16 Eylül Pazartesi 2019 / Bilim ve Siyaset –
Orhan Bursalı
Nitelikli bilimsel
araştırma makale sayımızın binde bir, yani sadece 70 tane olması (Nature Index,
2019 araştırması, dünkü yazıma bakınız) akademi dünyamızda nasıl karşılanır
acaba?
İyi araştırmaları olan bir
nöroloji profesörü dostumla sohbet esnasında bu sayıyı aktarırken, ooo çok iyi demez mi! Beklentisi çok
düşük olduğu için, üniversitelerimizde bir yılda 70 üst düzey nitelikle
araştırmanın yapılmış olmasını sevinçle karşıladığını gördüm. Bardağın dolu
tarafından bakmış. Tabii bardağın en alt çizgisinde bir doluluk olarak görmek
gerekir.
Fakat ülkemizde böyle bir
kapasitenin olduğunu da gösteriyor 70 sayısı. Yani bunu iki katına, üç katına çıkarmak
mümkün, doğru bilim politikalarıyla, kaliteli ve bilime önem veren üniversite
yönetimleriyle, yaptığın araştırma para
getiriyor mu diye sormayan ve bakmayan siyasi kafaların varlığıyla..
Gençlerin önlerini açarak ve her türlü özgürlüğü tanıyarak.
Üretmemenin bedeli yüksek
Esen Ercan Alp diyor ki:
“Yeni
bir yaklaşım, yeni bir heyecan, yeni bir felsefe ve görev duygusu ile işe
koyulmak, yurt dışı bağlantıları güçlendirmek, (üst düzey araaştırma yapan) ilk
10 üniversiteyi mevcut sistemin dışında değerlendirerek mali ve idari özerklik
sağlamak, kaynaklarını birkaç misli arttırmak, öğrenci seçimlerini kendilerinin
yapmasını denemek gibi girişimler... Araştırma ekosistemini güçlendirecek,
bilimsel ve teknik alt yapıyı oluşturacak olan “Ulusal Laboratuvarların”
kurulması… Burada sorulması gereken soru: Türkiye bu bilimsel atılımları
yapmadığı takdirde ödeyeceği fiyat ne olacaktır?
“Her gün dışarıya ödenen ilaç, tıbbi
cihaz ve sarf malzemesi, her türlü endüstriyel süreç için ödenen lisans
ücretleri, telefon, bilgisayarlar ve iletişim alt yapısı, bunların yazılımları,
ve işletme sistemleri, yurt dışına giden beyinler derken zaten milyarlarca
lirayı harcamak zorunda kalıyoruz. Yani yapmak
kadar yapmamanın da bir bedeli var. “ (HBT sayı 181, Türkiye’nin 2019 bilim
dünyasındaki yeri“)
Umudum var mı yok mu..
Aslında 70 üst düzey nitelikli yayının, ve buna göre
Avrupa’da 19., ve dünyada 36.olmamıza başka bir açıdan baktığımızda, fazla da
bir anlamı olmadığını görürüz:
Nitelikle araştırma makalesi sayısını, mesela
üniversitelerimizdeki toplam akademisyen sayısına ve bir de üstelik ülke nüfus
başına oranlarsanız çok komik sayılar elinizde kalır.
Son istatistiklere baktım, üniversitelerimizde „akademik
personel“ sayısı yıldan yıla jet hızıyla artıyor. Bir dünya rekoru! 158 binden
166 bine yükselmiş! Bu yılki sayılar (YÖK): Geçen yıl
158 bin 98 olan akademisyen sayısı bu yıl 166 bin 225'e yükseldi. Akademisyenlerin
26 bin 453'ü profesör, 15 bin 451'i doçent, 39 bin 464'ü doktor öğretim üyesi,
36 bin 461'i öğretim görevlisi, 48 bin 396'sı araştırma görevlisi.
166.225’ten 36.461 öğretim
görevlisini düşürürsek (doktorasızlar), araştırma görevlileri dahil 129.764
bilim üretecek kapasitede akademisyen. 70 üst düzey araştırmayı bu sayıya
dağıtırsanız, akademisyen başına 0.00054 nitelikli bilimsel makale çıkar!
Bir kaç daha çarpıcı nokta:
Türkiye’nin yıllık toplam 70 yayınına
karşılık ABD yaklaşık 20,000, Çin 11,000, Almanya 4,400, İngiltere 3600
bilimsel yayın çıkartıyor.
Şimdi şu tabloya da bakın, 70 üst düzey
bilimsel araştırmada ilk 15 üniversitemizin payları (devlet ve vakıf):
İTÜ 12.22
|
Bilkent Üni 7.81
|
ODTÜ 4.77
|
Koç Üni 4.49
|
Boğaziçi Üniv 3.07
|
İstanbul Üni 2.56
|
Gebze Tek. Üni 2.54
|
Sabancı Üni 2.26
|
Ege Üni 2
|
Pamukkale Üni 2
|
Kocaeli Üni 1.99
|
Dokuz Eylül Üni 1.96
|
Izmir YükTekEns 1.44
|
Atılım Üni 1.25
|
Hacettepe Üni 1.23
|
Bir liste daha ama
tamamı değil, Türkiye’nin üstü ve altı, sıralamadaki yerleri ve nitelikli yayın
sayıları:
20
|
Danimarka
|
391
|
21
|
Taiwan
|
374
|
22
|
Avusturya
|
354
|
23
|
Brezilya
|
290
|
24
|
Polonya
|
224
|
25
|
Finlandiya
|
207
|
26
|
Çek Cumhuriyeti
|
191
|
27
|
Norveç
|
186
|
28
|
Portekiz
|
158.08
|
29
|
Suudi Arabistan
|
130
|
30
|
Yeni Zelanda
|
120
|
31
|
Iran
|
109
|
32
|
Irlanda
|
106
|
33
|
Şili
|
101
|
34
|
Meksika
|
98
|
35
|
Arjantin
|
95
|
36
|
Güney Afrika
|
86
|
37
|
Yunanistan
|
76
|
38
|
Macaristan
|
75
|
39
|
Türkiye
|
69
|
40
|
Slovenya
|
40
|
Ister
dolu tarafından bakın ister boş.. Durum kötünün de kötüsü..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder