11 Eylül Perşembe 2019 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Yeni parti kuruluşlarına giderken - 3
Çok hızlı siyasi
gelişmeler yaşıyoruz. Öncelikle AKP’den kopan siyasetçilerin yeni parti
girişimlerinin hızla ilerlediği bir ortam oluştu. Zamanıdır, çünkü bu
politikacıların bir iddia sahibi olabilmesi için önlerindeki zaman sınırlıdır, eğer
normal geçerse siyasi ortam ve ülkede büyük çalkalanmalar olmazsa, ilk
seçimlere kadar ancak siyasi olarak vücut bulabilir ve ilk seçimlerde sahnede
yerlerini alabilirler.
Davutoğlu ve 3 arkadaşının AKP’den ihracı gündemde.
İlk kez AKP’de böyle bir olay yaşanıyor, hem de
Başbakanlık ve Parti Başkanlığı yapmış bir siyasetçi, arkadaşlarıyla birlikte
partiden atılıyor. Gerekçelerine baktığınızda, derin tutarsızlıkların yanısıra,
Parti içi düşünce ayrılıkları veya farklı görüşler olarak değerlendirilebilecek
bir dizi açıklama, atılma gerekçesi.
Savunma yapsalar da salt bir dörtlü açıklama ile
yetinseler de, partiden atılacakları kesin.
Babacan
yeni yüz mü?
Babacan ise ilk kez bir gazetenin manşetine çıktı. Karar
gazetesine açıklamalarda bulundu. Farklılıklarını ortaya koydu. Baktığınızda
AKP’nin bugünkü eleştirilen politikalarını parti politikaları olarar gündeme
getiriyor. Bir nokta, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün aktif olarak partide
yer almayacağını öğreniyoruz. Ama Gül arka planda aktif siyasi kişilik ve ağır
top olarak partinin arkasında kalacaktır.
Babacan, yeni bir yüz olarak siyasi piyasasadır.
2015’de AKP’nın vitrinlerinden dışlanmıştır, AKP’nin
“başarılı” saydığı zamanlarına sahipi çıkmaktadır ve bugün AKP ve liderinin
Türkiye’yi soktuğu çıkmazlardan kendisini ayırmaktadır.
Babacan’ın Türkiye’yi düzlüğe çıkartacak bir program
ve politikasını bilmiyoruz. Ekonomiden o kadar sorumlu olduğu yıllar boyunca,
Türkiye’nin bugünkü açmazlara düşmemesi için olumlu ne yaptığı sorgulanır.
Demek istediğim, bugünkü ekonomik çöküşteki payını saklayamaz. Fakat,
geçmişteki sorumluluklarında neyin yanlış yapıldığı konusunda bir açıklaması
olacak mıdır, bilmiyoruz. Bu, geçmiş yanlış uygulamalardan ders almak açısından
önemli.
Türkiye durmadan dışarıdan para akacak ülke değildir.
Dünyada da, böyle bir ülkenin varlığını parmak sayınızla gösterebilirsiniz.
Bülent
Arınç, AKP’ye ayna tutuyor
Bir de Bülent
Arınç’ın açıklamalarıyla da AKP karıştı. Arınç, Canan Kaftancıoğlu’nun yargılanamasına ve cezalandırılmasına karşı
çıktığı gibi, Ahmet Türk’ün terörle
ilgili olmadığını vurguladı.
Arınç aslında partisini cendereden kurtaracak politikalar
öneriyor, ama AKP yöneticilerinin bunları duymaya tahammülü sıfır.
Arınç’ın konuşması, iktidarın aslında içinde bulunduğu
çıkmazları, hukuku, yargıyı siyasi amaçlı kullanmasını da sergiliyor.
Her şeyden önce yukarıdaki tablo, AKP ve liderinin düşüşünün
derinleştiğini gösteriyor.
Daha şimdiden yeni kurulacak partilerin, özellikle de
Babacan- Gül’ün hangi ittifakta yer alacağına ilişkin yorumlarla dolup taşıyor
gündem.
Devlet
Bahçeli “Cumhur ittifakına katılacaklar” derken
aslında isteğini açıklıyor.
Önemli
gelişmeler yaşayabiliriz
Önümüzdeki 4 yıl önemli gelişmelere gebe gözüküyor.
Bunların neler olabileceği konusunda şimdiden ülkeyi gerici savlar ileri
sürmenin de anlamı yok.
Eskiyen ve ülkeyi yoksullaştıran, geren, suçlayan,
ifade özgürlüğünü hiçe sayan ve insanları durmadan içeri atan bir iktidarın,
millet söyleyeceği yeni bir sözü yoktur.
Cumhurbaşkanı
önümüzdeki dört yılı içinde ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak toparlaması ve
yeniden umut olması imkansıza yakındır.
Ben yeni partilere doğru AKP’ye oy veren seçmenden
önemli kopmalar olacağını varsayıyorum.
CHP’li belediyelerin başarılı olmaları durumunda da
CHP’yi yükselten etki yapacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder