29 Temmuz
2019 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Tehlikeler büyük, hem dünya hem ülkemiz için. Muhafazakar düşünce ve
politika, günlük çıkarlarını düşünen liberal ve politikalar, iktidarda kalmaya
odaklı eyyamcı iktidar ve politikacı tipi, yarın için adım atmaz.
Dahası, inkar yolunu tutar, hakikat
– gerçek ötesi –Post Truth– dönemin
resmileşmesini bence, büyük tehlikeler karşısında inkarcılığa sapmak
zorunluluğu yarattı. Çünkü kendilerinden istenen, günlerini ve iktidarlarını
zorlayacak ve popülizm yapamayacak kararlar almalarını gerektiriyordu. Bir de
günümüz gerçeği, kendi milliyetçi çıkarları için dünyayı tehlikeye atan Trump
benzeri politikacılar..
Büyük göç tehlikesi
İklim değişimi tehlikesi yerel, ülkesel değil küreseldir. Yani herkes aynı
gemide. Bir okurum, S. Güven
anımsattı: “En önemli yakın tehlikenin
kuraklıkların da artması ile oluşacak göç dalgası olduğunu anımsatmak isterim..
Kaç yüz milyon insanın refah içindeki ülkelere hareket edeceğini, bu ülkelerin
nasıl tavır alacağını tahmin edersiniz..”
Bu başlı başına büyük sorun, dünkü “aa,
iklim mi değişiyormuş” yazımdaki temanın göbek konularından.. Ama dünkü
genel yazımda değinmedim.
Göç aslında yıllardır başladı. Hem iklimsel nedenler hem iktidarlardan
umutsuzluklar, hem Batının emperyalist saldırılarının bu ülkelere aman
vermemesi, hem daha iyi yaşam ve dünya nimetlerinden daha büyük oranda
yararlanmak hepimizin hakkı büyük ve
küresel aydınlanmasının yoksul ve kepaze yönetimlerdeki toplumları
sarmasından.. (Özellikle İslam ülkeleri, tabii Latin Amerikalılar dahil).
Sihirli değnek var mı?
Ülkeleri bu durumdan kurtaracak olan en sihirli bir şey, sahip olunan,
yaratılan nimetlerin daha eşitçe ve dayanışmacı bir şekilde hakça dağıtılmasını
sağlamktır. Bunu gerçekleştirecek toplumlar öne çıkacaklar ve kendilerini büyük
tehlikelerden koruyabilecekler.
Tabii bir de toplumu küresel iklimsel devrilişe karşı hazırlayabilen
toplumların ayakta kalma şansı fazla olacak.
Felaket gelsin bakarız anlayışı toplumları çökertir. Çünkü felaket
patladığında artık yapılacak her şey çok geçtir ve bunu karşılayacak kaynak
bulman imkansızdır. Mesela Norveç, petrol kazancının belirli bir kısmını
gelecek nesiller için ayırıyor. Ülkesini iklimsel felaketlere ne kadar
hazırlıyor, ayrı bir mesele.
Zengin ülkelere doğru kitlesel ölümleri bile göze alarak Doğu ülkelerinden
çıkılan büyük göçün yarattığı travma, yaşayacağımız yüzlerce katı büyük
felaketlerin birer numunelik örneğidir. Bu insanca iyi yaşam içindir.
Ama iklim değişikliğinin yaratmakta olduğu olgu ise, tamamen hayatta
kalabilmek için olacak.
Solculuk nedir?
Kılıçdaroğlu CHP’li belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, “alt kesimleri yukarıya yükseltmek solculuk budur” diye tanımladı ve
belediyelere bu görevi verdi. Hiç itirazım yok. Daha dayanışmacı, daha
eşitlikçi ve paylaşımcı bir toplumu yerelde yaratabilirlerse, ve bu da ölçümlenebilir ve gösterilebilirse
tarihsel bir başarı olacaktır. Hep yazdığım gibi, yerelin dip dalgası, bütün
kötülükler yıkacak etki yaratabilir ve iktidar yerelden fethedilir.
Bu politika aynı zamanda felaketler ve tehlikeler karşısında dayanışmacı
bir toplumun yaratılmasına hizmet eder.
Dayanışmacı ve eşitlikçi, hakça bölüşümcü toplum, slogan olarak da öne
çıkartılmalıdır.
Olayın siyasi bilinci
önemli
Toplumu geleceğe hazırlamak için, dere yataklarındaki binaları yıkmak sel
felaketlerine karşı önlem almak çok yetersizdir. Toplumun alt katmanlarına
yardım ederken, bunun bu kesimlere bir çıkar sağlamak ve siyasi rüşvet vermek
için yapılmadığını, sosyal ve politik ve toplumsal dayanışmacı politika
bilinciyle yapıldığı kavratılmazsa, amaca ulaşılmaz.
Siyasal ve toplumsal bilinç ayağı çok eksik kalır. Kitleleri bu bilinçle
cihazlandırmak için belediyeler ve CHP ne yapacak bilmiyorum!
Bilge hoca Doğan Kuban diyor ki, HBT’nin son sayısında
(mutlaka okunmalı) “..Yok olmadan
gelecekteki kuşaklar için daha yaşanabilir bir ortam yaratmamız gerek. Bizden
sonraki insanlığa, insani bir miras
bırakmalıyız. Bu durumu tarihe bir ün bırakmak için değil, insanın kendi
cinsine karşı yapacağı son bir jest olarak düşünebiliriz..”
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder