16 Temmuz 2019 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Geliyorum diyen bir darbe: 15 Temmuz
2016 FETÖ askeri darbe girişimi epey zamandır geliyorum diyordu. 15 Temmuz 2016, en az 2010 yılına kadar uzanan kesin hesaplaşmanın son perdesiydi.
Geriye doğru 10 yılın ilk zamanları büyük bir ittifak ve dayanışma; sonraki 5
yıl içinde de adım adım bir hesaplaşma biçiminde geçti. Bu hesaplaşmanın
şüphesiz cephe liderleri Gülen Örgütü ile Erdoğan’dı (ve yanında bazı ikinci –
üçüncü adamlar). AKP’nin pek çok kurucu lideri ise çatışmanın daha çok
izleyicileri durumundaydı!
Asla inanılmayacak bir doğma, iktidarın,
FETÖ’nün askeri darbeye kalkışacağını bilmemesiydi. Bunun için tüm işaretleri 7
yıl önceden ortaya çıkmaya başlamış, adım adım güçlenmişti. En somut işaret ise
darbeden önce gelmeye başlamıştı.
MİT, 2015’ler sonunda Bylock meselesini
çözmüş; haberleşmeleri incelemeye almış, eğer FETÖ’cüler darbeye kalkışırsa
bunun büyük bir kökten temizlik için olağanüstü bir fırsat yaratacağı kanaati
AKP yönetimine egemen olmuştu.
Cumhurbaşkanı’nın darbeye kalkışmalarını “Bize bu Allahın bir lütfu” olarak
nitelendirdiğini de unutmayın! 250 kişinin hayatı ve binlerce yaralıya mal olan
“Allahın bir lütfu!”
Darbeden önceki çarpışmalar
Askeri darbe hazırlıklarının ve şiddetli
çarpışmaların ön safhaları:
*2017-8 Ergenekon ve 2010 Balyoz davaları;
*Erdoğan ve iktidarına yönelik 2011 Şike
Davası;
*2012 MİT’e (üzerinden Erdoğan’a) saldırı;
*2013 Müthiş Dershaneler kapışması;
*17 – 25 Aralık 2013’te Erdoğan’a,
ailesine, bakanlarına, bazı belediye başkanlarına yönelik Rüşvet ve Yolsuzluk
Operasyonu.
*Ve bunlar Erdoğan’ı yıkmakta işe
yaramayınca, 15 Temmuz 2016 Askeri darbe girişimi..
Yani FETÖ örgütü, devlet içinde sahip
olduğu tüm güçleri Erdoğan ve iktidarına karşı kullanmıştır. Yani sırasıyla:
Emniyet, İstihbarat, Yargı, Asker.
Eğer ilk üçü işe yarasaydı ve RTE bir
şekilde iktidardan uzaklaşsaydı, satranç tahtasında asker ile son hamle yapılıp
şah denmeyecekti.
FETÖ totaliter iktidarının sivilleri
Bir şey daha söyleyeyim: RTE bir şekilde
uzaklaştırılsaydı iktidardan, AKP’nin diğer ileri gelenleriyle bir “sivil iktidar” kurulacak ve “AKP kabuk parti” olarak kullanılacak ve
adım adım FETÖ totaliter iktidarı gerçekleşmiş olacaktı.
“Kontrollü Darbe” betimlemesinin özünde
yatan budur. Yani “durup dururken” ortaya çıkan bir darbe girişimi değil bu.
Devletin bilgisinin olduğu, incesiyle olmasa bile kabası adım adım izlenen,
neredeyse tüm işaretleri alınmış, ve bu bilgiler altında, “olursa görürler”
şeklinde özetleyebileceğimiz bir duruş.
Hele hele 2016 başından itibaren bu
darbenin işaretleri yoğunlaşmıştı. MİT darbe olasılığı bilgisini devletin tüm
başlarıyla paylaşıldığını da açıkladığı bir durum.
Karanlık sayfalar..
Darbenin hemen öncesinde, bize sunulmayan
karanlık bölüm var. Siyasal analizci-gazeteci, sadece açıklanan bilgiler
üzerinden bir bütünlük - senaryo oluşturmaya çalışırsa, eksik kalır. Her zaman gizli kalan - açıklanmayan
bölümleri sorgulamak zorundadır. Her şeyin anahtarı, düğüm noktası
genellikle oradadır.
Mesela, hiç açıklanmayan “Hakan Fidan – Hulusi Akar – Erdoğan”
üçlüsü arasındaki görüşmeler, yoğun iletişim trafiği. Mesela 10 Temmuz – 16
Temmuz arasında neler oldu? Bu üçlü arasında neler konuşuldu, hangi bilgi alış
verişleri yapıldı ve kararları alındı, uygulandı. Bunların eksiği – fazlası
neydi?
Siz Erdoğan’ın “darbeyi eniştemden
öğrendim” lafıyla oyalanın!
Dikkatinizi çekerim, bu üçlüden ikisi Meclis
Araştırma Komisyonu’na gidip ifade vermedi, vermeleri engellendi. Buradan
çıkartabileceğimiz akli bir sonuç, Cumhurbaşkanlığının bunu istemediğidir.
Cumhurbaşkanının ifadeye çağrılması söz konusu bile olamazdı!
Bu konuda somut bilgiler daha bir süre
asla açıklanmayacağı için, üçlü arasında konuşmalar sırrını koruyacaktır. Ama
bu durum neler olmuş olabileceği konusunda senaryolar inşa etmeye engel değil.
Eğer Üçlü arasında darbeye karşı önlem için tayin edici konuşmalar yapıldığına
kesin inanıyorsanız, senaryolar da inşa edebilirsiniz.
Açıklanmayan gerçeklerin nedeni, artık
darbe üzerine bundan sonraki tutum ve davranışların tamamen bir siyaset ve
iktidar oyununa ait olmasıdır. Neler konuşulduğu bilinse bu oyun başka türlü
oynanır
(“16 Temmuz 2017 Pazar” yazımdan kısa düzeltmelerle..)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder