31 Aralık 2018, Pazartesi
/ Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Şüphesiz ki iyi dilek, sağlık ve mutluluk tüm
okurlara, tüm ülkeye.. Nasıl bir yıl
daha geçirdiğimizi anlatmanın anlamı yok. Gelin biz bilime bakalım, yani dünyaya,
gerçek olaylarla ilgilenelim.
Her yıl sonu bilim dünyasında binlerce olumlu
gelişmeler arasında “çağır açıcı”, doğurgan, sorun çözücü, parlak araştırmalardan
10 tane seçilir. Bu seçkileri genellikle Nature, Science gibi büyük bilim
dergileri ve başkaları yapar. Bazen 100’e yakın önemli olay ilan edilir.
Herkese
Bilim Teknoloji bu haftaki kapak
konusunu bunlara ayırdı, ama ben daha farklı konulara da değineceğim, bugün ve
yarınki yazılarımda.
Nasıl
embriyo canlı oluyor
En çarpıcı gelişme, diyor Science, embriyondaki, tek
bir hücredeki gelişmenin, temel araştırma, teknoloji ve yeni yöntemlerle birlikte
artık kolayca izlenir olmasıdır. Canlı hayatın en büyük gizemi, nasıl oluyor da
tek embriyonun çeşitli organlara, özel hücrelere dönüştüğü ve ortaya bir canlı
yaratığın çıkabildiği idi. Tıp bilimi 2018’de artık bu gelişmeyi hücre hücre
izleme olanağına sahip.. Embriyonun açılıp saçılması, giderek, tam çalgılarıyla
bir senfoniye benzetilir. Olağanüstü bir durum!
Bu gelişme izlenebildiği gibi, daha da ötesi,
hücrelere, hücre içindeki genlere tek tek müdahale de edilmeye başlandı. Tıp
2018’e doğru bir patlama yaşadı ve Çinli bir bilimci henüz embriyo aşamasında
iken genine müdahale ederek, HİV virüsünün bedende yayılmasını sağlayan
mekanizmayı devre dışı bıraktı! Bunu üç yazı halinde yazmıştım. Bilimciler: “Tek hücre devrimi başladı.”
Yaşamın sırrı tel tel dökülüyor, üstelik tıp canlıyı
da değiştirmeye başladı! Sonunu düşünün. Bu, biyolojinin en küçüğüyle ilgili
son derece çarpıcı gelişmeydi.
Şimdi de fiziğin en küçüğü ve uzak evrenden gelen
parçacıklarla ilgili fantastik başka bir gelişmeye bakalım. Biyoloji ve fizik,
evrensel varoluşun iki temel alanı!
En uzaktan
gelen “merhaba”lar
Evrenin en uzaklarında neler oluyor? Oralarda neler
var? İnsanoğlunun yaygın merakı Ay’a seyahat, Mars’a gönderilen araçlar ve Mars
çevresinde turistik geziler ve Mars’a insan yerleşimine odaklanırken,
astrofizikçilerin (evreni anlamaya çalışan uzay fizikçileri) derdi bunlar
değil, umursamıyorlar bile Ay’ı Mars’ı.
Tam da öyle değil tabii, yakınımızla Güneş Sistemi ile
uğraşan astro fizikçiler şüphesiz ki var. Ama evrenin temel elemanları,
evrendeki karadelik, nereye gidiyoruz, ilk patlamanın izleri, paralel evren
teorileri, başka yaşamlar var mı, başka yıldız sistemleri ve oralarda muhtemel
bize benzer dünyalar vb gibi konular, kozmolojik takvimde olan bitenlerle
ilgilenen başka alemin insanları var.
Şimdi size, biz Antarktika’ya yerleşim hayalleri
kurarken, oradaki astro fizikçilerin “Buz
Küpü Nötrino Evi” kurduklarını söylersem ne anlarsınız? Ve bu “Nötrino
Evi”nde evrenin en uzaklarından gelen “nötrinolar” yakaladıklarını?
Eee ne olmuş, nötrino da nedir, yılın olayları içinde önemi
diye soracaksınız.. şu kadarını belirteyim: Nötrino maddenin en küçük
parçacıklarından biri. Yükleri yok gibi, bunu okurken bile bedeninizi
yüzbinlerce nötrino delip geçiyor! Nötrinoların önemi, galaktik yolculuk
yapmaları, en uzaktan bilgi taşımaları!
“Buz Küpü” (IceCube) ise bu nötrinoları yakalamak için
kurulan dedektörün adı. Dahası, dünyanın dört bir alanında kurulu nötrino
“tuzakları” ağı var. Ve bu yıl ilk kez uzak
galaksiden dünyamıza gelen bir nötrino yakalandı! Yeni bir bilim dalından
bahsediyoruz: “Multi Messenger Astro Fiziği”,
kozmik ışınlarla ve çekim dalgalarıyla uğraşıyor. Dünyayı bombordıman eden
yüksek enerjili kozmik ışınların kaynaklarına yolculuk başladı!
Neyimize yarar demeyin, neler oluyor deyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder