SAYFALAR

12 Şubat 2019 Salı

Beka meselesini içeride yarattınız, parçalanmış toplum


11 Şubat  2019 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Bir kez daha, ama bu kez farklı açıdan, iktidarın durmadan ortaya attığı “beka sorunumuz var, mezara kadar Cumhur İttifakı” polemiğinin üzerine gitmek zorundayız.
Önce bir saptama ile başlayalım: Bir ülke için en büyük “beka” sorunu parçalanmış toplumdur.
Diyelim ki bir beka meselesi var. Yani ülke ve milletin yarını tehlikede! (İktidarın iddiası)
Cumhurbaşkanı ve iktidar yandaşı bu temel iddia üzerine birlik kurduklarını ileri sürüyorlar.
Ama kurdukları birliğin niteliğini iktidar ve kendi partilerinin geleceği açısından irdelediğinizde, tek tek seçime girseler büyüğünün iktidara gelemeyeceği, Cumhurbaşkanı olarak hiç seçilemeyeceği ve Meclis’te çoğunluk partisi olamayacağı ortada.. Küçüğünü irdelerseniz, belki de bir zaman olduğu gibi, Meclis dışında kalma olasılığı (Aralık 1995 genel seçimlerinde %8.2 oy ile %10’luk seçim barajına takıldı) var.
Yani ittifakları kendi iktidar olabilme beka sorunlarına öncelikle dayalı. Bu nedenle de mezara kadar ittifak şarkısı söylüyorlar.

Vatan hainliği suçlaması

Yine, iktidarda kalma sevdasının yarattığı ucuz polemikten bağımsız, diyelim ki bir “beka sorunu” var. O zaman bir beka sorunu millet ve ülke için vardır. Millet ve ülkenin yanında, bir parti var olmuş veya yok olmuş ne önemi kalır ki!
O zaman bu söylemi dile getiren iktidar ne yapar? Ülke ve milleti tehlikeye karşı kale gibi bir arada tutmak için gelinden geleni yapar.
Parçalamak ve kamplara ayırmak için çalışmaz.
İktidar ve ittifakına bakıyorsunuz, kendisini desteklemeyen, iktidarına rakip olan partiyi veya partileri durmadan vatan hainliği ile suçlamaktan geri kalmıyor.
On milyonlarca kitleye ve onu temsil eden siyasi yönetimlere vatan hainliği suçlaması bölücülüğün taa kendisidir ve iddia ettikleri beka sorununu yaratmanın da başlangıcıdır.

Geçmişi inkar parçalar

Bu ülkeyi birleştiren, milleti millet yapan kurucu değerlere, kuruculara Atatürk ve arkadaşlarına, geçmişin kazanımlarına saldırmak da, ülkede bir beka sorunu yaratmanın ta kendisidir. Çünkü bu milleti vicdansız, kimliksiz, vefasız, kadirşinas bilmez, bugünkü varlığını neye borçlu olduğunu konusunda belleksiz yerine koymaktır.
Bu ülkeye ve millete en büyük hakarettir.
Üstelik, bu yalan yanlış ve insafsız söylemlerinize inanan sizlere oy vermiş bir kitle oluşturuyorsunuz; milleti parçalıyor, birbirinden nefret eden iki- üç parça yaratıyorsunuz.
Geçmiş, tarih, varoluş, ülke, kuruluş, kurtuluş üzerinde zerre fikir birliğinde olunmayan bir ülkede, Millet yoktur.
Anayasadaki başlangıç ilkelerini çiğneyen, yok sayan, bir hukuk devleti, yasa devleti, laik ülke tanımlarını çöpe atan bir iktidar ve buna inanan yandaş kitle varsa, bu ülkede millet yoktur. Ülkenin ve milletin öyküleri çok farklıdır.

Nefret eden toplum

Bu iktidar, yandaşı ile birlikte birbirinden nefret eden bir toplum yarattı. Üstelik yandaşı silahlı külahlı. Karşısındakini öldürmeye hazır.
Bu tarafta da, RTE’nin yanında boy gösteren herkesi –sanatçısı, gazetecisi– satılmış olarak gören ve nefret eden bir kitle.
Varlığını büyük tehlike içinde gören, ülkede çocuğunu okutacak normal bir okul arayıp bulamayan, elinden geçmiş değerleri kayıp giden, bir yalan içinde yaşamaya zorlanan, ve gelecek düşünü sıfırlayan, iktidardan, liderinden, yanındakilerden toptan nefret eden muazzam bir kitle.
Affedersiniz, siz hangi beka sorunundan bahsediyorsunuz? İçeride çok temel bir beka sorunu yarattınız.
---
Not: Tarafsız Bölge programına katılan Başbuğ Pınarbaşı, 12 Eylül 1980 darbecilerince yargılanan Alpaslan Türkeş’in “kadrolarımız içeride fikirlerimiz ise iktidarda” sözlerini söylemediğini belirtmişti. Evet Türkeş etmedi, ama bu sözleri, mahkemede aynı davada yargılanan ve Türkeş’in yanında oturan dava arkadaşı Agah Oktay Güner söyledi. Bir okurum paylaştı: Aşağıdaki videonun 40:33 dakikasında ilgili kısmı görebilirsiniz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder