SAYFALAR

26 Ekim 2018 Cuma

CHP’ye geri dönelim,“ sağın diliyle” konuşmak ne?


Orhan Bursalı, 23 Ekim 2018, Bilim ve Siyaset

Yerel seçimlere gidiyoruz ya, CHP için önemli bir dönemeç daha. Yönetim için ya herro ya merro mu olacak, bilinmez tabii ki. Ama şüphesiz ki geçmiş yerel seçim sonuçlarıyla Mart’ta yapılacak yerel seçim sonuçları karşılaştırılacak ve “başarı” böyle ölçülecek: Kayıp mı kazanç mı..
Ama mesele yüzde 3-5 oy daha çok aldık, 3-5 belediye daha kazandık veya aynı oranda kaybettik sonucundan çok daha öte bir anlama sahip.. Artık bunlar önemini yitirdi.
Türkiye dibe vurdu, büyük bir kriz sürecine girdi, bakmayın siz iktidarın yüksekten atmalarına, seçmenlerini karşı, “saldırıyı püskürttük, toparlanıyor ülke, yarın tamam” sürekli söylemleriyle tutmaya çalışıyor. Oysa yoksullaşma çok hızlı seyrediyor. Yolumuzu çeviren çevirene.. 
İktidar öyle bir durumda ki İş Bankası ve iştiraklerine göz koydu, onları portföyüne katmak için acele ediyor, 17 milyar doların üzerinde bir varlıktan söz ediyoruz.. iktidar amansız ve insafsız; miras hukuku tanımaz, vasiyet bilmez ve yıkar geçer anlayışında..

Kriz döneminde odak olamamak
Tamam CHP yönetimi buna karşı bir eylem planı hazırlığında. Ama bu başka bir mesele, millet daha çok, CHP verse ne olur havasında, utanmaz köşelerde de bu anlayış pompalanıyor. CHP bu konuda teslim olmaya zorlanıyor, sözde CHP ezber bozsun bir de başka türlü yapsın havalarında!
Ama yine de Türkiye’nin meselesi bunun ötesinde.. Okurlar soruyor: Şimdi bu kriz koşullarında bile CHP bir odak olamıyorsa, o zaman politikalarda çok temel bir sorun olduğu gözükmüyor mu?
CHP’nin temel politikası yıllardır değişmiyor: Seçmenler belli, bizim büyümemiz için AKP seçmeninden oy almamız gerek, bu durumda AKP seçmeninin hoşuna gidecek politikalar izlemeliyiz. Bu politikayı çok net bir şekilde geçenlerde yapılan CHP Abant toplantısında şöyle dile geldi:Entelektüel, akademik ve elitist bariyerleri aşıp, sağ partilere oy veren büyük kesimin diliyle konuşmak.”
CHP’ye “elitist dille konuş” diyen yok. 16 yıldır eğer bunu yaptığını düşünüyorsa geçmiş olsun zaten!

Elitist dil yanlışı

Mesele “sağ partilere oy veren büyük kesimin diliyle konuşmak” saptamasında. Bu ne demek şimdi? “Elitist dil”in yerine konan bu mu?
Sağ partilerin diliyle konuşup sonra alternatif bir sosyal demokrat program mı uygulayacaksınız? Bu meydanlarda kara çarşaflı bir aileyi getirip göğsüne yalancıktan CHP rozeti takmaya benzer.
Alternatif olmak “sağ jargon” mu? İktidara geldiniz diyelim, “sağ politikalar” mı uygulayacaksınız? Saçmalık.
Mesele, 1) AKP’ye oy veren tüm seçmeni “AKP’li seçmen” olarak görmekte, onları yerinden kımıldamaz seçmen olarak kabul etmekte, 2) AKP’nin Türkiye’ye dibe vurdurmasını o seçmenin hiç umursamayacağını sanmakta, 3) Seçmenin “AKP kötüye götürüyor hepimizi” noktasına geldiğinde, karşısında güvenilir, başka politikaları ve dili olan bir partiyi arayacağını görmemekte.

Salı toplantısını meydanlara taşıyın

AKP sağ, arada sırada hatta aşırı sağ, otoriter tek adam partisi. Söylemi, politikaları belli.
Türkiye’yi iflasa böyle bir iktidarın getirdiğini vurgulamak birinci derecede önemli. Bunun için “sağ jargon” gerekmiyor!
Ekonomik kriz durumları milleti yeniden düşünme sürecine getirir. Nitekim milletin parası pahalılıktan pul oldu.
Buna karşı bir odak inşa edip harekete geçiyor ve milleti seferber edebiliyor mu?
Mesela salı toplantısını milletle sahada yapıyor musun, sıradan insanları sahneye çıkartıp konuşturabiliyor musun.
Alternatif, “sağ partilere oy veren milleti” çekmek anlayışı değil. Bunu yapamazsınız. Onları sağcı kabul edip sol politikalar izleyemezsiniz.
Ne diyeceksiniz? “Bunlar sağcı ama kötü sağcı, en iyisini biz uygularız” mı?
Sosyal demokrat, paylaşımcı, katılımcı, bölüşümcü, yoksulları koruyan, dayanışmacı dilden bu millet anlamaz mı diyorsunuz?
Olağanüstü dönemlerden geçerken “ortalama” politikalarıyla yol alamazsınız..
Cesur, kararlı, değişik ve yeni.. İp uçları burada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder