Haksız durumda olanın kendini savunmasının ne
kadar zor ve güç olduğunu ekran tartışmasında gördük. Seçimin neden tekrar
edildiği konusu, bir zaferin kabul edilmeyerek sonuçların yok sayılması, 31
Mart seçimlerinin ana meselesidir. Hiç şüphesiz yaratılan bu büyük mağduriyetin
ve sandık sonuçlarını tanımazlığın gündemde tutulması gerekliydi ve Ekrem beyin
bu konuyu belleklerde canlı tutması doğru bir stratejiydi denebilir. Ancak bu
vurguyu daha net sözcüklerle yapmalıydı. Bu ikinci seçim bir adalet ve hukuk
gaspının ürünüdür.
YSK’nın seçimleri yenileme kararında bile hile
yapıldığına, oyların çalındığına ilişkin tek cümle yokken, Binali beyin
“oylarım çalındı” yinelemeleri, çocuklar arasındaki oyunda ütülen çocuğun
mızıkçılığından başka bir şey değildi. Tabii, olay sadece bu kadar masum bir
mızıkçılık olsaydı keşke, bu ağır bir hukuk ihlali ve sandık sonuçlarını
tekmelemekti. Ekranda, Binali beyin çaldılar ısrarı seçmene yönelik propaganda
niteliğindeydi ve bir yenilik içermiyordu.
Tartışmanın bir söz itişmesi kakışması içinde
seyretmesi bekleniyordu ki öyle oldu. Ama normal bir düzlemde seyretti
denebilir. Özellikle Sayıştay’ın İstanbul Belediyesindeki israf ve yasadışı faaliyetler
ve harcamalar konusundaki raporunu Binali beyin reddetmesi büyük bir kırılma
anıydı. Binali beyin tüm bu israflara son vereceğiz tavrı alması gerekirdi.
Kendisinin yönetmediği bir büyükşehirin faaliyetlerini tümüyle sahiplenmesi,
çok yanlış bir stratejiydi..
Ekrem beye Fetöcülük iması geri tepti.
Binali bey, İstanbul için öngördüğü “ekonomik
yatırımlar”la ekonomiyi adeta uçurdu. Ekrem bey ise doğru bir politikayla,
yoksulluğu gündemine aldı ve herkesin şikayet ettiği ve bildiği partizanlık meselesini yok edeceğiz
diyerek öne geçti: “Partizanlık ülkenin en büyük düşmanıdır, biz bu milleti
barıştırmaya eşitlemeye geliyor” dedi. Bir iktidar mensubu olarak, Binali beyin
partizanlığı reddetmesi, seçmen karşısında bir karşılığı var mıydı?
İsmail Küçükkaya, düzgün bir yöneticilik
yaptı. Soruları iyiydi, tarafsızdı ve oturuma hakimdi.
Ekrem bey, arkadan gelen ve iddia sahibi insan
olarak öne çıktı. İkinci yarıda, konuşmasıyla daha çok sahaların İmamoğlusuydu.
Ekrem bey, 31 Mart seçimlerinin galibidir.
İstanbul’un seçilmiş belediye başkanıdır. Son bir ayda sahalardaki başarımıyla,
kendisine oy vermeyenlerin de rüzgarını arkasına alacağını kestiriyorum.
Yıldırım, kendisini öne çıkartacak bir atılımdan
yoksundu.
Dinamizm İmamoğlu’nun elindeydi.
Bu tartışmanın korkulanın aksine daha çok
İmamoğlu’na yaradığını düşünüyorum. Tartıma pek çok konuyu aydınlığa
kavuşturacak mealinde konuşan Cumhurbaşkanının ne kastettiğini bilmiyorum, ama
belki de Cumhurbaşkanı da umduğunu bulamamış olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder