5 Mayıs 2019 Pazar /
Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
AKP kaç kez üst üste seçim
kazandık diyordu? 7 mi, 8 sekiz mi? Bu
seçimi de kazandık demiyorlar mı, diyorlar. Ama 7- 8 Büyükşehiri kaybettiler
mi, evet. İstanbul’u da kaybedince
kıyamet koptu. Kaybettiler... Kaybettiklerini biliyorlar, ama sindiremiyorlar,
yediremiyorlar kendilerine.. Ankara dükalıkları yıkılınca, İstanbul kadar
kıyameti koparmadılar. Hımmm.
İstanbul Büyükşehrin,
iktidar ve avanelerine, milletin merkezi ve yerel hazinelerine kene gibi
yapışan, hortumlar döşeyen her türden örümce ağlarına aktarılan 800 milyon TL
nakitin yanı sıra bol arsa, binaya baktığınızda, hımmm’ın anlamı açıklığa
kavuşur. Mahkeme bu bilgilere erişimi yasaklamış! Anlayın artık. Mahkemeler
neye dayanarak bu şeffaf bilgilere erişimi yasaklayabiliyor? Hangi yasa ahlakı
ile?! İktidarın, Büyükşehrin utanacağı bir şeyler mi var?
Bu utanmanın da
ötesinde!
Bu yasak bile, iktidar
ile adalet arasındaki eşgüdümü, güdümlülüğü net ortaya koyuyor.
“Mahduma bir ihale lütfen”
İstanbul için kıyamet
kopuyor. Çünkü böylesine bir varlık peşkeşini, dünyanın hiç bir yerinde
göremezsiniz. Sadece bu değil, tüm belediye ihalelerinin verildiği insanlara
şirketlere bakın. Tüm bunlar sayıp dökülmeli ve istatistiki bilgiler tüm
milletle paylaşılmalı.
Şöylesi de var:
- Efendim bizim oğlan, kız, hayata atılacak, ona bir küçük sermaye gerek,
acaba bir ihale versek de bir başlangıç yapsa can suyu alsa?
Böyle kaç tane iş
uyduruldu ve kaç bin kişiye iş aktarıldı? İhalelerin verildiği şirketlere,
hayata yeni başlayacak “taşaron”lara ne kadar iş verildi ve bunlar kimlerdir?
Yoksa düş mü kuruyor, senaryo mu yazıyorum!?
“Biz seçim kaybetmeyiz!”
Bu bir dönem değil, iki
dönem değil.. 5 dönem = 25 yıl! İstanbul’un - İstanbulluların kanını eme eme
büyüyenler, servet sahibi olanlar için büyük bir süreklilik! Ülke tarihinin hiç
bir döneminde böyle bir “servet aktarımı
sürekliliği” yaşanmamıştır.
Kaybedilmiş İstanbul’un arkasından kopan hıçkırıkların, 1
ayı aşkın bir zamandır kazanılmış bir belediye başkanlığını vermemek için, bugüne
kadar hiç bir seçimde görülmemiş uyduruk ve yasadışı sayılabilecek bahanelerle
süreci uzatmalarının ve YSK üzerinde görülmemiş baskı uygulamalarının
nedenlerini anlayın.
Bugün iktidarın ortaya koyduğu
gerçek şudur: Biz asla seçim kaybetmeyiz, kaybettiğimizi sanırsınız sadece, ama
allem eder kallem eder kazanırız.
Bin kez hayır!
Hayır! Ben YSK’nin,
iktidarın bu açık saçık sandık sonuçlarına büyük tasallutuna, tacizine,
sandığın ve dolayısıyla İstanbulluların iradelerinin ırzına geçme çabalarına
boyun eğeceğini hiç mi hiç düşünmüyorum.
YSK, iktidar canavarlarının
doymak bilmez iştahlarının dinmesi için “inceliyoruz, tüm iddialara bakıyoruz,
yasallığını araştırıyoruz” diyerek, aslında, seçimleri İmamoğlu kazandı
sonucuna varacak.
Başka türlü, yasadışı,
siyasetin iradesi doğrultusunda bir karar açıklaması mümkün değil.
Ülkesini seven,
milletinin iradesine saygılı, vatansever, sandık ve seçim üzerine oyunlara
hayır diyecek tek karar budur.
İktidar gerçekten ülke
sathına üfürdükleri uyduruk iddiaları YSK’nın
kabul etmesini istiyor mu?
Hayır, bin kez hayır.
Sandığın devrilmesi,
seçimlerin artık yok sayılması zamanına daha var, henüz iktidardalar, 4 yıl
sonrasına bakalım hele.. esas kıyamet o zaman kopacak.
Ben YSK’nın vatansever
karara varacağına inanıyorum.
YSK’nın kendi varlık nedenini ortadan kaldıracak bir karara
imza atarak kendini asacağına zerre ihtimal vermiyorum.
Herkes işinin başına!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder