SAYFALAR

28 Mart 2019 Perşembe

seçim istanbul, imamoğlu: “16 milyon birlikte bayram yapacağız”


26 Mart  2019 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Gerçekten tozu dumana katan bir süreç yaşıyoruz. Ülke param parça ve bu da iktidarın bir ürünü. Ataşehir adayı iktidarın, Türkiye’nin kuruluşuna saldırıyor, öyle bir düğüm atmışlar ki, çöze çöze bitiremiyoruz diyor. O kadar yani! Bugün varlığını borçlu olduğu ülkede yaşıyor, bunun bile farkında değil. Bir “siyasetçi”nin kendi ülkesine böylesine saldırısını dünyada görmek mümkün değil.
Öte yandan bir de topluma saldırı var! “Milletim” diye diye iktidar erbapları, insanların birlikte yaşayamadığı bir ülke yarattılar. Nefret ki diz boyu!
Beka sorunu diye ileri sürülenlerin hepsinin toptan palavra olduğunu sadece yaratılan bu düşmanlık bile anlatmaya yeter.

Milliyetçiliğin parçaladığı millet

“Yaratılan düşmanlık” dedim, altını çiziyorum, tıpkı yaratılan gerçek ötesi aslı astarı olmayan politikacı hikayeleri gibi bir şeyin ötesinde, çünkü bu düşmanlığın aslı astarı var. Kendisine milliyetçi Türkçü diyen en partinin lideri bile bu parçalanmanın en büyük destekçilerinden biri olarak vitrinde! Ülkenin büyük çoğunluğunu teröristlerle bir tut, aşağıla!
Neden? Yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul gibi merkezi yerleri kaybetmemek için. Daha dün birbirlerini cehennemin dibine iten iki partinin, kişisel ve partisel varlıklarını ayakta tutmak için bütünleşmeleri neyin pahasına?

Oy farkı artacak

Milliyetçiliğin amentüsü olması gereken “ülkenin birliğinin bütünlüğü”nün yerlerde süründüğü zamanlardan geçiyoruz! Yarın tekrar aslımıza döneriz diye düşünenler varsa, bunun siyasi bedelini ödemeyi de hesaplıyorlardır.
Ülkenin bu durumu, hangi ödenecek siyasi bedelle telafi edilebilir?
Meydanları, seçimler sonrası hesabını vereceksiniz, nutuklarıyla inletmek, tehditler nasıl keyfi ve otoriter bir ülkeye dönüştüğümüzün resmidir.
Ankara’yı kaybettiniz görünüyor, sanırım meydanlarda hırçınlığınız arttıkça aradaki oy farkı daha da açılıyor. Kaybetmeyi göze alamayan, kaybetmemek için her şeyi yapmaya hazır politikacı tipinin ülkeye zerre hayrı yoktur.

İmamoğlu’nun İstanbul öyküsü

Buna karşılık yerelden bir başka politikacı yükseliyor. Birleştiriciliği ile, kendine güveni ile ve İstanbul’a ilişkin anlattığı öyküleriyle büyük bir inancı ve güveni ortalığa yayan Ekrem İmamoğlu. İktidar sahiplerinin tam tersi ve ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu ana politikacı tipi.
İstanbul’dan başlayarak demokrasinin kapısı aralanabilir ve herkes derin bir nefes alır. Salt Ankara yetmez nefes almaya.
İktidar milletin seyredeceği, okuyacağı, dinleyeceği ve kanat edineceği ana kamusal alanları işgal etmiş durumda.
Eşitsizlikten artık bahsetmiyoruz bile, adeta bunu yıllardır verili bir durum olarak kabul etmişe benziyoruz. Buna rağmen Ankara’nın yanı sıra, bazı büyükşehirleri ve dahası İstanbul’u kaybetmeleri, şunu gösterecektir: Muktedirler işgal ettikleri kamusal alanların kendilerini kurtaramayacağını görecekler.
Dün HalkTV’de, Eskişehirlilerin dayanışması ve siyasetin hemen harekete geçerek kurduğu baskı sonucu gözaltının kenarından dönen Ayşenur Arslan’ın Medya Mahallesi programında söylediğine tamamen katılıyorum. Sanılıyor ki iktidar ve başı, her şeyi kontrol etme gücüne sahip.

Herşeyi kontrol yok

Böyle bir durum yok. ABD dahil dünyada hiç bir büyük gücün, en büyük diktatörlerin bile her şeyi kontrol etme gücü bulunmuyor. Mesela ekonomiyi kontrol edemiyorlar, dolar bir anda 5.85’e dayanıyor, Trump’un Golan tepeleri konusundaki tviti, Türkiye’yi yüzde 6 sarsarken, Brezilya parasını ise yüzde 3 sarstı.
Neden? Ekonomin son derece kırılgan. Yarattıkları tablo budur. Bir tvitlik gücü var ekonomik durumun. Bunu, rahip Brunson olayında da yaşamıştık.
Yaz yaz bitmez. En iyisi Ekrem Beyin Habertürk’te Fatih Altaylı ile söyleşisinde son söz olarak dile getirdiği ile bitirelim:
1 Nisan’da sadece bize oy verenlerle değil, 16 milyon İstanbullu ile birlikte bayram yapacağız.
İnşallah!
Bunun için: Herkes sandıklara ve sandık müşahitliklerine! Muktedirliğin sökmeyeceği yerlere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder