15
Ocak 2019 Salı / Bilim ve Siyaset Cumhuriyet
“Beylerbeyi
top sahasında ikamet eden yüzlerce hanelik bir seçmen kitlesi saptandı”..
Zaytung haberi gibi. Olmayan beşinci katlara kayıtlı, oy kullanacak
seçmenlerden tutun, ilçe nüfus sayısını bir kaç bin geçen seçmen olaylarına
kadar, ülke çapında yaygın bir sahtekarlık söz konusu.
Ucu
ülkenin hemen yerinde görünüyorsa “fazla seçmen” olayı, bu buzdağının görünen yüzü olabilir. Yüzbinlerce seçmeni barındıran
bir olayla karşı karşıyayız demektir.
Dün
sabah muhtarlığa uğradık. Eğer YSK’nın asılı seçmen kütüklerinde isimlerimizi
aradık ve bulduk, ama kütüklerde apartmanımızda kaç kişi yazılı olduğunu
göremiyorsunuz.
Bu
şüphesiz geçen seçimlerde uygulanan ve sahtekarlığa açık bir karardı, çünkü
şeffaflığı engelleyip kontrol olanağını yok ediyordu.. Durum hâlâ öyle.. Ama
muhtarlığımızın bilgisayarında yeni bir yazılımda, sokakta apartmanda kimlerin
kaydedilmiş olduğunu görüyorsunuz.
Bizde
isimler tamam. Kolay kontrol edilebilecek yerlerin dışında kalan kim kime
dumduma çok geniş memleket sathında istedikleri gibi at oynatılabilirler.
Muhtarlar devre dışı
Muhtarlığa
sorduk, Yüksek Seçim Kurulu’nun askıya çıkan kütüklerinin muhtarlıklarla ilgisi
sıfır. Bu kütükler nüfus müdürlüklerinin kayıt sistemleri esas alınarak
gerçekleştiriliyor. Çünkü hemen hemen 10 yıldır, nerede kayıt olduğunuzun resmi
yeri nüfus müdürlükleri. Siz “ben şuraya taşındım, artık burada oturuyorum”
diye başvuruyorsunuz, sizden ya bir elektrik – su faturası istiyorlar ya da
apartmanda oturanlardan birinin onayını: Evet burada oturuyor.
Böylece
seçim mahalliniz ve nerede oy kullanacağınız da belli oluyor.
“Fazla seçmen yükleme”nin adresi nüfus
müdürlükleri. Nüfus müdürlükleri İç İşleri Bakanlığına bağlı. Yani merkezi
olarak yönetiliyor.
İktidarın gizli eli mi var
Şimdi
sormalı: Nüfus müdürlüklerinde bir “gizli el” mi bu yüklemeleri yapıyor? Bu
“gizli el”e bu fazla seçmen listeleri mi gidiyor, “bu isimleri çeşitli yerlere iyi bir şekilde dağıt” talimatıyla?
İşaretler
böyle gösteriyor. Doğrusu bu sahte seçmen kaydı olayını Yüksek Seçim Kurulu’nda
aramaktan çok, sanırım nüfus müdürlüklerinde aramak daha doğru gibi..
Bu
sahtelik ne kadar yaygın, bilmiyoruz. Seçimin kaderini ilçelerde kentlerde
değiştirecek, iktidar merkezli geniş bir uygulama söz mu? Eğer böyleyse seçim
yapılmasının anlamı yok.
Bunu
anlamak için “evet mutlaka böyledir” gibi ön kabullerden yola çıkmak yerine,
ülke- kent çapında temsil edilebilecek sonuçlara ulaşılmasını sağlayacak bir
“bilgi havuzu” gerekli ve konunun uzmanı araştırmacıların da bunu çeşitli
yöntemlerle değerlendirmesi şart.
Yoksa
tef çalıp oynar dururuz ve gerçek durumu bilemeyiz.
***
Binali Yıldırım, hukuksuzluğun adı
Binali
bey “seçimler siyasi faaliyet değildir” açıklamasıyla, Anayasa’nın “Meclis
Başkanı vb siyasi faaliyette bulunamazlar” kesin emrinin kendisi için geçerli
olamayacağı gibi, ancak İsmail Dümbüllü’nün
kavuğuna anlatılacak (Ferhan Şensoy’a
geçmişti, şimdi de Rasim Öztekinli’nin
kafasında..) bir gerekçe sundu.
Bu
gibi uyduruk sığınmalar yapacağına Meclis Başkanlığı’ndan istifa yolunu
seçmeyen bir kimse, Başkan seçilirse, hukuka yasaya uymam demektedir.
Biliyorsunuz,
Binali bey daha önce de “diğerleri de istifa etsin ben de ederim” biçiminde
çuvala sığmayacak bir açıklama daha yapmıştı. Bırakın diğerlerini miğerlerini,
örnek olun ve istifa edin. Yoksa Anayasa dışı durumunuz ömür billah yakanızı
bırakmayacaktır.
Muhalefetin
de bu konuyu, kime şikayet edeceğiz gibi, uyduruktan bahanelerle geçiştirmesi
de başka bir mizah konusu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder