terkedilemez. Şüphesiz ki bu
çok önemli. Çok iyi yönetilmeli süreç.
Ayrıca CHP ve muhalefet, bir HÜKÜMET GİBİ çalışmalı.
Eski, alışılmış muhalefet tarzları
çöpe.
Yeni, alışılmamış, güveni tepe
yapan, helal olsun dedirten, gençleri, kitleleri sürükleyen tarz lazım.
Tehlikenin farkında mısınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder